Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '19

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'nin Can'ı Gitti

Futbola sevdalandığımız yıllarda, genellikle kapısından değil de duvarlarından atlayıp girdiğimiz eski Fenerbahçe Stadının tahta tribününde izlemiştim ilk kez onu; sonra Salı, Perşembe, haftada iki kez yaptıkları antremanlarda... Sahanın içinden hem de...
O yıllar 60 lı yılların başıydı....Aynı zamanda Türkiye’de Milli ligin başladığı yıllardı...
Lefter, Özcan, Şeref, Naci, Basri gibi hepsi aslında bu kulüpte efsane olan, futbolu bize sevdiren Fenerbahçe’li oyunculardan biriydi...

Daha çocukluğumuzda, futbolu onlardan öğrenmeye çalıştığımız yıllarda bile Can’ın stilindeki farklılığı görebiliyorduk...
Her ne kadar spora basketbolcu olarak başlasa da, adam resmen ‘’ben futbolcuyum’’ diyordu adeta...

Bir antreman sonrası, hayranlığımın simgesi o kağıt, kalemi uzatıp bir imza istediğimde, ‘’şimdi yorgunum, sonra gel’’ diyerek, mahalledeki arkadaşlarıma ‘’bakın Can bana imza verdi’’ diye hava atma hayallerime limon sıksa da ona olan hayranlığım tüm spor dünyası gibi onun o zamanlar orada oynamanın çok güç olduğu İtalya’daki Fiorentına ve Lazio macerasını izleyerek devam etmişti...

-‘’Dolmabahçe stadında Beşiktaş’ı ı 4-2 yendiğimiz ve benim de 2 gol attığım maçtan sonra 9 aydır antremanını bile yapmadığım basketbol maçında oynatmak için beni stattan alıp Spor Sergi sarayına götürdüler, oynattılar. Orada da Galatasaray’ı 82-50 yenmiştik’’ diye anlatmıştı...

Bugünün şartlarında ve profesyonel sporculuğunda pek mümkün olmayan bir şey de olsa bugüne kadar aynı gün hem futbolda, hem basketbolda bir günde iki değişik spor branşında, iki derbi maçında oynayan ilk ve son sporcuydu Can Bartu...

Genç yaşında yarattığı bir hayran kitlesi onun ilerde Lefter’le beraber bu kulübün en büyük efsanesi olacağını haykırır gibiydi... Kadıköy Yeldeğirmeni mahallesinde geçerken küçüklüğümüz, komşu arkadaşıma 3 yaşındaki kız kardeşine neden bir erkek ismi olan ‘’Can’’ adını verdiklerini sormuştum....
‘’Babam Fenerbahçe’li ve Can Bartu hayranı. Çocuğum kız da olsa, erkek de olsa adını ‘’Can’’ koyacağım diye daha doğmadan koymuş ismini’’ demişti....İşte o Can şimdi 60 yaşlarında ve sanırım onun vefatına en çok üzülenlerin başındadır...

Halk arasında pek gözükmemesine karşın futboluyla, sporculuğuyla , farklılığıyla zorla sevdirmişti kendini...Yalnız bize değil, onun farklılığını keşfeden İtalyan’ların ‘’sinyor Bartu’’ lakabını alacak kadar asil ve değişik biriydi....

Devrindeki efsane takım ve Milli takım arkadaşları Lefter, Metin ve Turgay gibi şimdi o da kendilerini tanıyan, seyreden ve unutamayan insanların hafızalarında ‘’yaşarken efsaneleşen’’ az sayıdaki futbolculardan biri olarak yaşamaya devam edecektir....

Varsın o bana imza vermemiş olsun.....

Yalnız o topa hükmeden ayakları ile değil, tepeden tırnağa sporcu ve adam gibi bir adam olarak yaşadığına ve Fenerbahçe’de efsane olmayı sonuna kadar hak ettiğine dair ben ona imzamı atarım....

Mekanı cennet olsun....

 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..