Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '09

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe nasıl daha iyi oynar?

Fenerbahçe nasıl daha iyi oynar?
 

Futbolun hep basit bir oyun olduğu söyleniyor. Çok doğru; ancak çağımızda futbol aynı zamanda taktik ve kurgu ile oynanıyor. Yani oyun kuralı basit olan futbolun yapısı öyle çok da kolay değil.

Takımların bir de oyun karakteri vardır. Bu karakter uzun yıllar boyunca oluşturulur.

Fenerbahçe'nin de böyle bir karakteri, oyuncu tarzı vardır. Bu zaman zaman aksamaya uğrasa da Fenerbahçe'yi başarıya götüren yolda bu seçimleri etkili olduğunu söyleyebiliyoruz.

Nedir bunlar?

Fenerbahçe'nin orta sahada bütün yükünü çeken, gerektiğinde ön libero oynayıp, aynı zamanda atağa da katılan, son zamanlarda, yabancı sayısının da artmasıyla siyahi olan güçlü oyuncu tipi.

Kim bunlar?

Akla gelen ilk isim; Müjdat. Çok uzun yıllar Fenerbahçe formasını taşımış, gerektiğinde kaleye bile geçmiş yerli oyuncu.

1980'li yılların ortasında yine kadroda bulunan, çok erken yaşta kaybettiğimiz Hüseyin.

Yarım sezon Fenerbahçe'nin başında teknik direktörlük de yapan Turhan Sofuoğlu.

Tanju ile çok ilginç gol sevinci yaşayan, sadece iki sezon oynayan ancak oynadığı süre boyunca bütün Fenerbahçe taraftarının sevgilisi haline gelen Gerson.

Yine bir yerli isim; hırsı ile, mücadele gücüyle Fenerbahçe'nin 90'lı yıllarına damgasını vurmuş, solcu Kemalettin.

Tek kale oynayan UEFA Şampiyonu Galatasaray'a, Fenerbahçe'nin rakibin ceza sahasına bile girmediği maçta tek golünü atan Johnson. Aynı dönem belki biraz Moshoeu.

İyi bir örnek olmasa sa aynı işi yapsın diye satın alınan Simao.

Kuşkusuz aklımızdan hiç çıkmayan son dört yıl tam bir istikrar abidesi gibi oynayan Mehmet Aurelio.

Ve son olarak; belki de sakatlanmasıyla Fenerbahçe'nin bugünkü istikrarsızlığına da neden olan Appiah. Appiah geldiği sene bütün Fenerbahçe camiasını heyecanlandırmıştı. Orta sahadaki presi, gücü, ileride gole dönük ayağı ile rakiplerin neredeyse en çok çekindiği futbolcuydu. Dünyada Appiah niteliğindeki futbolcunun azlığı onun değerini kuşkusuz çok arttırıyor. Yönetimin Appiah konusundaki restleşmesi de çok ciddi bir kayıp oldu.

Fenerbahçe'nin yüzüncü yıldaki ideal orta sahası nasıldı?

Deivid - Appiah - Aurelio - Tuncay.

Fenerbahçe'nin 2009 yılı kadrosuna baktığımızda kimi görüyoruz; Maldonado, Josico, Selçuk ve Deniz. Bu dört futbolcunun oyunculukları maalesef ne Appiah'a ne de Aurelio'ya yaklaşamamaktadır.

Fenerbahçe'nin nereden nereye geldiğinin çok tipik özetidir aslında şu son iki yıldaki kayıpları.

Alex'in bu sezon düşen performansında, yıllardır onu attığı her adımda gölge gibi takip eden Aurelio'nun eksikliği çok büyüktür.

Mehmet Demirkol, "bu kadro bitti mi?" diye soruyor. Biz de "hangi kadro?" diye soracağız. Fenerbahçe'nin bu seneki kadrosu eski bir kadro değil ki, bitsin.

Fenerbahçe en büyük sıkıntıyı, orta sahadaki bu eksiklikten yaşıyor. Appiah, Aurelio topla ileri çıkışlar yapabiliyordu. Fenerbahçe'nin oyunu rakip sahaya yığmasına yardımcı oluyordu. Oysa cumartesi günü gördük Deniz bu işi yapamıyor. Selçuk da bir oyun kurucu değil.

Aragones elindeki kadroya bakıp belki çaresizlik hissediyor olabilir; ancak arkasında bu kadar güçlü yönetim desteği olan bir hocanın zaman zaman oyun kurgusunu etkileyecek kararlar alması beklenmez mi?

Gençlerbirliği maçında çok net bir şey görüldü ki; kanatlarda yapılan oyuncu değişiklikleri takım üzerinde bir etki yaratmadı. Ancak Deniz'in çıkmasıyla orta sahada açılan gedik nedeniyle, Fenerbahçe son yarım saat rakip kaleye gidemedi bile.

Deniz'in çok önemli bir yer kapatıyor olduğunu gördük böylece. AZ Alkmaar maçında da Deniz'in bir anlık sakatlanması ve bölgesini boş bırakmasıyla Fenerbahçe'nin nasıl gol yediğini hatırlatmak isterim. Sorun Deniz değil, Fenerbahçe'nin oyun şablonudur. Fenerbahçe'nin o bölgesini kapatacak bir oyuncusu mutlaka olmalıdır.

Bu kim olabilir?

Ben olsam, Vederson'u bile bu bölgede denerim. Ali Bilgin, Gürhan ve hatta Deivid o bölgeyi kapatabilirler. Gökhan Emerciksin'i satın almışsan onu oynatacaksın.

Gökhan - Deivid - Emre - Uğur

Dörtlü dizilişi Fenerbahçe'nin alternatif oyun planı olabilir.

Kazım kesinlikle yanlış oynatılıyor. Son iki maçtır onu solda denemeye kalktı Aragones. Tam bir fiyasko! Kazım ya sağ kanatta oynayacak ya da forvet. Kazım'dan başka bir yerde faydalanacağınızı düşünmek zaman kaybından başka bir şey değildir.

İleri kanat hücumlarında ne görüyoruz? Üç kişilik bir hat! Uğur'un şikâyeti de buydu. Git gel git gel... Uğur hücuma kalktığında Emre'nin da ona yakın oynaması, hatta Carlos'un da hemen arkalarında kalması gerekiyor. Oysa görüntü ne? Uğur topu alıyor çizgiye kadar iniyor, etrafında yardıma gelen bir oyuncu yok. Yapabildiği en iyi şey ya topun kornere çıkmasını sağlamak ya da içeri kat etmek.

Aynı şey sağ kanatta olmuyor. Sağ kanat biraz daha iştahlı. Orada da bir zamanlama problemi yaşanıyor. Gökhan Gönül her şeyi kendisi yapsın istiyor ama olmuyor. Ya pas vermesi gerektiği yerde vermiyor, ya orta yapması gerektiği an başka bir şey deniyor, orta için deneme yaptığında da her şey için çok geç kalınmış oluyor. Gökhan'ın da iyi niyetinden şüphe yok; ancak futbolu akılla da birleştirmek gerekiyor. Gökhan yeteneği kadar kafasını çalıştırmıyor.

Son bir kaç sezondur Fenerbahçe'nin hiç bu kadar şişirme orta yaptığını hiç görmemiştik. Bu da Aragones'in taktik eksikliğidir. Zico'lu Fenerbahçe bir çok maçı, geriye düşmesine rağmen ki bunların arasında Sevilla ve Chelsea maçları da var, bu taktik sabır ve disiplinle almasını bilmiştir. Oysa Fenerbahçe kalecisi dâhil herkes topu ileri doğru şişirmektedir. Şişirme orta eğer momentumlu olursa rakibi hataya zorlar. Ancak el bombası gibi düştüğü için düştüğü yerde sadece patlıyor.

Aragones'in oyun planına uygun oyuncu olmadığına katılmıyorum. Futbol teknik direktörün oyun planına göre kurulan bir oyun değildir. O zaman takımların her teknik direktör değişikliğinde tamamen değişmesi gerekirdi. Sorun Aragones ile takım arasındaki iletişim kopukluğudur. Bu nedenle haftalardır yönetimi göreve çağırıyoruz. Bu git takıma müdahale et demek değildir. Ancak hiçbir şey değişmiyor.

Fenerbahçe'nin kaybedeceği daha neyi kaldı?

Cumartesi akşamı çok zorlu bir Sivasspor maçı var. Bu maç mutlak surette kazanılması gereken bir maç olması Fenerbahçe'yi motive edecektir. Fenerbahçe böyle maçları sever. Bu sene büyük maçların hemen hepsinde iyi top oynadı. Ben Sivasspor maçının da benzer nitelikte olacağını tahmin ediyorum. Kazanırsınız kaybedersiniz önemli değil, yeter ki futbolu doğru oynayın.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..