Fenerbahçe oğlumu üzdün!...

Futbol ile ilgim seyir zevkinden başka anlam taşımıyor, anlayacağınız fanatikçe değil.

Güzel maçları yakaladığımda seyir zevki veriyor ise seyrederim. Kimin kazandığından çok futbolcunun bireysel yetenekleri, takım oyunu daha çok ilgilendirir beni.

Bu akşam Fenerbahçe’nin Chelsea karşısında oynadığı oyun hiçte kazanmak için sahaya çıkan bir takım görüntüsü vermedi. Ve o vasat Chelsea Fenerbahçe’yi 2-0 yendi.

Küçük oğlum Fenerbahçe tutkunudur. Maçı izlerken Chelsea’nın yedek kalecisini zorlayacak şut çekilmemesini eleştirdi. Fenerbahçe’nin yan toplar ile ileride yalnız kalan Semih’e çalışmasından başka kurgusuna tanık olduk mu?

Vasat haliyle bile Chelsea takımının paslarındaki isabet ve süreklilik zevkle izlenirken Fenerbahçe’nin kendine güvensizliği hem pas yapma, hem de rakip sahaya atak yapamama olarak yansıdı ekranlara.

Oyun yüzdeleri yakın gibi görünse de bu oranlar Fenerbahçe’nin topa hakim olmasından değil Chelsea öyle istediği içindir.

Sadece ilk yarının son 25 dakikasında istekli bir Fenerbahçe vardı. İkinci yarı ise zeka pırıltısı göstermeyen ataklar sonuç vermedi. Seri, ayağa paslar ile sonuca gitme zekasından çok, rakibin yerleşmesine olanak tanıyan top çevirmeler sadece Fenerbahçe’nin topa sahip olma oranlarını şişirdi, o kadar.

Eminim Fenerbahçe taraftarı bu değerlendirmelere kızacaktır. Ama şunu bilsinler ki Fenerbahçe kazansa en az onlar kadar sevinip mutlu olacaktım.

Avrupa’da yıldız olmuş ve spor yaşantılarının son perdesini kapatmadan voleyi vurmak için Türkiye’yi seçmiş sporcuların katkısı bu kadar oluyor. Türkiye’de belki iş yapıyorlar ama dışarıda sonuç görülüyor.

On tane yıldız eskisi alacağına takıma gerçekten katkı yapacak iki, üç genç yıldız alırsın daha yararlı olur.Chelsea’da çok yabancı var mazereti gerçekçi değildir. Ülkemizde onlarca yetenekli genç varken ülke kaynaklarını yıldız eskilerine aktarmak Türk sporuna katkı sağlamaz.

Ya Zico’nun yaptığı değişiklikler.

Maçın kaderine olumlu etki yaptı mı!

…

Şimdi kimi spor yorumcularının söylediği gibi ”İki takım arasında parasal olarak dört kat fark var!” savunması sadece gerçeği görmemizi engeller.

Gerçek şu ki Fenerbahçe, kaleci Volkan’ın yüreğini koyduğu kurtarışlar ile şampiyonlar ligi çeyrek final maçının rövanşını oynamıştır.

Fenerbahçe yöneticilerine ve spor medyasına düşen sorumluluk Volkan gibi yetenekli, yüreğini ortaya koyan onlarca sporcu, futbolcu bulmaktır.

Bu akşam oynanan maçın sonucu hepimizde hayal kırıklığı yaratmıştır.

Umalım ders alınsın...

Fotoğraf Milliyet