Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '11

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe neden şampiyonluğunu çuvala sığdıramıyor? (4/son)

Fenerbahçe neden şampiyonluğunu çuvala sığdıramıyor? (4/son)
 

:))


Bundan önceki üç yazıda, şampiyonluğun kazanılmasından sonra yapılan tartışmaların sebebinin, aslında Fenerbahçe’nin kendisi olduğunu yazmıştım. 

Mızrağın çuvala sığmayışının (göğsü geremeyişin) ilk nedeninin; Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım'ın gereksiz zamanlardaki çıkışları olduğunu, bu açıklamaların ardından yapılan hakem hatalarının aslında FB'yi zor durumda bıraktığını yazmıştım. 

Mızrağın çuvala sığmayışının (sıkıntının) ikinci sebebinin ise, Emenike’nin transferi olduğunu ve bunu yaratanın da yine Fenerbahçe’yi yönetenlerin başarıyı, dedikodulara set çekmeye ve etik duruşa tercih edişi olduğunu savunmuştum. Çünkü Emenike'nin bu şekilde transferi "Emenike FB maçında bilerek oynamadı" söylentilerinin bizzat Fenerbahçe tarafından ayyuka çıkarılmasıydı. 

Diğer olayları da ekleyelim ve bitirelim: 

Mızrağın çuvala sığmayışının (savunma halinin) üçüncü sebebi: 

Emenike transferinin bir benzeri olan Sezer Öztürk’ün transferidir. 

Sezer Öztürk Fenerbahçe’ye karşı çok kötü oynamakla eleştirildi. Bülent Uygun tarafından da ikinci yarıda oyundan alındı. Aynı Sezer Trabzonspor maçında ise gayet güzel oynadı. Buraya kadar sorun yok, olabilir. Ancak transfer ettiğiniz iki “üst düzey” futbolcunun birinin size karşı hiç oynamamış, diğerinin ise son derece kötü oynamış fakat rakibinize karşı çok güzel oynamış olduğunu ve ligin bitiminde her ikisini de aldığınızı düşünürseniz, çok doğal olarak insanları tepkisel bir düşünce içerisine itersiniz. Yani Emenike gibi, Sezer Öztürk transferi de Fenerbahçe’nin bazı şeyleri “göze alarak” yaptığı transferdir ve bence yanlıştır. Kanaatime göre, tek başına Sezer transferi olsaydı, aynı tepkisel düşünceler olmayabilirdi ancak üst üste koyduğunuzda aynı şeyleri düşünmek biraz güç olmaktadır. 

Mızrağın çuvala sığmayışının (karşı saldırının) dördüncü sebebi: 

Hakemlerin verdiği kararların ve yaptıkları hataların tek tek karşılaştırılmasından yana değilim. Ancak çok konuşulan hakemler tarafından Fenerbahçe lehine pozisyon hataları değil, stratejik hatalar yapılmıştır. Bunlar da yapılan "profesyonel" baskının bir sonucudur. Örneğin Lugano ve Emre’nin hiç kırmızı kart görmemeleri doğanın bir mucizesidir. Selçuk, Alex, Gökhan’ın zaman zaman görmediği kartları söylemiyorum bile. 

Mızrağın çuvala sığmayışının (gürültü kirliliği yaratarak yırtmanın) diğer sebepleri: 

Sorular sorular sorular…! 

Rakiplerin Trabzonspor’a karşı yeterince iyi oynamadığını söylemek çok inandırıcı değildir. Çünkü o Trabzonspor birçok takımı son dakikalarda bulduğu gollerle yenebilmiştir. Buradaki tek sorun Trabzonspor başkanının “Türkiye’nin 4’te 3’ü bizim şampiyon olmamızı istiyor” şeklindeki zamansız ve gereksiz açıklamasıdır. 

Bu konuda -şampiyonu belirleyen maça imza atması sebebiyle- en dikkat çekici takım Eskişehirspor’dur. Fenerbahçe karşısında kazanmayı gerektirecek bir oyun oynamayan ve erken goller yiyen Eskişehirspor’un Trabzon karşısında oynadığı oyun ise parmak ısırtmıştır. Bu maçta kaybettiği puanla Trabzonspor şampiyonluğu kaybetmiştir. Aslında bu Fenerbahçe’nin gücünü gösterebileceği gibi, Eskişehirspor’un başında Bülent Uygun’un olması dikkat çekici bir başka faktördür. Bülent Uygun’un takımları hiçbir önemli maçta Fenerbahçe’den puan alamamıştır. Sizce? 

Ligin ikinci yarısında 16 maçta 21 gol yiyen ve sert savunma yapan Sivasspor’un 4 gol yemesini yine de anormal bulmuyoruz. Ancak geçen sezonun son 4 haftasında, 3 hafta üst üste rakip kaleciler hatalı gol yemişken, (Aykut Kocaman gibi ifade etmek gerekirse) Sivasspor kalecisinin yediği 1, 2 ve 4. goller incelenmelidir. Sizce? 

Lig bittikten sonra Emre Belözoğlu’nun ağzından çekildiği iddia edilen mesaja gelince.. Bu konu ispatı gerektiren ve halen soruşturmalık olan bir konu olduğundan fazla iddialı olmamak gerekir. Ancak kendi kendimize bazı sorular sormadan da edemiyoruz: 

1-Mesajı alan kişi neden bu mesajı “alır almaz” yönetimine, antrenörüne, teknik direktörüne, medyaya “hemen” gitmiyor da “lig bittikten sonra” gidiyor? Ligin bitiminden sonra transfer beklerken, Serkan Kırıntılı’ya, Emenike’ye ve Sezer’e geldiği gibi kendisine teklif gelmediği için mi mesajı başkanına gösteriyor? 

2- Bu mesajı alan kişi daha sonra olayın bir “şaka” olduğunu söyledi. Şaka olduğunu düşünüyorsa o halde neden silmedi? Neden sakladı? Ve sonra neden başkanına götürdü? İnsan şaka olduğuna inandığı şeyi önce saklayıp sonra kulüp başkanına gösterir mi? 

3- Bu mesajı gönderen kişi de, ortaya çıktıktan sonra olayın bir “şaka” olduğunu söyledi. O halde maçtan önce tekrar mesaj atıp, “Emre'nin böyle bir şeyden haberi yok, şaka yaptım.” demesi lazım değil miydi? 

4- Gönderen kişinin de alan kişinin de bulanık cevapları karşısında siz olsanız ne düşünürdünüz? 

(Ben şahsen bu olaya yine de inanmıyorum) 

………………….. 

Şimdi bütün bu anlattıklarımıza ilave olarak, Aziz Yıldırım’ın çeşitli zamanlardaki “talihsiz” açıklamalarından bazılarını hatırlayalım: 

“Maçların sahada kazanılmadığını öğrendim.” 

“Hakemler iyi olursa bu kadro şampiyon olur'' 

“İkinciliği hazmedemeyiz” (İkinciliği başarı olarak görmeyip hazmedebilmek beceridir ve arada çok fark vardır.) 

(Demek ki her zaman, ne söylediğimizi ve hangi icraatları yaptığımızı iyi tartmalıyız.) 

……………………… 

Şimdi hepsini üst üste koyunuz..  

Fenerbahçeli futbolcuların emeklerine yazık eden kimdir? 

Israrla söylüyorum: Bunlar aslında en çok Fenerbahçelileri rahatsız etmelidir. Fenerbahçe’nin adı dedikodulardan daha önemlidir! 

“Herkes bize düşman” kolaycılığından ve söyleminden vazgeçilmeli, yapılan eleştirileri “kayıtsız şartsız savunmak” yerine empati yapılmalıdır. 

Rakiplerinize saygınız olmazsa, kazanma yolunda her yolu mubah görürseniz, herkesin size düşmanlığının sebebini olsa olsa “meyve veren ağaç taşlanır” olarak görürsünüz. Sanki başka hiç meyve yokmuş gibi! 

……………………… 

Yazarın notu: İyi şeyler yazınca FB’lilerden “objektif birisi” olduğuma dair, eleştirel yazı yazdığımda ise “tamamen taraflı” yazdığıma dair yorumlar alıyorum. Bunlar beni etkilemiyor. Umarım bana değil de, yazdığım konulara yorum yapılır. 

Şimdiden cevap niteliğinde olsun diye şöyle bir şey yazayım: Örneğin, Emenike olayını savunmak için tarihten örnekler verenler! Örneğin, bilmemkaç yılında kim kimin nesini almış veya kaçırmış önemli midir? O zaman öyle yapılmış olması Emenike olayını temize çıkarır mı? Mesela şimdi siz birisinin bir şeyini çalsanız, "1989'da O da filan kişininkini çalmıştı" derseniz bu sizi temize çıkarır mı? 

Bırakın yanlışları yanlışla savunmayı.. Yanlışı, başka bir yanlışı gündeme getirerek savunmak, yanlışı kabullenmek demektir.  

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..