Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe’nin İzmir’de adı var, tadı yok!

Spor Toto Süper Lig’e puanla başlamak!...

Takımların daha bir düzen tutturamadığı “ilk” maçlarda alınan her puanın değeri başkadır.  Hele, hazırlık maçları ve daha sonraki maçlarda beklenen oyunu ortaya koyamayan Fenerbahçe  için de öyle. Bakmayın, rakip takım Elazığspor’un Süper Lig’de “yeni” olmasına. Asıl, “yeni”lerden çekinmek gerekir. Çünkü “kapalı kutu” demek yerinde olur. Bunun yanında, bir “Büyük”e karşı oynayan futbolcuların, kendilerini gösterme, kanıtlama çabaları, dirençli oynamayı da gerektirir.

Elazığspor, karşına “kapı gibi” çıkan maddi sorunlar yüzünden maça “çıkamayabileceği” açıkladı, ama sorunları sonradan aştığını duyurdu. Öyle sanıldı ki, Fenerbahçe, 3 puanı oynamadan cebe indirecek.

Sunuluşa göre, tam da “bayram hediyesi” olacaktı!...

Olan, umutla maça gidenlere olmuş olmalı

*****

Maç, hazırlık maçı havasında, sanki “ağır çekim”...

Fenerbahçe, bildiğiniz gibi. Topu ileri taşıma gibi bir çabası yok. Top, ayaklara gelince, ayaklara yapışacağına yapışmıyor. Sonra bir yerlere gidiyor, ama nereye? Koskoca bir ilk yarı, gol pozisyonları olmasına karşın, Fenerbahçe açısından “boşa geçti” dense, abartılı olmaz.

Cristian, Mehmet Topuz ilk onbirde yoktu; onlar girince Fenerbahçe hareketlendi.

Gökhan Gönül’ün yerinde Orhan, Hasan Ali’nin yerinde de Caner vardı. Orta alan, Selçuk ile Mehmet Topal’a verilmişti. Selçuk, “kesici” olarak göze battı, ama ileriye katkısı pek olmadı. Mehmet Topal, bir kez ileri gitti; umut verdi. Ondan beklenen böyle ataklar geliştirmesi, fırsat bulduğunda uzaktan şut çekmesi, ama olmuyor.

Alex, gol atmayınca, attırmayınca anımsanmıyor!

Kuyt, ileride didindi durdu; Sow, “Armut piş, ağzıma düş” havasında gibi bir izlenim veriyordu.

Elazığspor’un amacı, maçın başladığı gibi bitmesiydi. Fenerbahçe’de, ayağına her top geldiğinde yürekleri ağza getiren Bilica, Elazığ’da kendini bulmuştu.

*****

İkinci yarıya golle başlayan Elazığspor’un yazgısı 64. dakikada değişti.

Oyuna birkaç dakika önce giren Mehmet Topuz’un şutu, Bülent Ertuğrul’u yerde bıraktı. Beklendi ki, hakem maçı durdursun. Hakemden beklenen olmayınca, Mehmet Topuz, taca çıkan topu bıraksın beklentisi sürdü. Mehmet Topuz, topu bırakmadı, sürdü. Top döndü dolaştı, Kuyt’un yağından beraberlik golü oldu.

İtirazlar ve kartlar!...

Sedat Bayrak, ikinci sarıdan kırmızıyla soyunma odasının yolunu tuttu.

Fenerbahçe, eksik kalan Elazığspor karşısında oynamaya başladı.

Sonra?

Sonrası, Fenerbahçe taraftarı açısından umutsuzluk!...

Ama Aykut Kocaman, umudu Spartak Moskova maçına taşıyor; akılların o maçta olduğunu söylüyor:

"Bu maçı bir şekilde kazanabilmeyi çok isterdik, işin doğrusu bu. Bu puanları ilerleyen günlerde arayabiliriz. Ama bugünkü maçın içerisindeki bazı hamleler Spartak Moskova maçının hamleleriydi. Umarım o maç iyi olur"

Fenerbahçe’nin oyunu tat vermedi.

Bayramınız "şeker" tadında, "akide şekeri" kıvamında olsun!

İyi bayramlar!..



http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com




 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..