Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '16

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe kazanma ve şampiyon olma yeteneğini kaybetti!

Geçen hafta nerede bırakmıştık?

“Bundan sonra inisiyatif tamamen Beşiktaş'ın eline geçti. Buradan çevrilir mi? Artık zor görünüyor. Sorun sadece Beşiktaş'ın puanlar kaybetmesi de değil, Fenerbahçe bu haliyle puanları kazanacak futbolu bu saatten sonra nasıl oturtacağı ile bağlantılıdır.”

Osmanlıspor karşısındaki Fenerbahçe’nin değil şampiyon olmak, maçı kazanacak hali bile yoktu. Kasımpaşa’nın Beşiktaş’ı yenmesiyle ortaya yepyeni bir opsiyon çıkmış olsa da Fenerbahçe öyle bir durumdaydı ki rakibi ne kadar puan kaybederse kaybetsin eline geçecek fırsatları pek değerlendirecek gibi görünmüyor.

Hani bu 18, 19, 20. Haftalarda olur bir dereceye kadar anlaşılırdır, takımın toparlanabileceğine yönelik bir şeyler söylemek mümkün olur.

Ama Fenerbahçe zaten saydığımız haftalarda iyi top oynuyordu, hatta Avrupa Kupalarında daha da ilerlere gidecek bir gücü olduğunu da gösteriyordu. Ne olduysa Fenerbahçe’nin İstanbul’da çok iyi oynadığı Lokomotiv maçından sonra Pereira takımla oynama ihtiyacı duydu ve işleyen, çalışan sistemi tekrar sezon başındaki fabrika ayarlarına döndürdü.

Fenerbahçe için sonun başlangıcı bu mudur?

Kesinlikle değil! Sebepleri o kulübede oturanlar, yönetimdekiler çok iyi biliyor olmalıdır. Bizse ancak tahmin edebiliyoruz.

Nedir bunlar?

Nani ve Persie üzerinden ilerleyen ve önü bir türlü alınamayan takım içi huzursuzluk ya da mutsuzluk!

Takımın Persie ile oynamayı ısrarla reddetmesi sezon boyu Hollandalının neredeyse oynadığı tüm maçlarda göründü. Geçen hafta Gökhan Gönül bile Van Persie’ye çok müsait pozisyonda top atmayınca artık tahmin edilecek bir hali de kalmadı.

Nani, oynadığı pozisyon gereği topu ayağına aldığı anda tüm takımın hareket yeteneğini yitirmişçesine durup Portekizliyi izlemesi takım oyunu adına tam bir fiyaskoydu.

Pereira bunu çözecek bir teknik adam değildi; ancak Aziz Yıldırım öyle bir yerde müdahalede bulundu ki soğuk savaş rüzgârı dindi takımın da ritmini bulmasıyla çok önemli bir avantaj sağlanmış oldu.

Sezon ortasında yönetim bunu görüp ki artık yeterince tecrübesi olduğunu düşünüyoruz buna müdahale etmesi, önlem alması gerekiyordu. Hazır da Çin’den talipleri gelince bu iki sorunlu futbolcudan kurtulmak iyi bir fikir olabilirdi çünkü Fenerbahçe’yi oynatan bu ikisi değildi.

İyi bir transfer ekibi çok uzaklara bile gitmeden bunların yerine iş yapacak oyuncuları bulabilirdi.

Bu da yapılamadı.

Ve bir sezon daha heba edilmiş oldu.

Diego gibi bir oyuncuya nasıl üç sezon tahammül edildiğini de anlayabilmek kolay değil. Adam ısrarla ne kadar kötü bir on numara olduğunu gösterdikçe sanki bile bile oynatıldı.

47 yaşındayım, iddia ediyorum bu kadar zaman Fenerbahçe ile antrenman yapsam Diego’dan iki kat asist yapardım. Hiçbir şey beceremesem, çalım atamasam duran toplarla tehdit oluştururdum.

Fenerbahçe 2003-04 sezonundan bu yana yıllardır duran toplarla rakiplerine büyük üstünlük kurmuş, şampiyonluklar kazanmışken bu seneki görüntü sefalet ötesidir.

Kuşkusuz bu oyuncu kadrosuyla hızlı oynayabilmek de hiç kolay değildir. Fenerbahçe, Konyaspor’dan yedikleri gibi sezon içinde kaç gol atabildi?

Maça nasıl gelelim, neresini konuşalım?

Haftalardır sorun olan ne varsa hepsini teker teker gördük.

Ne bir atak organizasyonu izleyebildik ne de pas trafiği…

Evet, savunmak, gol yememek çok önemlidir. Ancak maçlar üç puan için oynanıyor ve Fenerbahçe kazanma yeteneğini tamamen yitirdi.

Bu da tabii şampiyonluğa mal oldu. 

Aykut Hoca Konya'da çok büyük işler yapıyor. Fenerbahçe'de devam etmiş olsaydı kuşkusuz çok başka şeyler olacaktı. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..