Fenerbahçe'nin oyunu ve sevinci

Bir derbi daha geçti, ama ardında kalan kazanıp kaybedenden çok, abuk subuk gönderme haberler oldu.  Fenerli futbolcular yanlış sevinmiş, Aykut Hoca ile Ali Yıldırım devre arası hakemi etkilemiş o nedenle hakem Caner'e ikinci sarı kartı gösterememiş, Stoch Galatasaray formasına saygısız davranmış..... vesaire vesaire. Maçın skoru, iyi oynayan-kötü oynayan, mücadele eden- ter akıtan ve maçla ilgili herşey bir kenara itildi. Volkan'ın efsaneleşmesi, Elmander'in "bir forvet nasıl olur"u göstermesi, Selçuk İnan'ın "Türk Futbolunun yeni yıldızı benim" diyecek kadar harika oyunu hepsi sümen altına itildi.

Bazı spor yorumcularımız "Futbolumuz ölmüş, Federasyon kötü, yöneticiler kötü, oyuncular edepsiz" diyerek yakınıyorlar ya, aslında anlamadıkları futbolumuzu bu hale; oyundan çok maç sonunu değerlendiren, hangi futbolcu ne dedi, kim kime hakaret ettiyle uğraşan kendilerinin  getirdiği. Suç varsa ceza da var, oyuncu, yönetici suçluysa disiplin kurulu var, Hukuku , mahkemesi var. Sen oyununa bak, reyting uğruna milleti birbirine düşman etme!

Bazıları neticeye bak dese de Pazar akşamı benim Fenerbahçeli olarak utanarak izlediğim maçlardan biri oynandı. Fenerbahçe takımının kalesine 28 şut çektirme lüksü, vurdumduymazlığı olamaz. Hele hele bu şekilde İlahi kudretle kazanılan bir maçtan sonra, olmadık sevinç gösterileriyle gündem yaratmaya hakkı hiç olamaz.

Futbolda istisnalar olmakla birlikte çekilen 4-5 şuttan biri genelde filelerle buluşur. Yani ortalama bir hesapla, Fenerbahçenin bu maçta -ki gol pozisyonları da aynı şekildeydi- 6-7 gol yemesi içten bile değildi.

Şimdi Aykut Hoca ve Futbolcuların bu maçı iyi analiz ederek, mücadele ettiklerini, ancak bu mücadelenin neden bu kadar  boş bir mücadele haline geldiğini kendilerine sormaları lazım. İtiraf etmeliyim ki maçı izlerken bir ara Barcelona'nın rakiplerini ezdiği maçları hatırladım. Kimse bu oyuna taktik deme aymazlığında da bulunmasın. Kalesine 28 şut çektirmenin, korner dahi atamamanın, ceza sahasına tek isabetli orta gönderememenin taktiği olmaz.

Şimdi, takımın, yaşanacak ağır bir mağlubiyetin bütün yaptıklarını bir anda silebileceğini idrak etmeleri zamanıdır. Aksi taktirde Galatasaray'ın yaşadığı 6-0 terse dönerse kimse şaşırmasın.

Bu arada Burak Yılmaz'a da bir cümle etmeden geçemeyeceğim. Maçın da sevincin de senle hiç alakası yokken "sevinç edepli olmalı" diyerek Milli takımda yan yana oynadığın ve yarın yüz yüze bakacağın  arkadaşlarını edepsiz ilan etmek, sana ne değer kattı merak içindeyim doğrusu....