Ferrari

Çok tehlikeli bir spor dalı olan otomobil sporunun, ülkemiz şartlarında trafikteki tehlikeden daha az olduğunu söylersem yanlış söylememiş olurum.Bu tehlikenin hız yapmakla alakası olmadığı ap açık ortadadır.Bu açıklık istatistiklerlede kanıtlanmıştır.

Ferrari pilotu Michael Schumacher beşi arka arkaya olmak üzere tam yedi yıl dünya şampiyonu olmuştur.Schumacher, 1950yılında ilk kez start alan formula 1'de ençok şampiyonluğu bulunan, 83 Grand Prix galibiyetiylede en yakın rakibinden 32 farkla en çok yarış kazanan pilottur.

Ferrarinin en yeni modeli Türkiye'ye geldi.F 430 Scuderia.Duymayan kalmadı.Kaç kişi sipariş vermiş, kapora, fiyat derken aracın özellikleri arada kaynadı.
Bence en müthiş olanı, 60 mili saniyede vites değiştirmesi. Bu araç 510 beygir gücündeymiş ben ne anlarım! Atları tanımak yetmez bu özelliği anlatmaya. 1250 kg bir araç , nekadar hafifse okadar iyi midir? kötü müdür? şiddetli rüzgarda uçar mı? bilmek lazım tabi.

8 silindirli, 4308 cc hacminde atmosferik emişli, motoru sayesinde herkesi sollayacağı kesin. E-diff eloktironik difransiyel, F1-Trac özel çekiş gücü, denge kontrolü tek sistemde kullanılmış. Bunlarda kuvvetli, iyi beslenmeyle, güçlü ve dengeli çekim gücünün olduğunu özetlemektedir.

Ultra-sportif karakterliymiş. Zaten spor yapmaya düşkün millet olarak aracımızında spotmen olanını tercih etmez isek ayıp olur.

Ülkemizde bu aracı incelemeye gidenler genellikle erkeklermiş. Evli olma oranıda fazlaymış. Kadınların deneme oranı düşükmüş, hızlı olduğu için korkutuyormuş. Bu özelliğin araç alırken önemli olmadığını zannetmeyin! İnsan egosunun her şartta önemli olmasının bir kanıtıdır bu. Bazen var olanı, bazende var olmasını istediğimizi gösterir bize. Teşekkürler. Sevgiler