Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '16

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'nin uyumu

Futbolun bir takım oyunu olduğunu herkes bilir ama günün sonunda daha ziyade bireysel performanslar üzerinde durulur. Her takımın “yıldızları” daha fazla mercek altındadır ve sadece başarılar değil çoğu zaman başarısızlıklar da onlara mal edilir.

Futbolun takım oyunu olduğunu söylemek bu sözle anlatılmak isteneni yeterince anlatamıyorsa şunu denemeliyiz: futbol uyum oyunu. Bu uyum sadece stoperler veya arkalı önlü oynayan bek ile kanat oyuncusu arasında değil, tüm oyuncular arasında ve özellikle teknik direktör ile oyuncuları arasında olması gereken bir uyum. Ve bu uyum o kadar önemli ki varlığında İzlanda gibi mütevazı bir takım tarihi başarılar elde ederken yokluğunda ise Manchester United harcanan yüz milyonlara rağmen bekleneni veremiyor.

Dik Advokaat Fenerbahçe’nin başına apar topar geldiğinde onun hem takım hem de oyuncular hakkındaki bilgisi ortalama bir Fenerbahçe taraftarından daha azdı. Bu nedenle öncelikle Kasım’ı işaret etti ve zaman içinde “Atıf’ın bu özelliğini de fark ettik”, “Emenike’nin kanatta oynayamadığını anladık” veya “Sov santrafor oyuncusuymuş” gibi cümleler kurarak bu tanıma sürecinin zaman içerisinde devam ettiğini gösterdi.

Rize’deki Fenerbahçe’den sezonun ilk maçındaki Fenerbahçe’yi veya daha genel bir ifadeyle, sezonun ilk üç maçında sadece bir puan alan Fenerbahçe’den üçü deplasman olan son beş lig maçında 15 puan toplayan Fenerbahçe’yi çıkarınca kalan: takım içi uyum. Nitekim bu uyum sayesinde artık Hollandalı teknik adam kafasındakileri futbolculara, futbolcular da bunları sahaya daha iyi yansıtıyor.

Advokaat’ın zaman içerisinde takımı, takımın da onu tanımasının DeSouza’nın takıma dönmesi, sağ bekin Şener’e emanet edilmesi veya Alper’in orta alandaki yerinin sağlamlaşması gibi meyveleri oldu ve bu meyvelerin sonuncusu da Atıf Şeşu. Faslı oyuncu sayesinde bir zamanlar üç savunmacı orta saha ile oynayan Fenerbahçe hücumda ekstra bir adam kazanırken onun iyi performansı ile bu olumlu etki daha da artıyor. Şeşu’nun bu performansı sürdüğü sürece Volkan’ın ve sakatlığı süresince eksikliği hissedilmeyen Ozan’ın hamle oyuncusu olarak kenarda bekletilmesi daha doğru olacak.

Çaykur Rizespor maçının yıldızını tayin etmek zor. Zira bir tarafta üçleme yapan ve maçı büyük ölçüde ilk yarıda bitiren Sov, diğer tarafta beş golün üçünde işin içinde olan Şeşu… Fakat baştaki “takım” penceresinden baktığımızda hem galibiyeti sadece bu performanslara bağlamak doğru olmaz hem de zaten tüm performanslar birbirleriyle ilgili.

can.nizamoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..