Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '11

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe ortamı sakinleştiren bir futbol oynadı.

Maçın oynanmasına iki gün kalmışken Trabzonspor yönetiminin Fenerbahçe aleyhine yaptığı açıklamalarla daha da gerginleşmiş ortamı futbolcuların centilmenliklerinin dengelediği bir karşılamanın sonunda gülen taraf ev sahibi oldu.

Trabzonspor çok arzu ettiği Şampiyonlar Ligi macerasından mental ve fiziksel olarak yorularak dönüyor. Bu trafiği takım halinde kaldıramadılar. Bir hafta içinde aldığı üç yenilgi ile de hem şampiyonluk umutlarını azalttı hem de iyice dibe vurmuş oldu.

Fenerbahçe’nin nerelerden geçtiğini bütün Türkiye takip ediyor. Üstelik ne büyük tesadüftür ki Fenerbahçe’nin oynayacağı her karşılaşma öncesinde bir takım yayın organlarında operasyona ait yeni belgeler kamuoyuna servis ediliyor; maçın önüne geçecek tartışmalar yapılıyor.

Haliyle de Fenerbahçe taraftarı her geçen gün biraz daha geriliyor. Dün stadyumda büyük bir gerilim vardı. Ancak taraftar bütün öfkesini Shaktar maçında boşaltmış olacak sahaya en ufak fiziki bir müdahalede bulunmadı.

Fenerbahçe’nin üzerindeki şaibenin ve süren davanın etkisinin ancak ligde başarılı olmasıyla ortadan kalkacağını veya zayıflayacağını daha ligler başlamadan önce yazmış, tartışmıştık.

Fenerbahçeli futbolcular sezona bu bilinç ve kararlılıkla başladılar; bir iki konsantrasyon kaybı yaşanmasına karşın bugün Galatasaray’la eşit puana sahip sadece 5 gol eksiği ile ikinci sırada bulunuyor. Geçen sezonla karşılaştırdığımızdaysa 4 puan daha fazla toplamış olduğunu görüyoruz.

Fenerbahçe doğru bir kadro ve dizilişle sahaya çıktı. Trabzonspor’daysa sadece Zokora eksiği vardı. Hatta Alanzinho tercihi ile bu maçı almak istediğini de göstermeye çalıştı.

Mehmet Topuz’un maç eksiğine rağmen bu maçta direkt olarak oynatılması ilginç bir seçimdi. Ancak bu Fenerbahçe’ye maçı kazandıran tercih oldu. Mehmet Topuz’un bir buçuk sene sonra yine bir Trabzonspor karşılaşmasında gol atması da akşamın önemli detaylarından biriydi.

Selçuk Şahin çok fazla çalıştı. Orta alanda üst düzeyde mücadele verdi. Bunun karşılığını da baldırını sahada bırakarak ödemiş oldu. Aynı bölgede bir başka oyuncu Emre Belözoğlu’nun da sakatlanmış olması mücadelenin nerede geçtiğinin göstergelerindendi.

Sağ kanatta Gökhan, solda da Ziegler de hiç durmaksızın çalıştılar. Hem hücumda hem de savunmada kendilerini gösterdiler.

Serdar Kesimal ise çok dikkatli ve iyi bir oyun oynadı. Futboluyla sanki uzun yıllar bu forma altında o bölgede ter dökecekmiş izlenimi uyandırdı.

Fenerbahçe bu maçı kazanma arzusunda olan bir takım gibi görünmesine karşın karşılaşmanın büyük bölümünde etkili atak gerçekleştiremedi; sadece pas yaptı.

Kanatlarda oynayan hiçbir oyuncu rakibini bire bir de geçmeyi demedi, adam eksiltemedi. Bu da statik oyun anlayışını pekiştirdi. Golün duran toptan gelmesi de bu anlamda şaşırtıcı değildi.

Aykut Kocaman’ın ikinci yarı Semih’i oyundan alması eğer bir sakatlık yoksa karşılaşmanın Fenerbahçe adına anlaşılması zor hamlelerinden bir tanesiydi. Alex’i bu bölgede çok sık denemeye başladı, belki gerçekten çaresizlikten bu türden alternatifleri deniyor ama risk alıyor.

Emre ve Semih’in oyundan çıkmasından sonra Fenerbahçe orta alanı tamamen boşaldı. Hatta bir ara o boşluğa hakem Cüneyt Çakır girdi ilginç bir görüntü oluşturdu.

Fenerbahçe’nin gol ve golcü sorunu bu maçta bir kere daha kendisini hatırlattı.

Trabzonspor tam Burak Yılmaz’ın arzu ettiği bir Fenerbahçe ile karşı karşıyaydı. Hatta karşılaşma boyunca geçen sene gol bulduğu pozisyonlara benzer ataklar da geliştirdi. Ancak Trabzonspor’da giderek daha bireysel bir oyun anlayışı oturmaya başlıyor.

Örneğin Alanzinho her şeyi tek başına yapmak istiyor. İlk yarı Burak’ın boş koşusunu görmezden gelip tek başına kale gitmek isterken Trabzonspor ataktan ve golden oldu.

Serkan Balcı’nın yaptığı şeyi takımda bir ikinci oyuncu uygulamıyor. Serkan o kadar çok koştu ve pres yaptı ki maçı tamamlayamadı. Bu oyunun bir benzerini Engin Baytar’da izliyoruz.

Burak Yılmaz bile sanki golü takım için de kendisi adına kovalıyor hissi veriyor.

Trabzonspor’un geçen sene kazanma alışkanlığı vardı bu hafta tersine döndü; kaybetme alışkanlığı yaşamaya başladı.

Cüneyt Çakır Türkiye’de hayal kırıklığı yaşatmaya devam ediyor. Verdiği veya vermediği kararlar ve kartlarla dün akşam notunu oldukça düşürdü. Aykut’u Gökhan Gönül’ün itirafına rağmen atması tam bir skandaldı.

Senenin son günlerine yaklaşırken Gökhan Gönül'ün rakibinin kart görmemesi için yaptığı eylemin mutlaka ödüllendirilmesi gereken bir fair play davranışı ve bu maçın gerilimi düşünülürse ne kadar önemli bir hareket olduğunu söylememiz gerekiyor.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..