Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '12

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe İdeolojisi

10 Temmuz 2011 günü Türkiye’de kimsenin hiç beklemediği bir şey oldu. Türkiye’nin diyorum aslında sürecin içinde olanlar yapacakları eylemin hem farkındaydı hem de kararlıydı; çünkü bilinçliydi.

Bazen alanlardaki, caddelerdeki kalabalıkların sayısı çok önemli olur.

Bazen de o kalabalığın temsil ettiği değerler…

Kiminde milyonlarca kişiyi bir araya getirirsiniz ancak o kişilerin sahip olduğu düşünceler güçlü anlamlar ifade etmez.

Fenerbahçe taraftarı o gün Topuk Yaylası’na çıkıp yalnızlığa terk edilmiş futbolcusunu kucakladıktan sonra kendisini Bağdat Caddesinin seline bıraktı.

O yürüyüş yakın zaman içinde ülkemizde görülmüş ilk toplumsal kitle hareketiydi. Açıkçası hem yürüyenler hem de o yürüyüşe karşı duranlar için içinde belirsizlikler barındırıyordu.

Fenerbahçeli olmadığı halde o yürüyüşün ne anlam taşıdığını o an fark etmiş bazı kişilerin selin içine kendilerini bıraktığına şahit olduğum için burada rahatlıkla paylaşabiliyorum.

O kitle Şükrü Saraçoğlu’nun önünden köprü yoluna döndüğünde Fenerbahçe’nin kaderini ellerine alacaklarını ve bunun yaklaşık 300 küsur günlük bir mücadeleye dönüşeceğini belki de o an bilmiyorlardı.

Hiç kimse bilemezdi; ancak şu bir gerçekti ki Fenerbahçe taraftarının taraftarlık bilinci ülkemizde sıklıkla dile getirilen takım tutma formatının çok üzerindeydi ve bugün rahatlıkla ifade edebiliyoruz ki ideolojik bir temel üzerinde yükseliyordu.

Aziz Yıldırım ve arkadaşları bu ideolojinin ne olduğunu çok iyi öğrendikleri için 2000 yıllara damgasını vuran ve bugün birilerinin ele geçirmek istedikleri o gösterişli yapıyı Fenerbahçe Taraftarının sahip olduğu bu bilincin üzerine kurdu.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; Şükrü Saraçoğlu kulübün öz kaynaklarıyla tamamlanamazdı. Fenerbahçe taraftarı için Maraton ve Fenerium tribünlerinin önemi büyüktür; ekonomik olarak kendileri katkı yapmıştır.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; Fenerium diye dünyanın sayılı spor markalarıyla yarışacak hale gelen ve anlaşılması güç bir marka, fenomen ortaya çıkmazdı.

Fenerium 3 Temmuz Darbesi sürecinin en önemli direniş mevzilerinden biri olmuştur. Cebinde 1 TL parası olan taraftar acaba orada kulübü için satın alabileceği bir ürün olabilir mi diye mağazalara koşmuştur.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; süreç içinde inşa edilmiş tesislerin hiçbiri tamamlanamazdı.

Topuk Yaylası bugün Fenerbahçelilerin en güzel zamanlarını geçirebilecekleri muhteşem bir dinlenme ve aktivite yeri olmuştur.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; Ataşehir’deki dev spor salonu yapılamazdı. O salonun gücü bugün çok iyi anlaşılmıyor ama zaman içerisinde anlaşılacaktır.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; FBTV, Radyo, Fenerbahçe Dergisi olamazdı. Bu kadar geniş kitlelere yayın yapamazdı.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; resmi rakamlara göre 300.000 ancak süreç içindeki kayıtlara bakılırsa 700.000 adet Taraftar Kart üyesi olamazdı.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; Fenerbahçe’nin yarıştığı tüm spor alanlarında salonları ve tribünleri dolduran taraftarı olmazdı.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; bugün diğer kulüplerin de önemini fark ettikleri futbol dışındaki spor branşlarındaki başarılar gerçekleşemezdi. Büyük bir ihtimalle Filenin Sultanları Olimpiyatlara gidemezdi.

Fenerbahçe İdeoloji olmasaydı; futboldaki bu büyük gelirler oluşmazdı. Fenerbahçe’nin borsadaki değeri diğer üç kulübün değerinden fazla olmazdı.

Fenerbahçe İdeolojisi olmasaydı; 3 Temmuz Darbesi Fenerbahçe’yi yerle bir ederdi.

Ama Fenerbahçe İdeolojisi vardır!

İdeolojiler kitleleri bir arada tutan üstyapı kurumlarıdır. Ortak bir bilince karşılık gelir ve bu bilinci taşıyan insanların sayısı ne kadar fazlaysa ideoloji de o kadar güçlü olur.

Bir şeyleri değiştirebilme iradesine sahiptir.

Bugün çeşitli toplumsal kesime ait kişiler bu ortak bilincin altında bir arada toplanmışlardır. Fenerbahçelilik duruşu diğer birçok değer, düşünce ve eylemin önüne geçmiştir.

Fenerbahçe taraftarı bu bilinçli duruşunu gösterdiği için “karaya doğru hızla çarpmak üzere ilerleyen dev bir tankeri durdurmakla kalmamış, yönünü değiştirmiştir.” (ŞM - alıntı)

Yönünü değiştirdiği Fenerbahçe’nin kaderiydi. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..