Fenerbahçe mi, Trabzonspor mu? (Futbol konuşacak)

22 Mayıs Pazar günü, Spor Toto Süper Lig şampiyonu belli olacak.

Fenerbahçe mi, Trabzonspor mu?

Son maçlar kazanılırsa, mutlu sona Fenerbahçe ulaşacak. Fenerbahçe, puan yitirirse, Trabzonspor’a gün doğacak. O zaman, şampiyonluğu, diliniz döndüğü biçimde, sözcüklerin anlatım gücüne sığınarak kestirme yoldan özetleyebilirsiniz:

İkili averajla... (Futbol diliyle)

Burun farkıyla... (At yarışı diliyle)

Göğüs farkıyla... (Atletizm diliyle)

El eliyle ( ....gerdeğe girmek gibi, halk diliyle)

*****

Fenerbahçe cephesinden gelen sesler:

Oynayıp kazanacağız.

Trabzonspor cephesinde gelen sesler:

Bizim kazanmamız yetmez, Fenerbahçe’nin puan yitirmesi gerekir.

Doğru söze ne denir?

Fenerbahçe cephesi bu yıl, “laf” yetiştirenlere kulak asmıyor; futbolcuları üç puan almaya koşullandırıyor. Buna karşılık, Trabzonspor cephesinde, o cepheye destek mesajları verenlerde bir telaş bir telaş!

Üçüncü kişi olarak bir “kin” gütme; bunu yaparken “futbol emekçileri”ni, sanki işlerinin ne olduğunu bilmiyorlarmış gibi yönlendirmeye çalışma...

Türlü hesaplarla Trabzonspor’a, hem Trabzonspor’un rakiplerinden, hem Fenerbahçe’nin rakiplerinden “destek mesajları” geldi. Ancak şu ana kadar, Fenerbahçe’nin rakipleri (basına yansıyanlara göre yöneticiler, taraftarlar...) Trabzonspor’a beklenen desteği veremediler. Fenerbahçe, maçları üç puanla bitirmesini bildi.

Çok geriye değil, son iki maçla ilgili “destek mesajları”na, bir de Sivasspor’dan neyin, nasıl beklendiğine bakalım:

Karabükspor- Fenerbahçe maçında, sözde Karabükspor taraftarı, Trabzonspor lehine tezahürat yaptı. Bakalım, bu hafta kendi sahalarında konuk edecekleri Trabzonspor’u mu alkışlayacaklar, yoksa, sözgelimi gol atarsa Karabükspor’u mu?

Karabükspor- Fenerbahçe maçı sonrası yedek kalecinin söyledikleri, basına yansımayan “yedek destekler”in de olduğu kanısını uyandırdı.

Fenerbahçe, zorlandığı maçta, Lugano ile üç puanı aldı, İstanbul’a döndü.

Melih Gökçek’in coşturmak istediği Ankaragücü, Fenerbahçe’den puan almak için İstanbul’a geldi. Puan/lar alma düşüncesiyle saha çıkmak denli doğal ne var? Bunun aksini düşünmek, yapılan işim ruhuna aykırı, futbol emekçilerine saygısızlık olur.

Ankaragücü, dolduruşun/ hırsın kurbanı oldu. Geçen yılın son maçında Trabzonspor’un yaptığı gibi, yenmek değil de, yenilmek üzerine bir oyun tuttursaydı, yenilmeyebilirdi de...

Trabzonspor’u sevenler, özellikle Fatih Tekke’den medet umuşlardı. Yani Fatih Tekke, sahaya çıkacak, kale boşmuş gibi golleri sıralayacak! Oysa, Fatih Tekke’nin eski gücü yoktu; “kendisi himmete muhtaç dede, nerde kaldı gayrıya himmed ede” konumundaydı.

Şimdi, Trabzonsporlu kimi taraftarlar, umutlarını Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalıbay’a bağlamış görünüyorlar.

Niye Rıza Çalımbay?

Bir zamanlar, birkaç densiz Fenerbahçeli, Çalımbay’ın babasının kapıcılık yaptığına gönderme yaparak, “Rıza Efendi, 2 Ekmek, Bir Süt” pankartı açmışlardı. Bu densizlik, Fenerbahçe çevresinden çok tepki almıştı. Trabzon’da, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında açılan , “Rıza Efendi, 2 Ekmek Bir Sütü Unutma” pankartıyla eskiler karıştırılarak Çalımbay, dolduruşa getirilmek isteniyor.

Oysa önce, takımın kazanmayı düşünecek, sonrası Allah kerim...

Takımına moral vereceksin!

Ancak, Sivaspor’un Fenerbahçeli taraftarlara çok bilet vermesine üzerine koparılan kuru gürültünün, Trabzonsporlu futbolculara moral vermekten uzak bir anlayış olduğu unutuluyor.

*****

Yarış atbaşı giderse, Fenerbahçe şampiyon olacak; ikinci yarıda toparlanmanın meyvesini toplamış olacak.

Trabzonspor, şampiyon olursa, sevincine diyecek yok; ancak ikincilikte kalırsa şunu düşünmeli:

Hiçbir umudun, beklentin yoksa, yenmek için değil de, yenilmemek için oynamak, “büyüklük”e yakışmaz!

Son anda başkasından "medet" ummak, insanı/ çevresini beklenti içine sokar, umutsuzluğa düşürebilir. Bunların doğal sonucu da, bunalımdır!

*****

Yanıt bekleyen soru:

Fenerbahçe mi, Trabzonspor mu?

Söz bitti, futbol konuşacak!

TURGUT ÇELİK/Mersin