Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan

AKP’ye üç dönem üst üste iktidarı getiren bu birliktelik çatırdamaya mı başladı? Kimisine göre tartışmalar demokrasi gereği kimisine göre Hakan Fidan krizi ile başlayan yol ayrılığının habercisi…

Peki, bugüne kadar süre gelen birliktelik çıkar birlikteliği midir yoksa düşün birlikteliği mi? Recep Tayyip Erdoğan, geçmişle bugünü kavga ettiren, günümüzde toplumu ikiye ayrıştıran, kutuplaştıran bir profil çizerken, dilinden hoşgörüyü, diyaloğu düşürmeyen bir cemaat liderinin böyle bir birlikteliği sürdürmesi ne kadar tutarlıdır? Geçmişte ne kadar tutarlı idi?

‘Mazinin yanlışlıklarını tarih kitaplarında zincire vurma ve düşmanca duyguları hortlatmama taraftarıyız. Geçmişte belli hadiseler başka zincirleme hadiselere sebebiyet vermiş; düşmanlıklar, belli düşmanlıklar doğurmuştur; insanlar birbirlerinden uzaklaşmış, zıt cepheler oluşmuştur. Bugün bunları konu ederek yeniden kavga sebebi yapmak, yeni uçurumlar meydana getirmek mânâsızdır. Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın; biz, yürüdüğümüz hoşgörü yolunda ilerlemeye devam etmeli, sağdaki–soldaki kine, nefrete, düşmanlığa rağmen, bir kısım “sulh adaları”na ulaşmalı, “sulh adacıkları” oluşturmalıyız.’

(Fethullah Gülen - Umut Burcu)

diyen bir kişinin Recep Tayyip Erdoğan’la yolları nasıl kesişmişti?

Rotterdam İslam Üniversitesi’nde ki profesör gibi düşündükleri için mi?:

“Kur’an ve Resulullah, hizmet (Gülen cemaati) ile mevcut hükümetin ittifakını emrediyor, aksi takdirde bütün ümmete tehdit var”
(Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Akgündüz- http://www.odatv.com/n.php?n=akp-ve-gulen-cemaatinin-ittifak-yapmasini-bakin-kim-istiyormus-2010131200 )

Toplumda ve insanlar arasında barış ve yumuşak ilişkiler isteyen herkese düşen görevin ‘nefreti kırmak, kalpleri yumuşatmak, herkesi hoşgörü çizgisine getirmek’ olduğunu düşünen bir cemaat lideri ‘kininizin takipçisi olun’ diyen, muhaliflerine karşı yalandan, öfkeden, hakaretten beslenen bir çizgide politika yapan birisiyle birlikte nasıl hareket edebilir? Fethullah Gülen, uyuşmazlıkları ve çatışmaları hem birey hem de toplumun bütünü için sakıncalı bulur, birbirine yabancılaşan, birinin ak dediğine öbürünün kara dediği, birbirinin kurdu haline gelen kitlelerin ortak değerler ve amaçlar için toplanamayacağına işaret eder, bu yüzden toplumsal huzurun harcı olan ‘hoşgörünün’ kaçınılmaz olduğunu söyler. Bu Profesör’ün ya Fethullah Gülen’in düşüncelerinden haberi yok, ya da çatışmadan beslenen Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi nasıl yönettiğinden…

(100 Soruda Fethullah Gülen ve Hareketi- Doğu Ergil)

Fethullah Gülen, Müslümanların en büyük derdi dıştaki husumet değil, kendi içindeki tutarsızlık, vefasızlık, samimiyetsizliktir derken Recep Tayyip Erdoğan gibi bir profille nasıl mefkure-yol arkadaşlığı yapabilir? Çıkar birliktelikleri bir samimiyetsizlik, tutarsızlık göstergesi değil midir?

Demokrasi için erdemli, faziletli insanların varlıkları önemli diyen, mevki, makamları kişisel çıkarlar için kullanılmamalı nasihatlerini eksik etmeyen, bu dünyadan göç ederken kefeninden başka geride bir şey bırakmamayı düşünen bir cemaat lideri, geçmişiyle bugünü 180 derece çelişen, mevki ve makamını, kişisel ihtiras ve zenginlikleri için kullanan, aldığı maaşın yetmemesi ile yakınan ve her geçen gün zenginleşen bir  kişi ile daha ne kadar birliktelik resmi verebilir? Daha güzel, barış dolu bir dünyanın ve ülkenin kurulması yolunda nasıl bir düşün birlikteliği kurabilir? Kurarsa ne kadar samimidir?

Belki bu profesör gibi efsaneler uydurarak…

 
Toplam blog
: 21
: 660
Kayıt tarihi
: 28.07.12
 
 

Yazar/ Politika- Sivil Toplum ..