Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe ve Evrensel Gerçekler III

Fenerbahçe 1989-90 sezonunda rekorlar kırarak şampiyon olmuş (Rıdvan-Oğuz-Aykut’lu ilk sezon, umarım yanılmıyorum) Avrupa macerasında, karşısına Çek takımı Sparta Prag çıkmıştı. Maçı gayet iyi hatırlıyorum, gazeteler her zamanki gibi turdan umutlu yazılar yazmış ancak Fenerbahçe’nin Avrupa macerası tıpkı önceki sezonlar gibi daha başlamadan son bulmuştu. İyi hatırlıyorum çünkü Avrupa macerasında Fenerbahçe’ye inandığım, tamam bu sefer dediğim ilk maçtı.

O zamanların forveti Aykut Kocaman şimdi Fenerbahçe’de teknik direktör, o zamanların orta sahası Oğuz ve Rıdvan (sanırım t.v. lerde bitmiş maçın ardından konuşmak daha kolay) ise bu görevden çoktan kovuldular.

Peki Aykut Kocaman başarabilir mi?

2010 sezonunda, aslında çok da radikal olmayan bir kararla (bekleniyordu ve zaten takımın sportif direktörü idi) takımın başına Aykut Kocaman getirildi. Ancak basının, yönetimin ve taraftarın umut tazelemesinin üzerinden çok geçmeden, Fenerbahçe çok sıradan bir takım tarafından şampiyonlar liginden elendi. Ve hemen, zaten fazla umutlu beklentiler yerini umutsuzluğa bıraktı. Ardındansa her zamanki kim gitmelidir tartışmaları başladı. Zaten Klasik Fenerbahçe sorunlarıdır sabır yokluğu ve hemen değişim isteği (bakınız bir önceki yazı).

Hemen her beyanatında samimi olduğu açıkça görülen donanımlı, çalışkan ve dahası istekli teknik direktör Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’nin yıllardır biriktirdiği sorunlarını tek başına çözebileceğine inanmak zor. Her ne kadar sorunları gördüğüne dair işaretleri veriyor olsa da zamanı geldiğinde (ki o zaman çok çabuk gelecekmiş gibi görünüyor) taraftarın, yönetimin ve basının destek olması ve onun tarafında yer alması gerekiyor. Ben kişisel olarak umutluyum.

Yine de alınması gereken zorlu kararlar var.

Varolan kadronun tüm sorumluluğu, sadece gelen teknik adamların değil Kocaman’ın hiç değil. Takımın yıllardır çok yavaş tempoda ve düşük mücadele isteği ile oynaması, yapılan yanlış transferlerin ve o transferler üzerine kurulmaya çalışılan oyun anlayışının bir sonucu. Yani yıllardır biriktirilen bir Fenerbahçe sorunu. Kadronun iyileştirilmesi ve yeterli mücadele gösteremeyen oyuncuların bu mücadeleyi verecek oyuncularla değiştirilmesi şart. Fenerbahçe, belki çok maliyet ve ama özellikle kararlılık gerektiren bu revizyonu eğer evrensel bir takım olma iddaasını sürdürmek istiyorsa başarmak zorunda.

1. Büyük (evrensel) takımlar orta sahalarını mücadele gücü yüksek, savunma bölgesinde defansın önünü kapatan, hücumda defansın arkasına sarkabilen ve isabetli pas oranı yüksek oyunculardan kuruyor (Örnek: Barcelona, ki tartışmasız dünyanın en iyi takımı, orta sahasını Busquets, Xavi, İniesta, Yaya Toure (artık Manchester City) gibi oyuncularla kuruyor). Fenerbahçe ise bu bloğu son derece kırılgan şekilde Emre, Baroni, Alex’le oluşturuyor. Dolayısıyla zaten çok belli yetersiz bu orta saha hucümda zaman zaman günübirlik işler yapsa da, savunmada bir blok oluşturamıyor ve oyunda süreklilik sağlayamıyor. Ancak ne gariptir ki takımın özellikle bu bölgede az mücadele ettiği bir türlü kabullenilmiyor ve sığ tartışmalarla gerçeklerden uzaklaşılıyor. Bunu futbolun karmaşıklığına yorabiliriz elbette. Kanımızca, yeni dünya futbol anlayışında Alex gibi yarı orta saha, yarı forvet özellikleri taşıyan oyuncuların devri çoktan kapandı. Dolayısıyla ilk yapılması gereken onun yerine (mevcut kadroda en uygun isim) mücadeleye istekli, oyunun savuma ve hücum yönünü oynayabilen Mehmet Topuz (Şüphesiz aynı mevki için Emre düşünülebilir). Emre, Baroni (aslında yetersiz bu oyuncunun yerine Selçuk’un kullanılması muhtemelen daha kötü sonuçlar doğuracaktır) ve Mehmet’ten oluşan orta sahanın daha dinamik, daha istekli ve daha dayanıklı ancak daha az yaratıcı bir orta saha olacağını söylemek yerinde olur.

2. Defans oyuncularının hemen her maçta ne kadar zor durumda kaldıklarını görebiliyoruz. Bu, elbette az önce bahsettiğimiz kırılgan orta sahadan da kaynaklanıyor ancak tek başına buna bağlamak çok gerçekçi olmaz. Lugano’nun yanında oynayan Bilica’da ısrar etmek gereksiz, bu oyuncu hemen her hareketinde yeterli olmadığını hissettiriyor, buraya takviye kaçınılmaz. Sol kanatta oynayan Santos mücadeleci ve istekli değil ancak kalitesi tartışılmaz. Sağ kanatta çok hırsla oynayan Gökhan Gönül ileri çıkmayı seven hızlı bir bek ancak etkili orta yapma becerisinden yoksun, üstelik pas isabet oranı oldukça düşük. Stoch ve Dia gibi kanatlarda önde oynayan kaliteli oyuncuların başarısını, biraz da arkalarında oynayan bek oyuncularına yaptıkları yardımlar belirleyecek.
3. Modern futbolda hücum artık yalnız hücum oyuncuları ile yapılmıyor elbette ancak bunun için tek forvet kullanılıyor (Barcelona’da İbrahimoviç artık yerine muhtemelen Villa, İnter’de Samuel Etoo, İspanya Milli takımında Torres). Fenerbahçe kendi oyun yapısına uygun olmayarak burada geçen birkaç sene Guiza’yı kullanmaya çalıştı ki zaten baştan belli olarak oldukça başarısız sonuçlar aldı. Bu oyuncu yerine zaman zaman Semih de kullanıldı, bu oyuncu da her ne kadar sırtı rakip kaleye dönük top alma becerisine az çok sahip olsa da ne yeterince hızlı ne de o kadar yetenekli. Dolayısıyla bazı maçlardan verim alındıysa da sürekli ve kalıcı verim almak imkansız. Bu sene Marsilya’dan transfer edilen Niang’ın istekli, güçlü ve kaleye dikine giden bir oyun anlayışıyla Fenerbahçe’nin uzun yıllardır biriktirdiği forvet sorununa çare olacağına inanmamak için bir sebep yok.

Şüphesiz Aykut Kocaman’ın başarısını yapacağı köklü değişimler belirleyecek (ki yapabilirse). En başta dediğimiz gibi, yıllardır süregelen kronik sorunları, tek başına Aykut Kocaman’ın çözmesini beklemek hayal. Yönetimin, taraftarın ve basının kısır ve saçma tartışmalardan vazgeçip ona destek olması, anlayışını değiştirmesi Kocaman’a yapılacak en büyük yardım olacak.

Ya da hep sevdiğimiz gibi Fenerbahçe, yine iki adım ileri gidip, iki adım geri gelecek.

 
Toplam blog
: 22
: 660
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

1970 İstanbul doğumluyum, Ege Üniversitesi İstatistik bölümü mezunuyum. İstanbul da yaşıyorum ve şu ..