Fenergenekon!

Derbi sonrası ortaya çıkan  "terör" görüntüleri, bir Türkiye gerçeği olan "ergenekon"un uykuya yatmış gibi görünse bile ölmediğini göstermiş oldu.

Kadıköyü yakıp yıkan öfke'nin kendiliğinden gelişen, sıradan bir taraftar taaruzu olmadığı kanaatindeyim.

Bu derbi terörünün bir şekilde organize edildiği ve buradan siyasi bir sonuç elde edilmek istendiği izlenimini almamız Türkiye gibi, geçmişi bu türden toplumsal kalkışmalarla dolu bir ülke insanı olarak bizler için paranoya sayılmamalı..

Fenerbahçe  taraftarı, özellikle Başkan Aziz Yıldırım'ın şike soruşturması çerçevesinde hapse düşmesiyle kendini "itilmiş ve kakılmış" hissetmeye başladı.

Bir takım taraftarı için -hele de fanatikse- bunu normal saymalıyız... Ancak, Fenerbahçe taraftarının ne kadar fanatik olursa olsun, Aziz Yıldırım için, bunca "terör" görüntüleri vermeyi göze alacağını hiç sanmıyorum.

İlla ki işin içinde bir "organize iş" yoksa!...

İsyan meydanının Kadıköy olması ve özellikle Hükumete karşı fanatik muhalefetin bu muhitlerde yoğunlaşmış olması, derbiden siyaset üretmek isteyenlere elverişli bir zemin hazırlamış olabilir.

Öfkeli kalabalıkları yönlendirecek, onları terörize edecek profesyonellerin bu ülkede bolca bulunduğuna hiç şüphe yok. Benzerleri o kadar çok yaşandı ki...

Her ne kadar, emniyet güçlerinin bugün bu tür organize işlerle ilgili tecrübeleri artmış olsa da, ergenekon cinsi yapılanmaların bu işlerdeki deneyimleri emniyet güçlerininkinden daha fazladır.

Geçmişte pek çok siyasi grup terörize edilmiş ve toplumsal olaylar kotarılmıştı; şimdi ise, daha masum görünen gruplar bu işlere alet ediliyor olabilir.

Üstelik, bu durum, taraftarı olan her takım için geçerlidir. Bu yüzden, işin bu yönünü de dikkate almak da ülkenin huzur ve sükunu açısından yarar var.

Kadıköy terörü Fenerbahçe taraftarına yakışmadı. Demek ki, bunu kendine yakışanlar yaptı... Biz de onlara kısaca: "Fenergenekon" dedik.