Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '15

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe'nin mücadelesini etkileyen psikoloji

Fenerbahçe transferde kadrosunu yeniledi, güçlendi, çeşit geldi. Bunun iki etkisi olacaktır kuşkusuz.

Öncelikle takımın kurulu düzeni de değiştiğinden bu futbolcuların birbirleriyle olan uyumu zaman alacaktır. Sabır gerekiyor.

Diğer taraftan kadronun özellikle yabancı oyuncu yönünden çeşitlenmesi ve derinliğinin artması nedeniyle kenarda bekleyen futbolcu sayısı da çoğaldığından takım iyi oynarken de istediğini sahaya yansıtamadığında mutlaka bir baskı unsuruna dönüşecektir.

Bunun hem teknik adam hem sahada mücadele eden aynı zamanda kenarda bekleyen için ne kadar zor olduğunu bir kenara yazmış olalım.

Mesela sahada Sow ve Fernandao mücadele ediyor, gol kaçırıyor, dakikalar ilerliyor, stres artıyor, kenarda Robin Van Persie oturuyor.

Sahadaki bunu biliyor ve bir şeyler yapmak istiyor, kenardaki de her ayağa kalktığında stadyumun hareketlendiğini görüyor, bu beklentinin karşılığını sahada vermek istiyor.

Belki de İngiltere’de yaşamadığı kadar da üzerine yüklenen sorumluluğun karşılığını vermek üzere strese giriyor.

Diego bunu geçen sezon yaşadı, bu sezon bana göre katlanarak hissediyor olmalıdır.

Pereira Diego’ya sezon başından beri şans veriyor. Futbolcu da bu şansı futbolunu kanıtlamak üzere değerlendirmek istiyor.

Çünkü kenarda bekleyen alternatifler o kadar fazla ki!

Belki takımın teknik ve taktik düzenini değiştirecek kadar.

Diego’nun sahadaki hal ve hareketlerinden bu net olarak anlaşılıyor. İlk yarıda çok da kolay bir pozisyonda, orta sahada kendisine verilen topu en kısa yoldan Hasan Ali, Alves veya daha topla buluştuğu an Volkan’a dönüp pas verecekken, üzerine gelen baskıyı tek başına yeteneği ile aşmaya çalıştı. Üzerine gelen ikinci Eskişehirsporlu futbolcunun etkisiyle iyice Volkan’a yaklaştı ve almaması gereken riski üstlendi.

Modern futbolda böyle hareketler yok! Hele artık kalenle senin aranda sadece kendi kalecin kalmışsa…

Bunun tek bir nedeni var Diego’nun kendisini ispatlama çabasıdır. O topu tehdit arttıktan sonra ve artık başka çaresi kalmadığı için Volkan’a teslim ettiğinde işte o psikoloji taraftar tarafından da hissedilir hale gelmiştir. İşte sahadaki futbolcu bunu fark ettiğinde işi daha da zorlaşır.

Diego dün sahada gerçekten en çok koşan, mücadele eden, topla buluşan, bir şeyler yapma gayretinde olan futbolcuydu. Kusursuz bir de gol pası verdi. Ancak Pereira’nın futbolcusunu rahatlatması gerekiyor.

Aynı şeyi Mehmet Topal için de konuşabiliriz ancak farklı boyutlarda; kaçırdığı ya da çok kötü vuruş yaptığı gol pozisyonu, gördüğü sarı kart sanki bize böyle bir mesaj verdi.

Kuşkusuz taraftarın sevgilisi Sow için de bundan daha azını söylemek kolay değildir. Santrafor bencildir, egoisttir; ancak bunun seviyesini ve ayarını tutturmak gerekiyor. Sow geçen sezon sadece Webo ile rekabet halindeydi, hatta buna rekabet demek bile çok zordur, bu sezon başka bir seviyeye geçti takım ve aynı şartlar yok.

Dün gece geç saatlerde oynanan ligin ilk karşılaşmasında göze çarpan psikolojik unsurlardı bunlar.

Taktik anlamda sahaya 4-4-2 oynayacakmış gibi çıkan bir takım vardı ancak bu Diego ve Nani’nin sahada iki 10 numaralı oyuncu varmış gibi görev üstlenmesiyle başka bir formata dönüştü, çift ön liberolu, iki santraforlu ve onların arkasında Nani ve Diego’nun olduğu 4-4-2 > 4-2-2-2 > 4-2-4 halini aldı.

Bu oyun düzeninin ne kadar riskler içerdiğini Shakhtar karşısında izlemiştik.

Üstelik Nani ve Diego da birbirine yakın ve aynı tehditler içeren oyun oynuyorken, orta alanda kaptırılacak her topun tehlikeler içereceğini hesap edebilmek gerekiyor.

İlerleyen haftalarda bunun ne şekil alacağını izleyeceğiz.

Hasan Ali iyi mücadele etti, özellikle savunmada az hata yaptı, bir de gol pası verdi ancak Caner Erkin sahada olduğunda başka bir Fenerbahçe olduğunu da bilmek gerekiyor.

Aynı şeyi Şener-Gökhan Gönül ikilisi için de söylemek mümkün görünüyor.

Ancak şu bir gerçek ki Hasan Ali ve Şener sahadayken Fenerbahçe’nin savunması çok daha güvenlidir.

Caner ve Gökhan Gönül’lü Fenerbahçe hücum yönünden zengin ve alternatifli ancak defansta açık vererek oynayan bir takım oluyor.

En iyi savunmanın hücum olduğu anlayışını da bir kenara ayrıca not edelim.

Yeni transferlerden Ba ve Souza konusunda hiçbir fikir edinemedim. Pereira’nın kafasını en çok meşgul eden konunun stoperler olduğunu tahmin ediyorum. Bu kadar gösterişli bir takımın savunmasındaki belirsizlikler çok da uygun düşmüyor.

İyi bir başlangıç oldu.

Kazanarak bu süreyi geçirmek gerekiyor.

Bir sene sonra Fenerbahçe taraftarının coşkusunu görmek güzeldi. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..