Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'nin Anahtarı: Daum Sistemi

Fenerbahçe'nin Anahtarı: Daum Sistemi
 

Fenerbahçe'yi bugün diğerlerinden ayıran farkı yaratan şey oynadığı sistemdir.

Fenerbahçe sahaya hangi dizilişle çıkıyor? 4 - 4 - 1 - 1.

Peki bu sistemin mimarı kimdir? Daum.

Daum'un 2006 yılında Zico'ya devrettiği kadrosunu Brezilyalı hoca 4-4-2'ye dönüştürmeye çalışmış, o sene transfer edilen Kezman ve Deivid'le ikili hücum hattı kurmuştu. Zico, Alex'i orta sahaya çekmiş, Fenerbahçe'nin güçlü orta saha kurgusunu zayıflatmıştı. Peş peşe gelen başarısız sonuçlar nedeniyle Zico'ya enjekte edilen ve kamuoyunda Azizciline olarak bilinen fakat aslında Daum Sistemi olan dizilişe dönülünce Fenerbahçe 2007 yılında 100. yıl şampiyonluğuna zor da olsa ulaşmıştı.

Fenerbahçe'nin 2006 yılı Denizlispor travmasını hatırlayanlar bilirler Fenerbahçe Nobre ile tek santrafor oynuyordu. Anelka yedek bekliyordu. 2006 yılıdaki Fenerbahçe'nin ideal kadrosunu ve dizilişini şöyle bir anımsayalım.

Rüştü

Serkan - Servet - F.Luciano – Ümit Özat

M.Yozgatlı – Appiah – Aurelio – Tuncay

Alex

Anelka (Nobre)

Daum bu sistemi yerleştirene kadar üç sene harcamış, ilk iki senesinde farklı dizilişler şampiyonluğu yakalamış, üçüncü senesinde puan rekoruna karşın kıl payı ve son dakikada şampiyonluğunu Galatasaray'a bırakmıştır.

Daum'dan sonra Zico ve Dede lakaplı Aragones de bu sistemi değiştirmeye çalışsa da uygulamaları başarılı olamamıştır.

Şu bir gerçek ki, Fenerbahçe son dört senedir, tek bir şablon, sistem ve oyun kurgusuyla oynamaya çalışmaktadır. Zico ve Aragones'in de farklı katkıları vardır. Fenerbahçe Daum döneminde çok top kayıplarıyla oynuyordu. Tuncay çok top kaybediyordu. Zico ve Aragones Fenerbahçe'ye tak pasa dayalı, sabırlı oyunu yerleştirdi. Sabırlı oyun anlayışı Daum'a değil, öncelikle Zico, sonra da Aragones'e aittir. Zico'lu Fenerbahçe'nin Şampyonlar ligi'nde aldığı başarılı sonuçlar bu sabırlı ve mücadeleyi bırakmayan oyun kurgusunun bir ürünüydü.

Aziz Yıldırım Daum'un olmadığı üç sene sahada olup biteni çok iyi gözlemlemiş ve her getirdiği teknik adama Azizciline aşılamak yerine aşının mucidine takımı teslim etmiş, macera aramamıştır. Daum da sistemine sahip çıkmış, macera aramamıştır.

Fenerbahçe'nin bu sene saha dizilişine bakalım şimdi.

Volkan

Gökhan Gönül – Lugano – Bilica – Wederson

Mehmet Topuz – Cristian – Emre – Santos (Carlos)

Alex Güiza

(Semih)

Alex'in oynayacağı en ideal sistem budur. Alex'in heykelini diken ve devamlılığını da sağlayan bir kurgudur. Fenerbahçe'nin son üç maçta rakiplerine karşı çok net üstünlüğün nedeni Alex'in arkasında oynayan ve sitemin en önemli yapı taşı olan göbekteki iki oyuncunun performansıdır. Baroni ve Emre hem birbirleriyle oynamaya alışıyorlar hem de üzerine koyarak üst düzeyde katkı sağlıyorlar. Alex bu nedenle takımın bir parçası olduğunu söylüyor ki bu çok doğru bir tespittir. Alex'i tek başına bıraktığınızda ve bütün yükü ona yüklediğinizde Alex'den verim alınamamaktadır.

Pazar gecesi Gençlerbirliği karşısına çıkan yukarıdak diziliş, mücadele gücü yüksek, savaşan ve taktiksel olarak da pozsiyon üretmeye uygun bir kadroydu. Üst düzeyde oynadı.

Fenerbahçe kadro olarak da sistemi ile uyumlu oyunculara sahip.

Fenerbahçe'nin sol tarafında Wederson - Santos - Carlos - Uğur Boral alternatifi var. Bu dört oyuncunun ortak özellikleri hem defansif hem ofansif oyuna katkı sağlayabilmeleri. Dördü de mükemmel bir sol ayağa sahipler, uzaktan şut çekebilmektedirler.

Fenerbahçe'nin sağ kanadında Gökhan Gönül - Mehmet Topuz - Kazım - Özer Hurmacı - Deivid - Ali Bilgin alternatifleri var. Mehmet Topuz, Deivid, Özer aynı zamanda orta sahada da oynayabiliyorlar.

Orta sahada, Baroni - Emre - Selçuk - Deniz Barış var yukarıda da yazdığım gibi bu bölgeye sağ kanattan takviye yapılabilir.

Fenerbahçe'nin en zayıf olduğu yeri forvet bölgesi. Güiza, Semih ve Alex'ten oluşuyor.

Stoper mevkiinde Lugano, Bekir, Önder, Bilica dörtlüsünü görüyoruz.

Daum Sistemi kendi içinde işlediği için kadroda farklı rotasyonlar yapabilmektedir.

Diziliş, oyun kurgusu, saha içinde olup bitenlere baktığımızda Fenerbahçe'nin sisteminin statik olduğunu söyleyebiliyoruz. Statik kelime anlamıyla durağan gibi algılansa da inşaat jargonunda temel, yapının taşıyıcısı olarak anlam kazanır.

Fenerbahçe'nin bu statik yapısının hep beraber hareket ettiği zaman rakibine ceza sahası içinde pozisyon bile vermemektedir. Volkan'ın Gençlerbirliği karşısında yıldızlaşmasına neden olan kurtarışların önemli bölümü ceza sahası dışından çekilen şutlardır ki futbolda bunu engellemek kolay değildir. Kaldı ki çok düzgün ve isabetli şutlardı.

Fenerbahçe'nin Daum Sistemi futbolcuların zaman zaman yaşadığı form düşüklüklerini tolere edebilecek bir yapıya izin vermektedir. Bu da kötü oynarken kazanmasını sağlamaktadır.

Futbolda devamlılık için sistem çok önemlidir. Fenerbahçe'yi ligin diğer takımlarından ayıran temel fark onun statik yapısından kaynaklanmaktadır. Eğer bu yazı içinde yaptığımız tespitler doğruysa Fenerbahçe'nin çok inişli çıkışlı maçlar oynamadan bu ligde mücadele edeceğini söyleyebiliriz.

Rakiplerinin oturmuş sistemi olmadığından ve çoğu futbolcuya dayalı oynadığından ilerleyen haftalarda da çok zorlanacaktır.

İlerleyen haftalarda Fenerbahçe'de işler iyi gitmezse o zaman bu sistemi veya o an yapılan değişimleri konuşabiliriz.

Yok eğer sistem oturur ve çarklar doğru çalışmaya başlarsa o zaman Alex'in yanına bir de Daum'un heykelini dikmeye hazırlanırız.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..