Fenerbahçe turu geçer geçmesine de..

Biri 135 milyon Euro değere sahip, diğeri ise 55.7 milyon Euro. Yani yarıya bile değil. Maçın başında her iki takımı da tanımayan bir futbolsever bulsanız, bu rakamları verseniz ve takımların isimlerini de söylemeseniz, maçı izlerken PAOK' un daha değerli olan takım olduğunu düşünürdü herhalde. İşte olayın püf noktası da burası.

PAOK mütevazi bir bütçeye sahip ancak takım olabilmeyi başarabilen bir takım. Düz, vasat ancak takımını önemseyen, işini ciddiye alan oyunculardan kurulu. Fenerbahçe ise bazılarının tabiri ile yıldızlar karması! Evet birebirde PAOK' lu oyunculardan daha pahalılar. Onların dört katı kazanıyorlar. İsimleri daha fazla duyulmuş. Daha yetenekliler. Daha kariyerliler. Ancak sorun şu ki takım olamıyorlar. Burada şu tespiti yapmak gerekiyor aslında. Bir takımın diğerinden değerli olması maçı kazandırmıyor. Maçı masa üstündeki bonservisler veya oyuncu ücret bordroları değil, sahadaki takımlar kazanıyor. Takım olmayı başarabilenler kazanıyor.

Çok mu iyi oynadı PAOK? Hayır. Çok mu iyi takım? Hayır. Fenerbahçe' den oyun olarak çok mu üstündü? Hayır. Ancak yine de Fenerbahçe' den daha fazla ciddiye aldı işini. Rakibinin gücüne saygı duyarak oynadı. Alex ve arkadaşları ne yaptı dersiniz? Dün Fenerbahçe diye bir takım yoktu sahada. En azından tüm ilk yarı boyunca.

Aykut Kocaman futbol bilgisine, kişiliğine ve karizmasına inandığım bir Hoca. Fenerbahçe' deki en önemli sorunun ciddiyet olduğunu ve oyuncularının maç seçme hastalığının farkında. Bu hastalığın temellerinin de Brezilyalılardan miras kaldığını biliyor. İşte Alex-Santos-Cristian üçlüsü. İşte sahadaki halleri. Dün bunlar sahada gezinirlerken, Türk çocukları sahada terini akıttı, maçı biraz olsun ciddiye aldı. Gökhan- Topuz- Selçuk. Dün azıcık gayretli olmasalar, Fenerbahçe bu turu geçmeyi de imkansız kılacak bir skorla dönecekti İstanbul' a.

Fenerbahçe' nin defansını haftalardır yazıyoruz. Aykut Hoca yeterli buluyor ama yeterli olmadığı çok açık. Bu kulüp oldum olası stoperlere gereken önemi vermemiştir. 17 Milyon Euro' ya poşet bir forvet alabilen bu yönetim, 12 senedir Fenerbahçe' ye marka bir defans oyuncusu almamıştır. Herhalde hücum oyuncusuna verilen para helal, stopere verilen parayı da sokağa atılmış para olarak görüyorlar. Futbol bilgilerinin zayıf olduğu ortada. Çağdaş futbolda maçları artık hücum oyuncuları almıyor. Maçları kaleciler ve stoperler alıyor. İyi bir savunma beşlin yoksa, orta sınıf Yunan takımları bile seni yenebilir. Fenerbahçe kadrosundaki Bilica, Santos, Bekir, İlhan ve Önder' e bakalım. Bunlar üst düzey oyuncular değil. Koyun Anadolu takımlarına, iş yaparlar. Ancak burası Fenerbahçe beyler! Bu takıma dünya çapında stoperler alınması gerekiyor! Bakın Rus Zenit' e. Adamlar 22 milyon Euro' ya savunma oyuncusu Bruno Alves' i aldılar. Bu parayı verdiler, çünkü bu kulübü yönetenler futboldan anlıyor. Maçların nasıl kazanılacağını biliyor. Önce sağlam savunma diyorlar. İşte bu sebeple 4-5 senede Zenit' i dünya kulübü yaptılar. UEFA kupası kaldırdılar. Fenerbahçe hala 12 yıldır Türkiye Kupası bekliyor. Yazık.

Gelelim tura. Fenerbahçe turu geçer mi? İki koşulla geçer.

1) Emre- Dia- Stoch- Niang- Mehmet Topuz- Caner kesin olarak ilk 11' de birlikte oynayacaklar.

2) Bunlar ilk 11 ' e girdiğine göre Cristian-Alex-Santos üçlüsü yedek kalacak.

Fenerbahçe sahaya Aykut Hocanın da gönlünden geçen 4-3-3 ile çıkar ve bu oyuncular ile başlayabilme cesareti gösterirse, PAOK' u sahasında 2 ya da 3 farkla geçer. Zaten hocalık da bu cesareti göstermek demektir. İşte Fatih Terim, işte Mourinho.

Benim PAOK maçı 11 ' im şu şekilde olur. Volkan-Gökhan-Lugano-Bilica-Caner (defans dörtlüsü), Emre-Mehmet Topuz-Özer (orta saha üçlüsü), Stoch-Niang-Dia (forvet üçlüsü).Saha içi taktik de basit: Mücadele, mücadele, mücadele.

Eğer Aykut Hoca kendisinden beklenen cesareti gösteremez ve klasik 4-4-1-1 ve Alex ile maça çıkarsa, seyirci desteği belki o maçta kazanmaya yetecektir, ancak yarınki turlarda asla yetmeyecektir! Ne demek istediğimizi umarım anlatabildik.

Not: Takıma çok da haksızlık etmemek gerek. Yeni sezonda ilk defa bir karşılaşmada Fenerbahçe' nin değil, rakibinin 10 kişi kaldığını düşündüğünüzde, bu takımda olumlu gelişmeler de var diyorsunuz.