Fenerbahçe Ülker mücadele dozunu arttırınca...

Son çeyreklerde her ne oluyorsa Fenerbahçe Ülker kimlik değiştiriyor. Maç boyunca yemediği kadar sayıyı bu çeyrekte potasında gördü ve maçı da bir anlamda son toplara bırakıverdi.

29-28'lik bir periyot Fenerbahçe Ülker'in son dört maç ortalamasına uygun olsa da genel Euroleague standardı için fazla bir skordu.

Ancak kazandı.

Demek ki farklı, bir şeyler yaptı ya da önceki hatalarını tekrar etmedi.

Şu bir gerçek ki rakibini 90 sayının altında tutmuş olması önemli bir avantaj oldu. Çünkü Fenerbahçe'nin skor gücü rakiplerini takip edecek kadar başarılı olamıyor.

Bütün yük genel anlamda bir veya iki oyuncunun üzerine yığılıveriyor.

Khimki karşısında Bogdanovic(26) ve Bo'nun (16) üretkenliğinin yanına 18 sayı ile Andersen'in eklenmiş olması çok önemli katkı sağladı. Andersen bugün bütün bedeniyle salondaydı.

Tripkoviç ise çok kritik sayılar attı.

Bogdanovic çok özel bir oyuncu, Fenerbahçe Ülker sürekli yenildiği için katkıları görünmüyor ancak müthiş işler yapıyor.

Khimki boyalı alanda çok faul yapan bir takım. Faulü rakibin oyununu bozarak yapıyor, kasti değil ama sert fauller. Yaptığı faullerin büyük bölümü de basketle sonuçlanmayan türden. Bu türden sertliği Euroleague standardına uygun olduğunu düşünüyor ve Fenerbahçe Ülker'in de yapabilmesinin yararlı olacağına inanıyorum.

Dün Fenerbahçe Ülker'in en önemli avantajı da bu oldu. 28/32'lik serbest atış isabeti bir anlamda ekstra katkı yaptı.

Bu sonuçtan ne anlıyoruz?

Takımımız bolca içeri kat etmiş, potayı zorlamış, rakibini faul yapmaya zorlayarak atış kazanmış.

Oyuncularımızın yüksek serbest atış yüzdesiyle oynamasının iki önemi var; bu istatistikleri sadece biz değerlendirmiyoruz, rakipler de bakıyor; Bogdanovic (10/10), Andersen (5/5), Tripkovic (4/4), Bo (6/9) faul yaparken iki defa düşüneceklerdir.

Kuşkusuz oyuncularımızın da kendilerine güvenleri artacak potayı daha fazla zorlayacaklardır.

Savunmada özellikle 3. çeyrekte güzel işler çıkardı Fenerbahçe Ülker. Bu periyotta oyunda kalınca maça da tutunmuş oldu.

Fenerbahçe Ülker'in en büyük sorunu maalesef takım olamaması, hala oyuncuların birbirlerini anlayamamaları veya tamamlayamamalarıdır. Çok basit topları kullanamamanın tek açıklaması bu olabilir.

Bo'nun ne yapacağını rakip bilmesin kabul ama ne zaman ne yapacağı hakkında takımın az da olsa bir fikri olsun. Çünkü geri dönüşünü toplamak mümkün olmuyor.

Hakemler olağanüstü derecede tutarsız ve komiktiler. İlk periyotta takımımız aleyhine çaldıkları düdüklerle tam anlamıyla savunma yaptılar.

Gereksiz üç saniye, top taşıma düdükleri komik olmanın yanı sıra saçma oldu.

Bu mücadele düzeyini sabit tutup şimdi bir deplasman galibiyeti arıyoruz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com