Fenerbahçe krizden çıkıyor, Beşiktaş krize giriyor!

Mönchengladbach maçı sonrası yazımda Beşiktaş 'ın oyun yapısı ve karakteristiği olarak Mönchengladbach' dan çok farklı olmadığını, Fenerbahçe' nin benzer bir mücadeleyi Kadıköy' de sergilemesi halinde bu maçtan 3 puan çıkartabileceğini yazmıştım. Tam da beklediğim gibi oldu ve Fenerbahçe, "sadece mücade ederek", fazla pozisyona girmeden, organize ataklar geliştirmeden, "sadece girdiği pozisyonları değerlendirerek" aynen Mönchengladbach maçı gibi farklı bir skorla 3 puanı aldı.

Bu maç iki açıdan önem taşıyordu. Birincisi Aykut Kocaman' ın Alex olayları sonrası kredi kazanması. İkincisi, Fenerbahçe camiasının normalleşme sürecine girmesi. 1 hafta içinde alınan iki farklı galibiyet ve 6 puan, Fenerbahçe' yi normalleşme sürecine sokarken, Aykut Kocaman' ın da en az 3-4 haftalık kredi kazanmasını sağladı. Hocanın maç sonu açıklamasında "24 saat rahat uyuyabileceğiz" demesi bu kredi durumunu en iyi şekilde özetliyor. Ancak hocanın açıklaması şu açıdan önemli; kendisi de farkında ki, taraftarların Alex baskısı bir gecede sona erecek değil. En az birkaç hafta Alex, Demokles kılıcı gibi hocanın tepesinde olacaktır. Bu durum, hoca üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Üst üste alınacak galibiyetler, bu süreçte hocanın elini güçlendirecektir. Ancak hocanın işi kolay değil.

Skor aldatıcı olmasın, bugün Fenerbahçe, oyuna hakim değildi. Oyunun sadece 15- 20 dakikalık bölümünde rakibine oyununu kabul ettirdi. Maçın kalanında, rakibin 10 kişi kaldığı dakikalarda bile son derece temkinli ve oyunu kendi yarı alanında kabul eden bir anlayış ile oynadı. Özellikle 3. golden sonra, yaklaşık 30 dakikalık bir periyotta futbol adına hiçbir olumlu iş yapılmadı. Son 30 dakikada Fenerbahçe' nin futbol adına anlamsız geri ve yan pasları ile dolu, sıkıcı bir futbol izledik. Bugün Fenerbahçe, erken bulduğu golün avantajını yaşadı. Ancak Fenerbahçe açısından en önemli gelişme, yakalanan fırsatların değerlendirilmesi oldu. Tıpkı Mönchengladbach maçındaki gibi az pozisyona girmesine rağmen, bu fırsatları gole çevirmeyi bildiler. Bu önemli bir nokta çünkü Fenerbahçe kötü oynarken dahi farklı galip gelmeyi başarıyor. Alınan 3 puanlar, hocaya takımı oturtmak ve kafasındaki futbolu oynatabilmek adına zaman kazandırıyor. Ayrıca takımın mücadele gücü pozitif sinyaller veriyor. Oyun ciddiyeti ve konsantrasyon ise halen negatifte.

Fenerbahçe' de Meireles, Topal ve Cristian üçlüsünün uyumu artarsa, takım hücum anlamında daha yaratıcı işler yapabilir. Ancak şu anda, bu üçlü son derece uyumsuz. Sow ve Kuyt' ın da birbirleri ile uyumları soru işareti. Fenerbahçe' de en verimli noktalar kanatlar. Hasan Ali- Caner ve Gökhan- Kuyt ikilisi daha uyumlu gözüküyor. Alex' in yokluğu takımı mücadele anlamında daha dirençli kılıyor. Mehmet Topuz' un yokluğu da, topun 2. bölgeden 3. bölgeye daha hızlı aktarılmasını sağlıyor. Ayrıca Kuyt, Gökhan için daha fazla boş alan sağlıyor ve Gökhan' ın ofans performansı yükseltiyor. Zaman Fenerbahçe' nin lehine gözüküyor, ancak Aykut Kocaman' ın hücum setlerini iyileştirmesi ve takımın rakip sahaya yerleşerek baskı kurması noktasında bazı tedbirler alması şart gözüküyor.  

Beşiktaş' a gelince, bu sonuç "feda" felsefesinin saha içi yansıması. Sahadaki Beşiktaş 11' ine baktığımızda, kadronun gücünün, kapasitesinin ancak bu kadar olduğunu görüyoruz. Samet Hoca, kendisinden daha geniş bir kadroya sahip, daha tecrübeli bir takıma karşı mücadeleyi ön plana çıkartan bir takım ile elinden geleni yaptı. Aslında, Fenerbahçe adına erken gelen gol, Samet Hoca açısından şanssızlık oldu. Bu golü, Beşiktaş' ın hele de deplasmanda çıkartması zordu. Skor 3-0 olduğunda, Beşiktaş' ta psikolojik olarak havlu atmış oldu. Son 30 dakikada, 10 kişi kalmasına rağmen, oyuna tutunmaya çalışan bir Beşiktaş izledik. Son 30 dakikada Fenerbahçe hiçbir organize atak geliştiremeyince, maç 3-0 bitmiş oldu.

Beşiktaş' ın mevcut kadro yapısı ve oyuncu alternatifleri ile bu sezon 3.lüğe oynayacağı açık. Esasen Necip, Veli ve Fernandes ile dirençli bir orta sahası var ancak, bu 3' lüyü destekleyecek olan bekler ve açıklar maalesef yeterli ve tecrübeli değil. Özellikle İsmail' in yokluğu hissediliyor. Kanatların hiç çalışmadığı bir düzende, Almeida' dan da verim almak mümkün olmuyor. Alternatifli bir kadro değil ve bu alternatifsizlik Samet Hoca için aşılması en zor durum. Devre arasında mutlaka 2-3 nokta transfer gerekiyor. Son 3 maçta 3 mağlubiyet alan Beşiktaş' ın artık kazanmaya başlaması gerekiyor. Aksi halde kriz kapıda gözüküyor.

Sonuçta bu gece alınan 3 puan en çok Aykut Kocaman' a yaradı. Beşiktaş' ın bu sezon kadro kısıtları nedeniyle feda ettiği 3 puan, Aykut Hocaya kredi olarak döndü. Bir iki maçta alınan 3 puan ile taraftarın Alex' i unutması mümkün değil. Yani bu 6 puan Alex' e veda anlamına gelmiyor, ancak normalleşme süreci açısından önemli. Kriz en azından Alex' in Pazartesi günü yapacağı açıklamalara kadar dondurulmuş oldu. İşin özeti, bir takım krizden çıkarken, diğeri ufak ufak krize giriyor.