Fenerbahçe kupasına kavuştu.

Sezonu Süper Kupa finali ile açan Fenerbahçe toplamda oynayabileceği 65 maçın 64’üne çıkarak ulaşılması zor bir başarıyla Kupa’yı kazanarak yılı tamamlamış oldu.

Oynayamadığı tek maç Amsterdam’daki Avrupa Ligi Kupa finaliydi ve onu da nasıl kaçırdığını çok iyi biliyoruz.

Fenernahçe’nin Aykut Kocaman ile başlayan üç yılı istikrar, devamlılık, süreklilik sağlama adına geçmiştir.

3 Temmuz gibi çok da zor bir süreci içeren bu dönemin kolay olduğunu kimse iddia edemez.

2012-13 yeniden yapılanma adına önemli bir sezondu. İnişleri ve çıkışlarıyla... Bununla ilgili detaylara önümüzdeki günlerde girmeye çalışacağım.

Kupa finali Fenerbahçe’nin bütün final maçları gibi gergin bir atmosfer altında oynandı.

Zokora’nın Emre ile kapatılmamış bir hesap içinde olduğunu görmek son iki haftadır yaptığımız bütün tartışmaları, polemikleri anlamsızlaştıran bir sonuştu. Geçen seozn Trabzon’daki maçta rakibi sakatlamaya yönelik bir hamle yapmıştı; dün de bütün mevcudiyetiyle ile Emre’nin beden sağlığına tehdit oluşturacak şekilde fiili eylemde bulundu. Sonrasında ortalık bir anda karıştı.

Kuşkusuz bu psikloloji ile oynayama çalışan bir futbolcunun sahada işini yapması mümkün değildi. Tolunay Hoca’nın ikinci devreye onunla başlamama tercihi çok doğruydu. Trabzonspor bu şekilde ikinci yarı maçı dengeleyecek bir düzeni sağlayabildi.

Fenerbahçe, oyuncu kadrosunun yetebildiği ölçüde yine orta alanda pasa dayalı ancak ileriye doğru da rakip defansın arkasına atılan toplarla gol ayaran bir oyun anşayışıyla sahadaydı. Bu Fenerbahçe’nin bu sezon boyunca çok fazla yapmadığı veya tercih etmediği bir taktikti ve belki de ilk pozisyonda Sow’un golü bulması Trabzonspor için beklemedikleri bu kurgunun sebebiydi.

Sow’un attığı erken gol Fenerbahçe’yi çok rahatlattı ve bu sahadaki oyuncuların hareketleriyle dışarıdan net bir şekilde gözüktü.

Baroni ve Kuyt’ta sezonun yorgunluğu göze çarpıyordu.

Baroni’nin ikinci yarı Trabzonspor kalesine çektiği ve Tolga’nın kurtardığı şutlar bir anlamda bu maçın kaderini belirledi.

Emre ya sakatlığından ya da konsantrasyon eksikliğinden çok fazla zamanlama ve pozsiyon hatası yaptı. Kendisinden beklenmeyecek derecede son pasları vermede başarısızdı.

Mehmet Topal’ın son bir aylık performansı göz alıcıydı. Dün gece de müthiş bir futbol oynadı. Ona Hasan Ali’nin eşlik ettiğini söyleyebiliriz.

Gökhan Gönül savunmada gayretli ve geçilmezdi.

Fenerbahçe hak ettiği bir kupaya geç de olsa kavuşmuş oldu. Eskiden dört beş maçta kupa sahibi oluyordunuz, artık Türkiye Kupasuı’nın kazanabilmek için bile 12-13 maç yapmanız gerekiyor.

Önemli bir başarıdır.

 http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com