Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '06

     
    Kategori
    Ben Bildiriyorum
     

    Ferrari'sini satıp Peugeot alan bilge

    Ferrari'sini satıp Peugeot alan bilge
     

    Türkiye çalkalanıyor üç gündür. "Fransanın yaptığına bak, gerekirse ekonomik ambargo uygulayalım, büyük elçimizi geri çağıralım, Türkiye'nin AB'den başka alternatifleride var, yüzümüzü doğuya dönelim''. Herkes içini dökmek için meğer fırsat arıyormuş.

    Kuşkusuz bunları dile getiren insanların büyük bölümünün içleri acıdığından, dost kazığı yediğinden, yıllardır uğraş verip Ferrari'sine kavuşmak için biriktirdiği onca paranın boşa gideceğini anlamasındandır acıları. Ne gerek vardı, di mi onca zahmete girip yerli otomobil almak varken lüks peşinde koşmanın. Avazı çıktığı kadar bağırıyor Mehmet ama yine de iş işten geçmiştir, kimileri duymamazlıktan geliyor, kimileri gönülleri el vermese de kullaklarını tıkamak zorunda kalıyor bu feryada ama canı yanan intikamını alacağını söylüyor içinden; belki de biliyor bunun da doğru olmadığını ama inandırıyor kendini.

    Bazıları Mehmet'e destek olmak için tesselli veriyor, sırtını sıvazlıyor ama gülüyor bıyık altındandan bi yandan, Ferrari'ye hiç sahip olamayacağını biliyordu çünkü, sahip olmasını da istemezdi ona sorsalar.

    İşte Türk insanının medeniyetin beşiği diye gördüğü ya da öyle gösterilen Fransa, bilim adamınının, düşünürünün, halkının, medeniyetin beşiği olduğunu düşünen kendi halkının bile diline vuruyor prangayı. Susacaksın diyor, tartışmayacaksın, benim çıkarlarım, popilist politikalarım herşeyden önce gelir, özellikle düşünce özgürlüğünden diyor. İnsanın aklı almıyor tabi Avrupa'nın göbeğinde susması isteniyor insanların, konuşunca cezalandırılması.

    Tam bu sırada Nobel ödülü veriliyor Orhan Pamuk'a. Düşüncesini özgürce ifade edebildiği, sınırları kafasında kaldırmış biri olduğu için, herşeyin özgürce tartışılması gerektiğini söyleyen bizim Orhan'a. İnsanlar yediği yumruk yetmezmiş gibi ikinci bi yumruk daha alıyorlar oluşan tezattan. Bizim Orhan'ın başarısına sevinemiyor kimse. Gazeteler buruk başlıklarla yer veriyor bizim Orhan'a, tebrik edemiyor çığlık atması, işte asıl Avrupalı biziz demesi gerekirken.

    Kallbi kırılıyor insanların, başı dönüyor, midesi bulanıyor, yediği yumrukların acısını çıkarmak istiyor. Kimisi bizim Orhan'dan çıkarmak istiyor acısını saldırıyor, kimisi seviniyor, gurur duyuyor ama tebrik edemiyor Orhan'ı suçu olmasa da. Sesini çıkaramıyor Orhan'a saldıranlara. Bir köşeye geçip oturuyor başını alıyor ellerini arasına mide bulantısının geçmesini bekliyor.

    Bu karmaşanın arasında genç bir çocuk duruyor meydanda dalmış ve düşünüyor: ''acaba bu kadar feryat, üzüntü, baş ağrısı, mide bulantısı Fransız halkı adına mı çekiliyor? Nede olsa Ferrarisini satıp pegeut alan bilge biz değiliz!''

     
    Toplam blog
    : 1
    : 261
    Kayıt tarihi
    : 12.10.06
     
     

    İsmim Ercan. İstanbul'da yaşıyorum. 25 yaşındayım. Öğrenciyim...