Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe kendi kendini ye(n)di! TS:3-FB:2

Fenerbahçe kendi kendini ye(n)di! TS:3-FB:2
 

Özer, kankalarına pas verirken:))


Spor Toto Süper Ligi'nin 2. haftası da tamamlandı. Geçen yılın şampiyonu Bursaspor ile Galatasaray oynamasına rağmen haftanın en çok merak edileni her zamanki gibi Fenerbahçe ve Trabzonspor maçıydı. Trabzonspor, ilk hafta 3 puan almış ve hafta içi Liverpool'a karşı iyi direnç göstermişti. Maçın favorisi ve ligin en formda takımı olarak çıktı sahaya.

Avrupa Ligi öneleme maçı kur'asında "Liverpool" çıkınca herkes gibi ben de Trabzonspor'a acımıştım, "Bu kadar mı şanssız olunur?" demiştim. Ama genç bir kaleci çıktı, maçı çevirdi. Favori gösterilen Cimbom turu zora sokarken, kolay geçmesi beklenen Fenerbahçe hiç umut vermezken, Trabzon'dan sürpriz bekler oldu tüm Türkiye.

Dünkü maçta da genç bir kaleci çıktı ve Fenerbahçe'nin kaderini değiştirdi. Kaleci Volkan'ın sakatlığında formayı ilk kez devralan Mert Günok, Trabzonspor'un kalecisi Onur'a her konu da fark attı ve kurtarışlarıyla farkın çoğalmasını önledi. (Babası da yıllar önceTrabzonspor'da kaleci olarak oynamış.) Volkan Babacan da Kayserispor'a gidince, 3. kaleci ile oynadı kosKOCAMAN Fenerbahçe takımı. Neyse ki çocuk şanslıydı, acemi şansı belki de!

Daha maç kadrosunu görünce, "Aykut Kocaman ne yapmayı düşünüyor acaba?" dedim, futboldan teknik olarak anlamasam da... Alex ve Stoch yedek kulübesinde, nöbetçi Semih ve yeni transfer Niang sahada. Onlara gol paslarını Özer'in vereceğini düşündü zaar. Özer de pasları hep gönlündeki takımın ayaklarına sundu. Zaten zor kazanılan serbest vuruşları Kaleci Onur'un kucağına yolladı, köşe vuruşu atışları da tam jeneriklik!

Biz GAP Arena'da kupayı Özer'in sayesinde kaybetmedik mi? Ben bile görüyorum ekrandan, o kadar teknik adam görmüyor mu? Çocuk Fenerbahçe'ye gelmeden önce bir konuşmasında " En büyük hayalim Trabzonspor'da oynamak!" demişti, zaten oralı ve bir yakını da o külüpte çalışıyor. O daha bir çocuk, baskı görmesi ve etkilenmesi kolay!

Nitekim de öyle oluyor!

*****

Hem dönüp geriye bir bakın, Alex'in oynamadığı hangi maçta golcü Semih gol attı, milli maçlar da dahil? Daha geçen hafta iki attı, bir de attırdı. Hem Alex'i harcıyor hem de Semih'i yeni Sportif Direktör. "Alın size Alex, alın size Semih!" der gibi...bir de dün akşam alın size çift forvet, dedi. Ama gol pası verecek futbolcuyu kulübede unuttu.

Ne Emre, ( yerlerde yuvarlanmasına, agresiv oynamasına rağmen) ne Özer ne de Topuz hiç biri Alex'in kör tırnağı bile olamaz! Stoch belki biraz, oynadıkça göreceğiz.

Niang ve Stoch şimdilik iyi gözüküyor ama takımı sürüklerler mi, bilemem, yanlarındakiler Selçuk, Topuz, Baroni olunca... Atılık durumda olan, kadroya bile alınamayan gol kralları var, lüks araba mezarlığı gibi oldu koca takım! Aurello da Beşiktaş'a geldi, madem boştaydı niye almadılar ki...Fink gönderilecekmiş...Dışardan başka transfer yapmayacaklarsa ya Bobo'yu ya da Fink'i alsınlar!

Akşamki maç gerçekten izlenmeye değerdi, herkes zevkle izlemiştir eminim, yenilen Fenerbahçe olunca zevk oranı 5 kat daha artmıştır. Aslında söylemek gerekirse, skor bir yana Fenerbahçe daha dirençliydi. Maça genel bakıldığında Trabzonspor'da önplana çıkan ve akılda kalan bir oyuncu yok. Golleri atan oyuncular bile. Yılın gol kralı adayı Teofilo'un yıldızı bile sönüktü. Uyanık Yattara sadece Fenerbahçe maçlarında oynuyor, tüm sezon yatıyor. Selçuk ve Umut bizim maçlarda çok geriliyor ve başarısız oluyor. Serkan Balcı hala eski takımına kin tutuyor, 3 kat daha fazla koşuyor, diğer maçlarda da böyle oynasa Trabzonspor her sene şampiyon olur.

Gelelim şimdi, maç öncesi sahaya inen minik martıya sempatik hareketler yapan Bünyamin Hoca'ya. Daha penaltı kokana düdük çalmadı, ama Colman'ın kendini atmasını yuttu, neyse ki genç kaleci Mert ,aynı Colman'ın attığını tuttu. Maçın sonunda da kendini aklamak adına uzatmalarda Fenerbahçe ataklarını kesmedi ve lehine kararlar verdi. Maçın berabere bitmesini istedi sanki, lige rotbalans ayarı yapacaktı güya, rakiplerle ara açılmasın diye.

İlahi adalet işte!

Tam penaltı atılacağı sırada TV ekranı dondu, buz tuttu...tekrar görüntü geldiğinde ise köşe vuruşu atılmış, oyun devam ediyordu, bizim gözümüz hemen ekranın üst sağ köşesine kaydı ve "çak" yaptık eşimle. Peşpeşe gelen gollerle farklı bir yenilgi alacağımızı düşünürken, tek farkla "şerefli yenilgi" aldık! Maça damgasını kantarın topuzunu kaçıran Mehmet Topuz vurdu, sezonun ilk golünü kendi kalesine yolladı. Gol attı, gol kaçırdı...iyi futbolculuk sadece kondisyonla-koşmakla olmuyor işte, pratik zeka da gerektiriyor. Ben Alex'i ondan seviyorum. Lugano'nun güzel golü bizi ümitlendirse de hemen peşinden gelen karambol golü rakibi heveslendirdi. İlk yarı bitmeden 5 gol atılmıştı bile.

Lig tarihinin tüm rekorları alt üst olacaktı mazallah!

İkinci yarı daha iyiydi Fenerbahçe, Trabzonsporlular vitesi düşürdüler. Semih sakatlanıp erken çıktı, yerine giren Stoch oyunun gidişini etkiledi. Sonucu teknik adam farkı belirledi, Şenol Güneş faktörüne yenildi Fenerbahçe. Bir tarafta dünya 3.lüğü görmüş bir teknik adam ( Ne Fatih Terim ne başkası, en başarılı yerli hoca bence), yurtdışı başarıları da var Güney Kore'de, diğer tarafta "acemi nalbant" denilebilecek bizim oğlan Kocaman...14 yıl önce attığı golle avlamış sadece...

"Daha henüz ligin 2. haftası filan demeyin," ben Aragonesli günleri bile şimdiden arar oldum. En azından kısa paslarla sıkıntı veren bir maç izlesek de top ayaklarında kalıyordu, şimdi öyle mi? Dan dun vuruyorlar topa. Hava topları da, eğer rakipte boy avantajı varsa onlara geçip kalemizde gol oluyor. Aykut Hocalı dönem gelecekte hiç iyi anımsanmayacak, önsezilerim öyle söylüyor. Teknik adam değirmeni de olmayalım ama bu oyun da bizleri mutsuz ediyor, tek tesellimiz diğer büyüklerin kötü gidişatı...

Beterin beteri var, haline şükret Fener, dedirtiyor!

Hafta içi PAOK, haftasonu puansız Manisaspor... Ne olacağını tahmin edeniniz var mı?

Benim yok!

Resim alıntıdır:

http://www.superfb.com/galeri.php?frm_id=701&sira=9#galeri_anchor

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..