Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '15

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırıyı film çekimi gibi görmek!.

Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırıyı film çekimi gibi görmek!.
 

Bir olay sonrası, sıcağı sıcağına, özellikle “resmi ağız”lardan açıklamalara alıştık.

Kamuoyunu aydınlatmak, sorumluluk gereğidir. Açıklamalar, bu açıdan yerinde sayılır. Ama bazen, ekranlarda görünmek hevesi, geride kalmamak kaygısı, dikkatleri başka tarafa çekme, bunun çok abartıldığını gösteriyor.

Olayı sıcağı sıcağı değerlendirmek iyi de, elde somut bilgiler yoksa, temkinli konuşmak, çarpıtmaya yönelmemek gerekir.  Ancak kimi durumlarda, olay sonrasında söylenenlerin ne denli yanlış, eksik, sırf konuşmak için konuşmanın bir sonucu olduğuna tanık oluyoruz.

Sonuç?

"Üstteki", “alt düzeydeki"nin verdiği eksik/ yanlış bilgiyle yanıltmış, bir başka deyişle güç durumda bırakmış oluyor. Bunun en son örneğini, Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün silahlı saldırıya uğramasıyla ilgili olarak, Trabzon Valisi’nden duyduklarımızda gördük.

*****

Günlerden cumartesi, 4 Nisan, gece yarısına doğru...

Rizespor maçı bitmiş, Fenerbahçe kafilesi, Trabzon Havaalanı’na doğru yol alıyor.

Ekranlarda bir haber:

Fenerbahçe otobüsüne saldırı!..

FBTV, saldırının olduğu yerde, canlı yayında. Fenerbahçe Kulübü Güvenlik Sorumlusu Serdar Kılıç anlatıyor:

“Silah sesi duyduk. Büyük bir uğultu oldu. Şoförün başı direksiyona düştü. ‘Frene bas’ dedim. Arabayı durdurduk.”

Sonradan olay yerine gelen Trabzon Valisi açıklama yapıyor, otobüse taş atıldığını, şoförün taşla yaralandığını söylüyor.

Kime inanacağız?

Saldırıya uğrayan, olayın tanığı, otobüsün durmasını sağlamada katkısı olanlardan Serdar Kılıç’a mı, yoksa Vali Bey’e mi?

Vali Bey, Cumhurbaşkanı’dan başlayarak, “üstündeki”lere bilgi verdiğini söylüyor.

Bilginin özü: “Taşlı saldırı”...

İyi ki Cumhurbaşkanı ve ötekiler, Vali Bey’e bakıp, onun dediğini, kamuoyunu aydınlatmak için canlı yayınla tüm ülkeye duyurmadılar.

(Vali Bey, saldırıyı “taş”a bağlamasını, Emniyet Müdürü’nden, Jandarma Komutanı’ndan aldığı bilgiye dayandırıyor. Çünkü onlar yerde, otobüsün yanında “taş” görmüşler.

Mahmut Uslu, pazartesi günü basın toplantısında Vali’den söz ediyor:

“Olay üzerinden bir, bir buçuk saat geçmiş, havaalanında Vali, hâlâ ‘taş’ diyor.)

“Alt”tan gelen bilgileri doğru sayarak hemen “üst”lere bildirmek, “en tepe”dekilerin bile, başka konularda, durumlarda da nasıl yanıltıldığını göstermez mi?

Öyleyse, sırf bilgi vermek için konuşmamak, çok temkinli davranmak gerekir.

*****

Ortada bir katliam girişimi var; girişim, Allah’tan sonuçsuz kalmış.

Yoksa, 19’u futbolcu, toplam 41 kişinin bulunduğu otobüsün uçuruma yuvarlandığını düşünün. Bunun düşünülmesi bile ürkütücü.

Büyük bir faciadan dönülmüş, saldırı “silah”la mı “taş”la yapıldı tartışması öne çıkıyor. Kimileri otobüse “kuş” çarpmış gibi bir havada, saldırıyı önemsiz, sıradan bir “taşlama” olarak gösterme çabası içinde. Neyin ne olduğu anlaşılmasına karşın, adına “sosyal medya” denen “er meydanı”nda akıllısı akıllısı özgürce yazıyor. İçlerinde adı sanı, konumu belli olan, “vicdan”ı “cüzdan”a dönüştürenler de var.

İçlerinde, “eskimiş futbolcu”su da var; gazetecisi de var.

Kimileri, ölümü, otobüste bulunanlar için gerekli görür bir havada!

Yazık!

*****

Futbol dünyasının tutumuna ne demeli?

Hiçbir şey olmamış gibi, ertesi gün Süper Lig’de maçlar oynanıyor. Sahaya çıkan futbolcuların elinde sıradan bez pankartlar. Nedense, pazartesi günkü maçta “kınama”, “tepki” gösterme akla geliyor.

İyi de, pankartta, saldırıya uğrayanların kim olduğunu gösteren tek sözcük var mı?

Yaşananlar, futbol dünyasının kurumları, her gördükleri mikrofona, kameraya konuşanlar, büyüklü küçüklü “futbol adamları”; Fenerbahçeli bir yöneticinin, futbolcunun olumsuz tavrını/ tepkisini günlerce dile dolayanlar; Fenerbahçe lehine olan “pozisyonu”nu döne döne anlatan, “haksızlık olduğu” hükmüne varanlar...

Her Fenerbahçe maçından önce hakemleri etkilemek için konuşan, başkan, yönetici, teknik direktörler; suskunluğa bürünenler, ....

Böyle suskunluk niye?

Saldırı, dizi film çekimi gibi görülüyor sanki. Çünkü silahlı saldırıyı hafife alma aymazlığı var.

*****

Sadece Fenerbahçe’nin Kupa maçı ile Bursaspor’la oynayacağı Süper Lig maçı erteleniyor.

TFF, Kulüpler Birliği toplanıyor. Toplantıdan, Süper Lig ve Türkiye Kupası maçlarının bir hafta  ertelenmesi kararı çıkıyor. Bu da “mesleki dayanışma” olarak görülüyor. Oysa Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun açıklaması, ertelemenin bir “mesleki dayanışma”, “destek” olmadığını anlatıyor:

”Ertelenme varsa bütün takımlar için yapılmalıdır.”

Niye?

Fenerbahçe’ye şampiyonluk yarışında “haksız avantaj” sağlanmış olurmuş!. Verilen arada sakatları iyileşirmiş!.  Oysa asıl “sakatlık”, saldırıyı hafife alan, dizi film çekimi gibi gören “kafa”lardadır.

41 kişi ölümden dönmüş, şans eseri katliamdan kurtulmuş, kimin umurunda?

*****

Fenerbahçe, tepki gösteriyor:

“Bu olay aydınlanana, failler bulunana kadar futbol oynamak niyetinde değiliz.”

Bu tepkiyi anlamak gerekir.

Son söz:

Silahlı saldırıyı hafife almak, sıradan bir olaymış gibi görmek; kimi ağızlardan çıkanlar, insanlık için, futbol dünyası için utançtır.


tp://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..