Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Feriş Kız

Feriş Kız
 

Tarih: Ağustos 2004; Yer: Kayışdağ

Yapış yapış sıcak bayıltıcı bir gün, sabah saat 8 de araziye gitmişiz büyük patronla, 3 tane zemin etüdü var o gün. O sıcakta açık arazide güneşin altında deli gibi çalışmışız... Yetmemiş büyük patronun ağaç tekmeleme ve toprak eşelemelerini seyre dalmışız, sefa sürmüşüz yani. Ve sıra son arazide, hiç bitmeyecek sandığım gün bitiyor galiba bu sıcaktan kurtulacağım, duş alıp, bir lokma yemek yiyip... Buz gibi bir birayla balkonumda püfür püfür oturacağım. Yolda giderken bütün hayal dünyam bu kadarcık çalışıyordu işte, ee kolay değil efendim o sıcakta IQ da düşüyor, algılamada hatta sistem kendini savunmak adına ağır aksak hareketler yapıp ağır aksak cümleler kuruyor.

Kurmak demişken buda zaten ''kul kurar, kader güler''e iyi bir destek çıktı.Ve tuz biber misali bir mahallenin bir sokağının medeniyet yoksunu bir zavallı köşesinde araba bozuldu... kulaklarımı içten kapadım (büyük patronun grrrrlamalarını ve arada seçebildiğim sövmelerini duymayayım diye... höykürme desem daha doğruda, yerin kulağı var okur mokur bu yazıyı) gözlerimi de kapadım (kendimi balkonda hayal ediyordum ya)...

Büyük patron büyük bir hışım ve gövde gösterisiyle indi arabadan bir bilen(miş) olarak kaputu açtı. Adam kaputu açt , eğer o kadar sıcak ve o kadar yorgun olmasaydım gülmeye başlamıştım ve hala gülüyordum... Ne açıyorsun, sen ne anlarsın motordan? Sen anca ikna edersin, lütfen çalış diye, elektrik çarpar korkusuyla bütün elektriksel problemleri bana pasla. Yıldız tornavidayı, yıldız diye bir elektikçiye ait bir aparat zannet sonra git arabanın kaputunu aç, bak sen... N'oldu anladın mııı?

Tabi ki sormadım böyle bir soruyu, çalıyı dolaşmayı yeğlerim, büzüldüm koltukta oturuyorum.. Dudaklarımı kemiriyorum, parmaklarımı çıtlatıyorum ve arabanın kaputunun boyuna çizgili yerlerinden gözümü uydurmuş sokağı görmeye çalışıyorum.

Saat: 17 gibi

Sokakta bir küçük kalabalık gördüm sanki, çocuk gibi, hepsi aynı yere bakıyor elleriyle bir şeyler atıyor galiba (tehlike sinyali). Yok bu yanlarına gitmeden olmıyacak, zıpla sedencik.

İndim, yanlarına gittim 8 tane yaşları 6 ila 15 arası çocuk camları kırık virane bir deponun önündeler... Ellerinde irili ufaklı bir sürü taş tek bir hedefe kilitlenmişler ve taşlıyorlar hedef minicik bir yaratık, kaçamıyor bile grili siyahlı gib .Biraz daha yakından baktım (beni görünce taşları saklayıp abla köpekler saldırıyor biz yapmıyoruz demişlerdi) avucumun içi kadar bir yavru, kedi bu kedi... Her yer, herkes kırmızı oldu bir anda (cinnet böyle birşey olsa gerek) avcuma aldım tek tek kemikleri ortadaydı artık kafasını bile zor kaldırıyordu, o küçücük kalbi gümbürdüyordu, gözleri tüyleri yapış yapış kirli bir minik candı işte.

Ve ben işe yetişmeliydim, biraz mama verdim... Çocuk denenlere de biraz nasihat biraz rica biraz gözdağı biraz rüşvet vs...

Saat: 20.30 gibi iş bitti geri döndüm gitmeden onu koyduğum camı kırık depoya geldim çocuklar hala orda, ama o saklanmış elimi yukardan uzatıp çağırdım sarsak sarsak geldi. Ensesinden tuttum çıkardım arabadaki alet çantalarından birini boşalttım kediyi yerleştirdim ve özgürlük.

Eve geldik ılık suyla yıkamak istedim (normalde sevmez kediler suyu tepki verirler)

Ben onu duşun altında yıkarken o mırıldanmaya başladı (işte benim koptuğum nokta oldu... o kadar zavallı o kadar çaresiz ve o kadar sevgiye muhtaç) Kuyruğunda bir eğrilik hissettim, ertesi gün veterinere gittik, kuyrukda kırık var dendi.

- N'olucak peki?
- Kıkırdak doku kendini toplar.
- Tamam

1 hafta geçti aradan, yemeyi içmeyi bıraktı karnı davul gibi şişti ateşi çok yükseldi, apar topar kliniğe gittik.

Teşhis: kangren.

Ben teşhisi idrak edemeden acil operasyon gerekiyor deyip hazırlıklara başlanmıştı bile. Mümkün olan en usturuplu şekliyle kesildi kuyruk. Biraz da olsa kuyruğumuz var (kendimizi karşı tarafa ifade edebiliyoruz). Biraz nazlıyız, biraz denge problemimiz var... Ama hayattayız Allaha şükür.

İşte FERİŞ KIZ'ımın öyküsüdür bu.

 
Toplam blog
: 12
: 1331
Kayıt tarihi
: 25.05.07
 
 

Evvel zaman içinde, Doğan Kardeşle başladı yazmam, okumam. kimler hatırlar şimdi bu dergiyi... Sanki..