Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '12

 
Kategori
Sinema
 

Fetih 1453 - akılda kalanlar

Fetih 1453 -  akılda kalanlar
 

Fetih 1453 isimli filmi vizyona girdiği gün izledim. Türk Sineması standartlarına göre oldukça ileri düzey bir yapım olduğu söylenebilir.

Beğendiklerim ve eleştirdiklerim;

Performans: Özellikle Türk Sinemasından tarihi konu alan filmler babında öteden beri eleştiregeldiğimiz oyuncu performansının gerçekçiliği bu film ile bir derece yakalanmışa benziyor. Dövüş sahnelerini gayet başarılı buldum. Şimdiye kadar bize dövüş sahnesi olarak izletilen şeyin kahvehane kavgasından ve sirk gösterisinden ibaret olduğu böylece açığa çıkmış oldu. Oyuncuların ifadesi çok iyiydi. Ortada al gülüm ver gülüm bir çadır tiyatrosu değil, gerçek ve ölümüne bir çarpışma olduğu izlenimini bize aktarabildiler. Aslında bir sahnede öldüğünü gördüğümüz oyuncunun ileride tekrar karşımıza çkmamış olması bile benim için tatmin edici sayılırdı :) Diğer taraftan özellikle kapalı mekan sahnelerdeki oyunculuğu sinema anlayışı açısından yeterince başarılı bulmadım. Oyuncularda daha çok televizyon dizisi performansı algıladım. Olayın ağırlığını yeterince izleyiciye aktarabildiklerini zannetmiyorum. Sanki Bizans ya da Osmanlı devlet darecilerini değil, dost meclisi ya da bayi toplantısı izliyor gibiydik. Bu anlamda ciddiyetten biraz uzak buldum. Son olarak belirli sahnelerde yer alan oyuncuların vücut geliştirme salonlarından ya da güreş klüplerinden toplandığı o kadar barizdi ki, yine de mesela 300 filminde gavurun vermeye çalıştığı mesajı düşündüm ve bizim ne eksiğimiz var ki, biz de yapabiliriz dedim ve alkışladım.

Materyal: Kostümler iyi tasarlanmıştı. Kılıçlar tahtadan değildi ama mızraklar plastiktendi :) Okçuluk performansı çok başarılıydı. Askerler tarafından taşınan çok sayıda flamanın renk kombinasyonu vesilesiyle yeniçerilerin Galatasaralı olduğunu öğrenmiş olduk ve sevindik ancak toplu yürüyüşlerde ordudan çok maça giden taraftar kitlesi gibi görünmesi biraz garip kaçtı.  Bir de bu kadar çok adamın bir örnek giyinmiş olması bana biraz tuhaf geldi. Fatih'in İstanbul'a girişini resmeden çok ünlü tabloyu şöyle bir gözümün önüne getirdim ve kılığı birbirine uyan üç adam bile göremediğimi hatırlıyorum. Sanırım karakterlerin bilgisayar ortamında çoğaltıldığı göze batmasın diye düşünülmüş bir tedbir olsa gerek. Yönetmenin tasarrufu olarak değerlendiriyorum ama şerhimi koymadan geçemiyorum.

Teknoloji: Gerek mekan tasarımı gerek aksiyon olarak genelde başarılıydı, tabi bütçe kaygısı ön planda olduğundan fazlaca eleştirmek istemiyorum, beğendiğimi söyleyebilirim.

Senaryo: Konu elbette İstanbul'un fethi, ancak fethin psikolojik ve siyasi altyapısı biraz daha işlense daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Bununla birlikte İstanbul'un fethine dair bilinen tüm klişelerin kullanılması ve pek fazla sürpriz unsuru barındırmaması bir eksiklikti. Bizans ve diğer Hristiyan unsurların resmedilmesi yine her zamanki gibi karikatür boyutundan öte geçemedi ve bu açıdan Kahpe Bizans performansından pek farklı değildi. İslami vurguların sıkça yapıldığı bir senaroda en azından Ulubatlı Hasan'a, hem de müslüman bir kadınla gayrimeşru ilişki yaşatılmaması gerektiğini düşünüyorum. Fethin siyasi sonuçlarına dair hiçbir gönderme yoktu, bu çok önemli bir eksiklikti. Anlam veremediğim unsurlardan biri atlarla 10 metrelik surlara saldırmanın ne gibi bir etki yaratmasının umulduğu idi, sonradan bunların aslında birer pegasus olabileceğini değerlendirip fazla üstünde durmadım. Son olarak, kadırgaların Haliç'e indirilmesinin ne gibi bir faydası oldu sanırım hiçkimse anlamadı, sahi ne oldu o kadırgalar?

Sonuç: Başyapıt değil, ama izleniyor. İyi gişe yapması beklenmelidir. Bence görülmesinde fayda var ama beklentileri fazlaca yüksek tutmamak gerekir. İyi seyirler.

 
Toplam blog
: 16
: 938
Kayıt tarihi
: 20.12.08
 
 

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Finans ve vergi danışmanlığı alanında çalışıyo..