Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '08

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe S.O.S. veriyor

Fenerbahçe S.O.S. veriyor
 

Fenerbahçe bir türlü arzulanan futbolu oynayamıyor.


Zaman zaman bu köşeden eski yazılara atıf yapıyor ve bunu yaparken de sizleri sıkmamış olmayı diliyorum. Ancak yönetim tarzlarının ya da taktik değişimlerin dünü ve bugünüyle masaya yatırılması çoğu zaman anlık değerlendirmelerden önemli. Bu sebeple henüz birinci haftada Gaziantepspor'a yenilen Fenerbahçe için yaptığımız analizden bir pasajı buraya alacağım:

“Maç genelinde rakip kalede baskı kurma konusunda zorlanan sarı-lacivertliler, Luis Aragones'in tek santrfora dönüş yapmasıyla da düzelmeyecek bir takım yapısal problemlerle boğuştuklarını gözler önüne serdiler.”

Bu bölümün yeniden altını çizmemdeki sebep, kuşkusuz Sivasspor maçına kadar “Bizim takım her sezon kötü başlar zaten. Nasıl olsa toparlanırız.” düşüncesinde olan Fenerbahçelilerin de bahsettiğimiz yapısal problemin yavaş yavaş farkına varıyor oluşları.

Bugün itibariyle tabloya bakıldığında Fenerbahçe'de süregelen yapısal problemlerin 5 haftadır devam ettiği, yönetim ve teknik heyet kanadından henüz bir hamle yapılmadığı göze çarpıyor. Sivasspor önünde ilk yarıyı 1-0 önde kapatan sarı-lacivertli ekibin, tabiri caizse iki yarıda her hattıyla çökmesi sizce tesadüf mü? İlk 45 dakikada 4-1-4-1 oynayan Sivasspor ikinci yarıda bilhassa 4-3-3'e geçtikten sonra Fenerbahçe'yi çok zor durumlara düşürdü. Geçmiş sezonlarda sarı-lacivertli takıma karşı 4-3-3 oynayan teknik direktörü hemen maç sonrası nöroloji mütehassısına gönderirlerdi bilmem hatırlar mısınız? Oysa Bülent Uygun'un bu cesur hamlesinin altında yukarıda parmak bastığımız yapısal sorunlar yatıyor. Takım savunmasını bir türlü oturtamayan, savunmayı sadece defans blokunun yapacağı işmiş gibi gören oyuncular Fenerbahçe'nin yaşadığı problemlerin de bir numaralı müsebbibi. Daha önce de yazdık bu konuda bir istisna varsa o da Alex olmalı ancak Brezilyalı yıldız lig başından beri çoğu arkadaşından daha fazla efor sarf ediyor. Bakmayın Sivasspor maçında durarak oynadığına, mevcut sakatlığı onu fazlasıyla etkilemiş.

Fenerbahçe'de bu problemlerin aşılabilmesi adına yönetimin ve teknik heyetin atabileceği ayrı ayrı adımlar var. Öncelikle teknik direktör Luis Aragones'in 4-2-3-1 sistemindeki ısrarı, mevcut kadro ve eksikler göz önüne alındığında pek de efektif görünmüyor. Bu sistemde hücum pres yeteneği olmayan Güiza ve Alex'in yükünü çekmek ancak iki ceza sahası arasında arı gibi çalışan ön liberolarla mümkün olabilir. Oysa, ne Maldonado ne de Selçuk bu dinamizmi gösteremiyor. Belki bir taktik değişiklik sarı-lacivertli takıma fayda sağlar ama şimdiye kadar Aragones'ten bu yönde bir hamle göremedik. Yönetim kanadı ise ardı ardına gelen kötü sonuçların takımda özgüven eksikliğine dönüşmemesi için gereken adımları bugünden atmalı. Bu terapiyi kim uygular bilemeyiz ancak futbolcuların yeniden futbol topu etrafında kenetlenmesi bir an evvel sağlanmalı. Geçen hafta Gençlerbirliği galibiyetinden sonra “Büyük takım refleksi” başlığını atmamız ve “Bu bir çıkış mı yoksa sadece bir refleks mi?” sorusu etrafında bir analiz yapmamız kimi okuyuculardan tepki almıştı. Şimdi ise daha fazla tepki alabilecek bir tespiti yapmak görevimiz gereği. İleride asla atıf yapmayı arzu etmemekle birlikte, Temmuz ayında İspanyol Marca gazetesinin yaptığı haberi buraya yorumsuz olarak taşıyorum:

“İspanyol spor gazetesi Marca, Fenerbahçe ile Luis Aragones'in dün imzaladıkları sözleşmedeki bir maddede Aragones'in 4 ay içinde kovulması halinde 2 yıllık toplam maaşını almasına hak tanındığını yazdı. Fenerbahçe'nin Luis Aragones için sezona başın 3 milyon Avro öderken, 3 yardımcısına ödeyeceği toplam ücretin sezon başına 1.5 milyon Avro olacağı ileri sürüldü.”

Özellikle 4 büyük takım hakkında bu tip yorumlar yaptığınızda şiddetli bir tepkiyle karşılaşmanız olası. Fakat benim bu hatırlatmayı yapmaktaki amacım biraz da Dinamo Kiev maçının önemine dikkat çekmek. Takımların sezon içinde yaşadığı birkaç kırılma maçı varsa kuşkusuz Fenerbahçe için bunlardan bir tanesi Dinamo Kiev karşılaşması olacak. Galibiyette yeni bir çıkış noktası olasıyken, mağlubiyet halinde ise Şampiyonlar Liginde alınan “büyük yara” ve Aragones'in geleceği masaya yatırılacak. Kısacası, Fenerbahçe Dinamo Kiev önünde belki de bir sezonluk kader maçına çıkacak.

Fenerbahçe'yi bu kadar derin yazıp, galip tarafa sırt dönmek elbette ki olmaz. Bülent Uygun'un taktiksel başarısı ve futbolcuların kazanma arzusu, Sivasspor taraftarına ilk Fenerbahçe galibiyetini tattırdı. İlk yarıda Fenerbahçe defansı arasına ve arkasına adam kaçırmayı deneyen kırmızı-beyazlılar, ikinci yarıda biraz da zorunluluktan risk alınca Fenerbahçe'nin zayıf yönleri su yüzüne çıktı. Maçta Sezer Badur performansıyla Mehmet Yıldız ise kazanma hırsıyla yıldızlaşan oyuncular oldular.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..