Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe kazandı, Gezer ve Denizli kaybetti

Fenerbahçe kazandı, Gezer ve Denizli kaybetti
 

Bünyamin Gezer malesef derbide futbolun önüne geçti.


Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin başrolüne iki isim soyundu: Bünyamin Gezer ve Mustafa Denizli. Bu iki jön el ele verdiler, Fenerbahçe’ye sıkıntılı döneminde ilaç gibi geldiler. Maçın hakeminden söz edip de araya “asıl mesleği polislik” tanımlamasını sıkıştırmayan duydunuz mu? Bünyamin Gezer asıl mesleğinde de suçluyla masumu bu netlikte (!) teşhis edebiliyorsa vay bizim halimize! Şimdi eminim “Bünyamin Gezer asayiş görevinde değil, şube çalışanı” diyerek araya girenler olacaktır. Oysa bu satırların yazarı o konuyu da biliyor, Bünyamin Gezer’in amatör futbolculuk döneminde ne sıklıkla kırmızı kart gördüğünü de. “İnsan herkesi kendi gibi bilirmiş.” diye güzel bir atasözümüz var. Durumu da güzel açıklıyor hani… Eğer Bünyamin Gezer Edouard Cisse’nin ilk sarı kartı ile İbrahim Toraman’a kart gösterdiği pozisyonları yeniden izleyip “Evet, hata yapmışım!” diyorsa bu yönetimine “hakem hatası” der geçeriz ama uydurma kartlarında diretiyorsa işte o zaman problem var demektir. Tabi Serdar Tatlı ve Erman Toroğlu’nu örnek aldığını açıklayan futbolumuzun yeni otorite timsali, Fenerbahçe tribünleri her ayağa kalktığında neden yelkenleri suya indirdiğini de açıklamalı.

Gelelim diğer jöne… Cesur oyun anlayışının ve hücum futbolunun ülkemizdeki şaşmaz savunucusu Mustafa Denizli, belli ki Kadıköy’e gelirken “1 puanı alayım, keyfime bakayım” diye düşünerek gelmiş. Galatasaray’ın 4-2-3-1 ile Kadıköy’de 4 yiyip evine dönmesinin üzerinden çok zaman geçmedi. Buna rağmen Saraçoğlu’nda sahaya 4-2-3-1 ile çıkan siyah-beyazlı takımın da akıbeti farklı olmadı. Belki skor 2-1’de kaldı ama Beşiktaş da Galatasaray gibi 4 gol yese sanıyorum kimse gıkını çıkarmazdı. Düşünce itibariyle 4-2-3-1 gerçekten de defans güvenliğini ön plana alan bir strateji. Ancak sağ bekinizin İbrahim Toraman, stoperinizin de Gökhan Zan olduğu bir maçta iki ön liberonuzdan birini de komik bir kararla kaybederseniz üstelik şapkadan da Serdar Özkan’ı çıkarıp asları kulübede oturtursanız evdeki hesap elbette çarşıya uymayacaktır. Derbinin sonucu şu gerçeği değiştirmez: Beşiktaş (bu sezon için) Fenerbahçe’den daha iyi bir takım. Eğer sarı-lacivertliler “Derbileri kazanıyorsak tüm maçları kazanabiliriz” fikrine kapılırlar ve Ocak transferini ıskalarlarsa derbilerdeki coşkulu hava uzun sürmeyecektir. Fenerbahçe 100 metreleri çok iyi koşuyor ama bir maraton koşusunu kazasız tamamlayamayacağına dair de güçlü sinyaller veriyor.

Yazımızın son bölümünde Mustafa Denizli ile ilgili farklı bir detaya değinelim. Bugüne kadar “güler yüzlü” teknik adam olan Denizli, Fenerbahçe maçı sonrası iyiden iyiye “Bu adam her kayıptan sonra neden sırıtıyor?” sorularına muhatap olmaya başladı. Bu sorular kendisinin kulağına geliyor mu bilemiyoruz ama taraftar için bu tip derbilerin ehemmiyeti malum. Mustafa Denizli bu uzun yarışta moral motivasyonu üst seviyede tutmak istiyor olabilir ancak Beşiktaş’a gönül verenlerin yüzünden düşen bin parça iken kendisinin etrafa gülücükler dağıtması da pek hoş karşılanmıyor. Siyah-beyazlı camia adına korkum, Mustafa Denizli ile taraftar arasına kara kedi girmesidir ki, tecrübeli teknik adam Fenerbahçe maçındaki kararları ve takım yönetimiyle bahsettiğimiz soğuk iklimin tohumlarını ekmiş oldu. Bu konuya dikkat!
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..