Fenerbahçe kupa finaline çok yakın : 2-0

Fenerbahçe - Manisaspor Ziraat Türkiye kupası yarı final maçı öncesinde, Türk sporunda, centilmenliği ve saygın duruşu ile anılan Özhan Canaydın için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu başlamasıyla birlikte tüm Fenerbahçe'li taraftarların içten alkışları gerçekten görülmeye değerdi. Özhan Canaydın ve Fenerbahçe camiasına yakışan bir saygı duruşu oldu.

Türk futbolunun ve Galatasaray camiasının başı sağolsun. Umarım , gelecekte Özhan Canaydın kalitesinde , olgunluğunda, fair play ruhuna sahip centilmen başkanlar görebiliriz...

İki takım da maça çok durgun ve kontollü başladı. Fenerbahçe, hafta sonu derbisini düşünerek, defansı sağlam tutarak Manisaspor'un yapacağı hatalardan gol bulmayı bekler gibiydi.

Beklenen hata gecikmeden geldi. Türk futbolunun klasik hastalığı olan, top ayağında olan defans oyuncusunun zor durumda kalınca, kaleciye veya en son adama geri pas verme hastalığı 30.dakikada yaşandı. Savunmada Gabriel kaleci Orkun'a geri pas verdi kaleci Orkun topu uzaklaştırmak isterken ayağından kaçırdı top ceza sahası içinde bekleyen Guiza'nın önüne düştü ve Guiza bekletmeden köşeye doğru plase vuruşla Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçirdi.

Golden 2 dakika sonra, Dos Santos sol kanattan ceza sahası içine yaptığı ortaya, Deivid yükseldi kafayı vurdu ve durum 2-0 oldu.

2-0 dan sonra maç tekrar Fenerbahçe'nin istediği yavaş tempoda oynanmaya devam etti.

İkinci yarıda, 77 de Kalabane 2.sarı karttan kırmızı görerek takımını 10 kişi bıraktı. Buna rağmen Fenrbahçe, yine derbi nedeniyle tempoyu artırmadı ve maç fazla zorlanmadan 2-0 bitirdi ve Fenerbahçe final için büyük avantaj elde etti.

Maçın 24.dakikasında Emre sakatlandı ve yerini Deivid'e bıraktı. Deivid ve Selçuk uzun süreden beri ilk defa mücadele ettiler ve iyi oynadılar. Alex'de oyunun içinde kaldı, her durumda pas almaya ve pasları olumlu kullanmaya çalıştı. Özer yine güçsüz ve kötüydü, çok top kaptırdı.

Manisaspor'un düşme tehlikesi içinde bulunması oyununu çok etkiledi. Maça konsantrasyonunu bir türlü sağlayamadı ve Fenerbahçe de defansta sağlam olunca hiç net gol pozisyonu yaratamadan maçı bitirdi.

Maçın hakemi Abdullah Yılmaz çok iyi ve başarılı bir maç yönetti. İki hafta önce, Denizlispor-Beşiktaş maçı yazımda da belirttiğim gibi Abdullah Yılmaz, hangi takım olursa gördüğünü korkmadan çalan, maçın kontrolünü elinden kaçırmayan, her takıma eşit mesafade olan başarılı genç kuşak hakemlerimiz arasında yer alıyor.

Bu genç hakem grubu içinde Kasımpaşa -Beşiktaş maçını yöneten Özgür Yankaya , Bursa Denizli maçını yöneten Serkan Çınar'ı da sayabiliriz. Bazı pozisyonlarda hata yapsalar bile kimse onlara Fırat Aydınus, Haluk Özdalga, Bülent Yıldırım, Tolga Özkalfa v.b gibi hakemlere gösterdiği tepkiyi göstermez sanıyorum.

Başta Cüneyt Çakır olmak üzere, bu başarılı genç kuşak hakemlerimiz, geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlıyor. Çünkü, bu düzeyde ''önyargısız kompleksiz, tarafsız'' maçlar yönetildiği taktirde, Süperlig'de her yıl standart olarak yaşanan gerilimler yaşanmayacak , maçlarda hakemler yerine sadece futbol konuşulacak ve Süperlig kalitesi artacaktır diye düşünüyorum.

Cüneyt Çakır, Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük ve başarılı hakemimiz olma yolunda hızla ilerliyor. Gerçekten gurur duyulacak seviyede, şampiyonlar ligi üst düzey hakemleri kadar iyi maç yönetiyor. Bu hafta sonu oynanacak önemli Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde de başarılı olacağını düşünüyorum.

Şevket Onat

24.03.2010