Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe ve evrensel gerçekler

Yılını hatırlamıyorum, rahmetli İslam Çupi'nin bir yazısını az çok hatırlarım (Fenerbahçe-AtleticoMadrid-kimin hatırlamadığım jübilesinde yarısında elektrikler kesilmiş maçın ardından yazdığı yazı). Şöyle demişti; Futbol topu, bu oyunun başlangıcından beri kimbilir kaç defa dolaşmıştır dünyayı ama ilk defa Fenerbahçe takımı bu topu sahada bu kadar güzel dolaştırdı. Tam metin değil elbette zaten onun kurabildiği cümleleri yeryüzünde anne karnından doğmuş başka herhangi birinin de kurması neredeyse imkansızdır. Fenerbahçe nin o zamanki yıldızları Oğuz ve Aykut'tu.

Fenerbahçe içerde hemen her sene şampiyonluğa oynar muhtemelen olur ama iş Avrupa'ya geldi mi geldiği uçaktan bir sonraki uçakla muhteşem Kadıköy stadına geri dönerdi. Ne günlerdi. Oysa rakibi AtleticoMadrid öylemiydi? Daha bu sene UEFA kupasını evine götürdü.

Neden Fenerbahçe ve tabi diğer takımlarımız da içerde bu kadar böbürlenirken evrensel arenada kendilerine yer bulamıyorlar? Neden elde edilen başarıların! üzerine eklenemiyor da 3 gidilirse 3 geri gidiliyor? Örnek Galatasaray UEFA Kupası örnek Fenerbahçe Şampiyonlar ligi çeyrek final.

Aslında cevaplar soruların içlerinde saklı. Çünkü takımlarımız teknik adam, futbolcu, yönetici hatta taraftar seçimlerinde (Onlar da seçilebilir yönetim tarafından ya da atanır) evrensel kriterleri ön plana çıkaramıyorlar bir türlü. Öyleyse nedir bu evrensel kriterler ona gelelim aklımız yettiğince.

Futbolcu hızlı, güçlü, yetenekli ve evrensel mantaliteye ve zekaya sahip olmalıdır (evet ama yanında istek de bulundurmalıdır) Teknik adam da bu nitelikteki futbolcuları ayırt edebilen ve takımını bu tip futbolculardan oluşturmaya çalışan donanımlı ve yenilikçi olmalıdır. Ne kadar basit değil mi? Aslında evet ama futbolu da karmaşık yapan tam da burası işte. Bu iki etmenin içine yönetim, taraftar ve de şans girince (şansa iyi örnek Henry nin İrlanda ya elle attığı gol) seçimler birbirine karışıyor ve doğru kararlar alınamıyor.

Örnekleri Fenerbahçe üzerinde deneyelim. Örneğin Alex; hızlı, güçlü, asla istekli değil ama yetenekli, evrensel mantalite ve zekaya sahip. Selçuk belki güçlü ve çok istekli ama asla hızlı yetenekli değil ve futbol zekasından da sözde edilemez fakat şanslı olduğu rahatlıkla söylenebilir (şansa örnek GS maçı golü). Vederson kesinlikle hızlı ama diğer niteliklerinden asla bahsedemeyiz. Örnekleri çoğaltabiliriz hatta yapılan bu seçimlere katılmayabiliriz bile ancak Fenerbahçe'nin gerçeklerini değiştiremeyiz. Bu tip futbolcu ve bu tip futbolcularla oyun kuran teknik adamların ve bunu değiştiremeyen yönetimlerin ve yönetimleri bu yöne teşvik edemeyen bir taraftarın başarıda süreklilik sağlayamadığı açıkça ortada. Hatta herhangi bir başarı sağladığını söylemek bile zorlama.

Neyse ki futbolda geçti artık diye bir şey yok. Her zaman kazanılması gereken şampiyonluklar, kupalar ve kazanılması gereken başarılar var. Yani futbol üretkenliğini ve devinimini kendi içinde barındıran bir spor. Yapılması gerekenleri yapabilecek konumda olanların bunları kararlılıkla yapmaları başarıyı kolaylıkla getirecektir. Tam da burada yönetimlerin sahip olması gereken evrensel kriteler devreye giriyor. Az önce bahsedilen futbolcu ve teknik adam kriterlerini sahiplenecek ve onları ayıklayabilecek yönetimlerin olması ilerde gelmesi muhtemel başarıların kalıcı ve kesin olmasını sağlayabilecektir. Yeterli kaynağa ve hele de takımını her koşulda bağlılıkla destekleyen cefakar taraftara sahipken Fenerbahçe için bu çok daha kolay olmalıdır..

Yazılarımıza bahsedilen konuları daha da açarak devam edeceğiz.

 
Toplam blog
: 22
: 660
Kayıt tarihi
: 26.12.08
 
 

1970 İstanbul doğumluyum, Ege Üniversitesi İstatistik bölümü mezunuyum. İstanbul da yaşıyorum ve şu ..