Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Fethullah Gülen'in çürük nesil dediğine bakmayın siz. 78'lilerin kayıp kuşak olmadığı kanıtlandı!

Fethullah Gülen'in çürük nesil dediğine bakmayın siz. 78'lilerin kayıp kuşak olmadığı kanıtlandı!
 

Gezi Direnişi bana çok şey hatırlattı, öğretti... Kendimin de içinde olduğu 78 kuşağının pek de kayıp kuşak olmadığını öğrendim mesela... Hatırladıklarımın en başında ise; 88 kuşağından hiç farkı yoktu bizim 78 kuşağının da... Bizden önceki 68 kuşağı ile doğru dürüst iletişim kuramadan, tıfıl tıfıl oğlanlar, kızlar ülkeyi yönetenlere kafa tuttuk... Bir tarafımız ülke yönetimine talip olduk, bir tarafımızsa onları savunduk...

Kendi aramızda kavga ettik, ettirildik... Sivrilenler, ciddiye alınanlar vuruldu, asıldı... İşkence ile hapishane ile adam edilmeye, sindirilmeye çalışıldık... Çok acılar yaşadık... Küstük, sindik sandık...

Fakat Gezi Direnişi hesapta olmayan bir şeyi bilmeden/bilerek başardığımızı gösterdi bize... Çocuklarımıza direniş ruhumuz geçmişti... Hayretler içinde kaldık... Gerçi tüm çocuklarımızın adı deniz, savaş, barış, özgür, taylan, güney vb idi ama bunlar bize göre hımbıldı... Kavga ettiğimiz insanlarda da durum bizden farklı değildi... Fast food çocuğu, internet bağımlısı uzaylı gibi insanlardı... Yani onları da kaybettiğimize inandık... Bildiğimiz gibi bilmiyorlar, düşündüğümüz gibi düşünmüyor, okuduklarımızı okumuyorlar diye hayıflanıyorduk açıkçası... Bir yandan da ülke elden gidiyor diye kahroluyorduk...

Fakat Gezi Direnişinde bir baktık ki: Sanki 78 kuşağı gibi onlarda deli fişek... Özgür ruhlu, eğilmez, bükülmez... Daha güzel bir şeyi başarmışlar üstelik… Eski ideolojik ayrılıkları pek takmıyorlar: Türk, Kürt, MHP li, CHP li, başörtülü olmak ayrışmak anlamına gelmiyor… Bizim Avanak Avni saydığımız bu insanların dilini bilmiyormuşuz meğer... Bu yaştan sonra sanırım dıgıl dıgılcayı öğrenmeye çalışacağım...

Bu nasıl oldu, bu nesil nasıl yetişti şimdi aymaya başlıyorum... Ülkemizde geleneksel aile yapısı otorite üzerine kuruludur... Galiba bizim kuşak geleneksel aile yapısında ne gördüyse tersini yaptı... Ne biliyorsa yapmadı... Evlerin içinde özgür bir ortam oluşturdu... Dünyadan gördüklerini anlamaya, uygulamaya koydu... Hatta her şeyi boş verdi... Bu sayede çocuklarına ruhları geçti...

Ülkemiz yakın siyasi tarihi hep yalan üzerine kuruludur... Hep kafa karıştırma üzerine kuruludur... Bu gün ülkenin yüzde ellisi çürük nesil olarak algılanır... Yüzde ellisi ise hidayete erenler olarak düşünülür... Bu çürüklük sözünü büyütmeyin… Hangi taraftaysanız karşı taraf çürüktür... Ve işin en garibi karşı guruplar kendilerinin gittikçe büyüyor, karşı taraf küçülüyor sanırlar... Bu bakış açısı tepeden tırnağa yalandır, yanlıştır... Tarihe cami kışla kavgası olarak bakan kafaların ürünüdür... Her şeyi karartır bu düşünce, gerçeğin görülmesini, beyni felç eder...

Bu güçler vardır... Belirleyici olan onlardır... Ancak birde üçüncü güç vardır bu ülkede... Şimdilik adı konmamıştır, ayrışmamıştır... Adına ister vatandaş deyin, ister sol deyin, ister ülkücü deyin, ister liberal deyin, ister gerçek müminler deyin, ister yurtsever deyin, ister Kürt deyin, ister alevi deyin, ister engelli deyin... Ne derseniz deyin sonuç değişmez... Fakat bu kitle cami ile kışla arasında seçim yapmamıştır ve şiddetle iki güç odağına karşı kimliklerini korumanın, kimliklerini yaşamanın yolunu aramaktadır...

Her dönemde işkence çeken bunlardır... Her dönemde horlanan, aşağılanan bunlardır... Her dönemde cinayete kurban giden bunlardır... Her dönemde yoksulluk çeken bunlardır... Ülke tarihi işte bu gücün büyümesi ile açıklanmalıdır... Caminin siyasi gücüne karşıda, Kışlanın siyasi gücüne karşıda büyüyen, güçlenen işte bu guruptur... Bence bu gün yüzde elliyi asıl bunlar temsil eder... Şu örneği vermem yeter sanırım: İkna odaları ile açlık grevi katliamları aynı döneme rastlar...

Şu son olaylarda ise özel yaşama müdahale etmiyoruz yalanı ayyuka çıkmıştır... Eğitim sisteminden tutun, yatak odalarımıza, piknik alanlarımıza, parklarda nasıl oturmamız gerektiğine kadar her şeye müdahale edilmiştir... Bu belediyeler ve mülki amirler tarafından zaten hayata geçirilmiştir... Dokunmadıkları tek özel yerimiz kulağımızın arkası kalmıştır...

İşte bu üçüncü gücün direnişidir ülke siyasi tarihi... Hep böyle olmuştur... Diğerlerinin derdi ise bu güçleri karşısındaki güce karşı yedeğine alma derdinden başka şey olmamıştır...

Demek ki özgür insan ruhu 68 kuşağı, 78 kuşağı ile 88 kuşağının genlerine geçmiş... Demokrasi budur işte... 

Son söz: Bu tespitlerimi zorla sınıf savaşı kavramı içine sokmak isteyeceklere yardımım olsun... Devlete sahip olan burjuvazi, ötekiler proleterya dır...

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..