Fenerbahçe ve Türk takımları

Yazımıza Fenerbahçe'yi kutlayarak başlayalım... Bu konuda tartışmanın alemi yok; Fenerbahçe, Galatasaray veya bir başkası, rekabet ülkemiz sınırları içerisindedir, uluslararası maçlarda rakip ekibi desteklemek ruhsuzluktur, bunu yapan insanlar ortaya ''vatansever'' diye çıkıyorsa, ''İspanyol takımı Türk takımını yensin!'' diyen bir insan ''milliyetçiyim'' diyebiliyorsa o insana gülmekten başka birşey yapmaya gerek yoktur.

Şampiyonlar Ligi'ne dördüncü torbadan giren Fenerbahçe grubunda PSV ve CSKA Moskova'yı eledi, ikinci turda ise son iki sezonun UEFA Şampiyonu, İspanya Ligi'ni üçüncü bitiren Sevilla'yı eşitlik halinde biten serinin sonunda penaltılarla eleyerek çeyrek finale kaldı. Fenerbahçe için bundan sonra kim gelirse gelsin önemli değildir, tarihte nasıl <ı>''bir devlet olağan sınırlarına ulaştı'' diye bir kavram varsa, futbolda da<ı> ''bir takım gelebileceği yere kadar gelmiştir'' diye bir kavram vardır. Fenerbahçe elinden gelenin en iyisini yapmıştır, şimdi hedef gelecek sezonlar olmalıdır.

1992'de başlayan Şampiyonlar Ligi organizasyonunda on beş yıl içinde çeyrek finale yükselen sadece iki Türk takımı var. 2000/01 sezonunda Galatasaray ve 2007/08 sezonunda da Fenerbahçe. Bu tablo Türkiye için utanç duyulması gereken bir tablo mudur? Pek öyle değil. Nitekim, üç büyük ülke (İngiltere, İspanya ve İtalya) ve üç büyük takım (Lyon, PSV ve Porto) dışında 21.yy. da çeyrek finale yükselen sadece üç takım (Leverkusen, Monaco ve Benfica) vardır. Fenerbahçe de son gruba eklenmiş oldu. Peki <ı>''Türkler başarısız'' söylemi nerden geliyor? Cevap verelim, takımlarımızın ilk turu bile zorlukla görmesinden geliyor. Fenerbahçe'nin ikinci turu görmesi için altı sezon bekledik. Bırakalım Şampiyonlar Ligi'ni, UEFA Kupası'nda bile başarılı olamadık. 2002/03'te Beşiktaş çeyrek finale çıktı, ertesi sezon Gençlerbirliği son on altıya kaldı. Onun dışında hiçbir başarı yok!

Fenerbahçe'nin başarısının ne kadar büyük olduğu tartışma götürmezken; <ı>''Fenerbahçe'nin başarısı Galatasaray'dan büyüktür.'' diyenlere bir hatırlatmada bulunalım: Galatasaray 2000/01 sezonunda çeyrek finale kalırken o zamanki statü ikinci turu grup halinde oynatıyordu. Galatasaray'ın elediği takımlar Monaco, Milan ve PSG gibi dönemin dev takımları iken Fenerbahçe PSV, CSKA ve Sevilla'yı eleyerek buraya geldi. Galatasaray on iki maç oynadı ve iki kez gruptan çıktı, Fenerbahçe ise sekiz maç oynadı ve bir kez gruptan çıktı, ikinci turu da penaltılarla elde etti. Galatasaray'ın başarısını küçümsemek cahil işinden öteye gitmez...

Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra takımlarımızın gelecek sezonda ne yapması gerektiği konusuna gelelim. Türkiye'de üç büyükler haricinde Avrupa başarısı yakalayabilecek olan tek takım Kayserispor'dur. 2006/07'de Inter-toto'dan gelip neredeyse gruplara kadar kalan Kayserispor oturmuş sistemi, iyi futbolcuları ve iyi yönetimiyle Avrupa'da mücadele etmeye yakışan bir takımdır. -Bu konuda taraf olmak durumundayım- umarım Türkiye Kupası'nda başarılı olurlar ve gelecek sezon Avrupa'da yer alırlar. Türkiye Ligi'nde lider olan Beşiktaş esas amacını ''lig başarısı'' olarak belirlediği için 2003'ten beri Avrupa'da hiçbir başarı sağlayamamaktadır. Beş takımdan üçünün tur atladığı gruplarda iki kez dördüncü olmayı ''başaran'' Beşiktaş bu sezon da Şampiyonlar Ligi'nde grubunu sonuncu bitirdi. Beşiktaş gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılır mı bilmem ama katılırsa başarılı olması zor görünüyor.

Galatasaray bu sezon UEFA Kupası'nda şansıyla son otuz ikiye kalsa da çok kötü bir iskeleti olduğunu sanmıyorum. İyi yöneticilik Galatasaray'ı üç sezon içinde Avrupa'da hak ettiği yere taşıyabilir; istikrar ve sistem de önemli ögeler olarak gözüküyor. Fenerbahçe ise yabancı sınırlaması olmasına rağmen Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıktı. Fenerbahçe kendi kendine bahane yaratmadan mücadele etse, kaybettiğinde rakibini alkışlayabilse, çeyrek finalle yetinmeden iyi bir sistem kurabilse gelecek sezonlarda daha da başarılı olabilir.

Türk futbolunun geleceğini sözde devler için çok karanlık görmüyorum. Anadolu takımlarımız için ise yöneticiler bu kapasiteye sahip olduğu sürece söyleyecek fazla söz yok...