Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '12

 
Kategori
Mizah
 

Fenerbahçe'yi yenemedik...

Fenerbahçe'yi yenemedik...
 

Galatasaraylılar maçtan sonra Balıkpazarı’ndaki  Barba’nın meyhaneye  oturdular. Maçın canını çıkarttılar. Bağıra çağıra .. Fenerbahçe’ye ve feleğe ver yansın ederek..
 
Arif- Oktay abi, ne oldu yav bu maç… hani iddalıydık, yenecektik… Falan, filan … Atıp tutuyordun… Ne oldu abi … Ben bu işten pek fazla bir şey anlamadım…

Oktay- Anlarsın, anlarsın…Hele bir iki kadeh daha Yeni Rakı götürelim de ondan sonra dilimiz çözülür; bir güzel eleştiririz.. Hem de şu hakemin… Neyse beni söylettirmeyin…

Arpacı- Abi.. Ne var ki yani… Hakem çok güzel bir maç yönetti… Ben Valla Billa bir hatasını göremedim…

Oktay- Sen maçtan da, hakemden işte o kadar anlarsın. Hakem demek, her şey demektir… Bir hakem bir maçı isterse kazandırır, isterse kaybettirir. Bizimkisi de “Berabere”ye karar verdi.

Zekai- Abi boşversene sen. .. Galatasaray’ı görmedin mi sen? Maçın başında ayakta uyuyordu be… Neyse ki  Alex golü atarak  herkesi uyandırdı… Seyirci bile ondan sonra Fenerbahçe seyircisi oldu…

Oktay – Aslında sahada herkes uyuyordu ama, bir tek uyumayan Alex vardı.  Allah için , takımı için kellesini koyan ve aklını çalıştıran bir futbolcu… Aynı zamanda ayaklarını da… Yoksa, Alex olmasaydı; Alex’in golü olmasaydı… Biz Fener’i zaten yenerdik. Ama ben size maçtan önce söylemiştim değil mi?

Arif- Abi, sanki bizim takımın ayakları gitmiyordu be… büyülediler mi, ne yaptılar bu takıma anlayamadım… Ancak, ikinci golden sonra biraz uyandılar… O ana kadar sahada sanki afyon yutmuşlar gibi dolaştılar.

Arpacı- Oktay abi, sen hani bütün umudunu Necati’ye bağlamıştın… Çok iyi futbolcu… Ne yapar yapar bir gol atar diyordun… ne oldu ? O da fos çıktı…

Oktay- Bakmayın siz; o tank gibi bir adamdır… Biraz kilo fazlası var. Ah ben Antrenör olacağım  ki, o Necati’yi beş kilo daha zayıflatayım, ondan sonra bak nasıl koşuyor… Öyle durup, top gelsin, diye beklemekle olmaz. Ama bu maçta bir şey vardı… Zaten bütün dedikodular onu gösteriyordu. Ama açıklasam mı , açıklamasam mı, diye düşünüp duruyorum… Yoksa biz bu maçı çoktan almıştık, Fenerbahçe’yi de tepelemiştik.

Zekai- Oktay Abi, senin dilinin altında bir bakla var ama söylemiyorsun. Yine şike mike gibi bazı dubaralar mı dönüyor yoksa… Söyle de anlayalım be abi… Hadi benim güzel ağabeycim… Bütün haberler aslen sendedir.

Oktay- Yok öyle kolay kolay söylenilecek, inanılacak şey değil ama… İşte, demek ki , nefesi kuvvetliymiş…

Arif- Ne demek nefesi kuvvetliymiş… Büyücü mü getirmişler yoksa maça… Ben inanırım. Bu Fenerbahçeliler maçı almak için, her türlü mela… , şeyi yaparlar… İnanırım, inanırım…

Arpacı- Senin dilinin altında mutlaka bir şey var. Anlatsana şunu be… Adamı çatlatacaksın…

Oktay- Ben de başkalarından duydum, Fenerbahçeliler, İzmir’den Mesut isimli nefesi kuvvetli, ilmiyeden bir Hoca getirmişler; güya maçtan önce çok okumuş üflemiş, Stadyumun da duvarlarını okşayıp, gizli yerlerine muska bırakmış… Sonra gidip, Galatasaray kalesinin arkasına oturmuş, şut gelince, “Sağdan geçsin… Soldan geçsin…” işaretleri yapıyormuş… Bu yüzden Galatasaraylıların şutları bir sağa bir sola gidiyormuş.. Hatta son dakikalarda hatırlarsınız Baros’un şutu kale direklerinde patladı… O da mesut Hoca’nın yüzünden mişş… Valla ben hep , başkalarının yalancısıyım. Bu Mesut Hoca’da eren…Yok Evliya gücü varmış… Zaten ninesi de öyle diyormuş! Sen taşa dokunsan altın olur diyormuş… Bu bakımdan İstanbullular onu, İzmir’den transfer etmişler… Bilin bakalım bundan sonraki maçlarda neler olacak…

Zekai- Haa… Şimdi anlaşıldı Vehbi’nin kerrakesi… Desene, Fenerbahçe’nin elimizden bu kadar çabuk kurtulmasının ciddi bir nedeni varmış… Valla gidip tanışmak isterdim bu Hocayla…
Arpacı- Ben de..!
Arif- Ben de…

Oktay – O kolay.. Duyduğuma göre artık, her Çarşamba  İstiklal Caddesindeki bir zaviyede müritlerini toplayıp, okuyup üfleyecekmiş…
Arif- Acaba , biz de rica etsek, bizim Galatasaray’ı da okuyup üfler mi? Ne dersin?
Oktay- Deli misin be? Adam Doğuştan Fenerbahçeli… Doktorlar, adamdan kan almak istemişler.. Açıp bakmışlar, kanı Sarı-Lacivert akıyormuş… İşe yaramaz , diye almamışlar..

Arpacı- Şimdi adamı daha çok merak etmeye başladım. Ölmeden yüzünü görsek bari…

Oktay- Öyle kolay değil.. Öyle kolay değil.. Önce müridi olmanız gerekir. Sonra… Anlaşıldı mı? Ben aracılık yaparım ama herkesin 50 kağıdını keserim… Yoksa olmaz. Kolay değil… Anlaşıldı mı?

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..