Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '09

 
Kategori
Sağlık
 

Fethiye devlet hastanesi

Fethiye devlet hastanesi
 

"Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhine kullanmayacağıma mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."

Hipokrat yeminini, hepimiz duymuşuzdur. İşte yeminin içeriğide böyle bir şey. Güzel bir yemin. Uyulursa güzelliği artan, bir yemin.
Tarihi ve doğal güzellikleri ile son yılların parlayan kenti. Fethiye de, Devlet hastanesi yönetimi, yaptığı yeniliklerle, çağdaşlaşma yönünde önemli adımlar atıyor. Telefonla ve internet yolu ile randevu alıyorsunuz. Kapı önlerinde yığılmalar, itiş, kakış olmuyor. Temizliğe dikkat ediliyor. Ama, yönetimin bu olumlu çalışmalarına, bir kalemde çizgi çeken olaylarda oluyor.

Sağlık Bakanlığının talimatı ile, 65 yaş üzeri hastalar, sıra beklemeden, poliklineklerde muayene olabiliyorlar. Taşıtlarda, yaşlılara yer verenin olmadığı bir devirde , hastanede, yaşlılara öncelik tanınması gerçekten insanca bir davranış. Bende buna güvendim. 65 yaşın üzerindeyim ya, Üroloji Polikliniğine yanaştım, kapıda bekleyen hastalardan izin aldım, bir tek ilaç yazdırmak için, içeriye girdim, selam verdim, iyi günler diledim. Bir ilaç yazdıracağmı söyledim. Dr. şöyle haşin bir tavırla, altan yukarı bana bir baktı: Sıra aldın mı, diye sordu. Almadım, 65 yaşın üstündeyim, dedim. Beyefendi sıra almadan gelemezsiniz, diye haşin bir eda ile tekrarladı. Dedimki: Dr. geçen ay da, aynı pozisyonda geldim. İlacımı yazdınız. Şimdi yazamam. Doluyum, dedi. Fazla zamanınızı almaz, on saniyede yazarsınız, bekleyen hastalardan da izin aldım, dedim. Dr, emreden bir tavırla, yanındaki sekreter bayana, aç şu kapıyı, dedi. Sekreter, fırladı, kapıyı açtı. Dr, hastalara beni gösterdi. Bu adam, sizden izin almış, ama sıra almadan gelmiş. 65 yaşın üstündeymiş. Orada bekleyen, yaşlı bir hastaya sordu. Sen kaç yaşındasın? Hasta , hazır ol vaziyeti aldı. 72, dedi. Dr.: Sıra aldın mı, diye sordu. Hasta: Aldım, dedi. Doktorun bu tutumu ve davranışı, bende şaşkınlık yaratırken, dedimki: Doktor, burada yanlış olan bir şey var. Doktor olan sizsiniz, hasta olan benim. Sanki yer değiştirdik. Dr dedi ki: Dışarıda benim dokuz yıllık hastalarım var. Bunu niye söyledi, anlamadım. Bende dedimki: Dokuz yılda, hiç iyileşme göstermeden, hep hasta olarak mı kaldılar? İyiki ölmemişler. Ve ilacımı yazdıramadan çıktım. Hastanenin, hasta hakları birimine gittim. Olayı anlattım. Onların yönlendirmesi ile, ilacımı, başka bir doktora yazdırdım. Dr. ilacı yazsaydı, en fazla 10 sn. harcayacaktı. Oysa, benimle gereksiz bir münakaşaya girerek, hem benim, hem dışarda bekleyen hastaların, hem de kendi, kıymetli zamanını boşa harcamış oldu. Hipokrat yeminini bunun için en başa koydum. Unutulmuştur, belki....

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..