Fethiye ve çevresi

Fethiye'yi bu yaz görebildim ancak. O kadar etkilendim ki anlatamam.
Doğal güzellikleri, denizi ve çevresindeki adacıklarla, deniz yoluyla ziyaret ettiğimiz bazı tarihi yerler benim burayı daha önce neden gezi listeme almadığım konusunda kendimi suçlamama sebep oldu.

Saklıkent'i gördükten sonra aman Allahım böyle bir güzellikten neden daha önce haberim olmadı diye hayıflandım .Tam da İzmir'de susuz kalmaktan korktuğumuz bir dönemdi ve ben oradaki çağlayandan kovalarca su alıp gelmek istedim bir an.

Öylesine ilginç bir oluşum ki hayretler içinde kalıyorsunuz gezerken.

Ama size bir önerim var, eğer siz de benim gibi hortumlarla ıslatılarak sırılsıklam bir halde kalmayı sevmiyorsanız safari turuna katılmayın derim.Zira itirazlarınız bir işe yaramıyor ve daha safariye başladığınız benzinciden çıkarken, sizi oradaki araba yıkayan görevli , kalın hortumlardan fışkıran buz gibi suyla bir güzel ıslatıyor.Sonra cip büyük bir hızla yola devam ederek köylerden geçerken, bu ıslatma zevkine ermek isteyen küçücük çocuklar , ellerindeki su dolu kovalarla sizi bir daha bir daha ıslatıyorlar.

En sonunda ulaştığınız Saklıkentin güzelliği hepsine değiyor doğrusu.

Akşam için biraz yorgun ve hafif üşütmüş dönerken otelinize , gündüz gezdiğiniz o muhteşem yerlerin görüntüleri elinizde kâr olarak kalıyor.Hafif bir nezleyle birlikte elbette...