Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe silindir gibi

Fenerbahçe silindir gibi
 

Fenerbahçeli kadar mutlusu yok şu sıra...


Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadında oynanan Fenerbahçe – Gençlerbirliği karşılaşmasının başlama düdüğüyle birlikte teknik direktör Christoph Daum’un dersine nasıl sıkı çalıştığını hep birlikte izlemeye başladık. İzlerken de her iki Alman teknik adamdan Türkiye tecrübesi fazla olana maç önü hazırlıkları dolayısıyla yıldızlı bir pekiyi vermeyi de ihmal etmedik. Bir hafta öncesinde geriden gelerek Trabzonspor’u sallayan Gençlerbirliği’nde ise maç başı stratejisi sanki o maçın ikinci yarısıyla birlikte lig de bitmişçesine çarpık bir düşüncenin üzerine kurulmuş gibiydi. Trabzonspor maçında açıkça görüldüğü üzere Gençlerbirliği hücum presi etkin yapan takımlar karşısında zorlanmakta, blokları arasındaki bağlantılar kesintiye uğramaktaydı. İşte Fenerbahçe teknik direktörü Christoph Daum da temel taktik düşüncesini tam da bu saptamanın üzerine kurmuştu.

Hafta arası Avrupa Liginde maç oynayan sarı-lacivertli takım işini ikinci 45 dakikaya bırakmamak adına ilk yarıda epey güç harcadı. Zaman zaman rakibini yarı sahasına hapseden sarı-lacivertliler taraftarlarından bolca alkış almakla birlikte organize biçimde kale önüne gelmekte zorlandılar. Üstünlük sayısı sezonun kısa geçmişinde olduğu gibi yine Alex’in beceri dolu ayaklarına kaldı. Açıkçası bu tablonun ışığında oyunda değişikliklere gitmek Gençlerbirliği teknik direktörü Thomas Doll için bir zorunluluk haline gelmişti. Doll, ya Fenerbahçe’nin presine presle karşılık vererek maçın mücadele dozunu arttıracak ya da Burhan ve Hurşit gibi silahlarla rakibini gafil avlamaya çalışacaktı. Takımlar ikinci yarıya başlarken Thomas Doll’ün ikinci şıkta karar kıldığını fark ettik.

İkinci yarıya her iki takım da hücum düşüncesiyle başladı. Ancak dakikalar ilerledikçe ligde ve Avrupa’da aynı anda yürüyen maratonun yıpratıcı etkileri Fenerbahçe’de kendisini belli etmeye başladı. İlk yarıdaki hücum presin dozu giderek düşmeye başlayınca Fenerbahçe biraz da psikolojik olarak rakibini kendi yarı alanında karşılamaya başladı. Bu da Gençlerbirliği’ne topu kullanması için alan bırakmak demekti. Tabi tüm bu süreçte Fenerbahçe’nin bir tanesi şans topu olmak üzere iki vuruşta direkleri dövdüğünü belirtelim. Oyunu çoğunlukla rakip yarı alanda oynayan Gençlerbirliği, defansını da orta alana kadar çıkarmak zorunda kalıyor bir anlamda Alex, Andre Santos ve Güiza tehlikesine karşı risk alıyordu. 71’de Andre Santos – Alex işbirliği sonucu ikinci gol gelince bir anlamda karşılaşmanın neticesi de belli oldu. Golden hemen sonra açık alanda yakalanan Gençlerbirliği savunmasından İlhan, sarı kartı olmasına rağmen Güiza’yı çekerek atağı kesti ancak Kuddusi Müftüoğlu görmemiş gibi (!) yaptı. Bu hatayla birlikte statta da atmosfer tavan yaptı. Maç biterken Lugano’nun kafasından gelen gol Fenerbahçe’nin hem liderliğini hem de rekorunu perçinlemiş oldu.

Bu yıl ligin ilginç bir seyri var. Önce Galatasaray ve Fenerbahçe rakiplerinden ayrılarak müthiş bir çıkış yaptılar. Daha sonra Galatasaray kötü futboluyla tökezledi ve birden 5 puan kaybetti. Aslına bakarsanız Fenerbahçe’nin tökezleyeceğine dair beklenti oluşturan kötü futbolu Galatasaray’dan da önce dikkat çekmişti ama sarı-lacivertli takım kötü oynadığı maçlarda neticeye gitmesini bilerek gerçekten de şampiyonluk yolunda çok önemli bir meziyete sahip olduğunu gösterdi. Bir başka dikkat çekici unsur, Galatasaray’ın yıldızı Arda son maçlarda kontak kapattı ama Fenerbahçe’nin yıldızı Alex beşinci viteste devam ediyor.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..