Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '12

 
Kategori
Tarih
 

Fetih

Fetih
 

İstanbul’un Fethi

Fatih Sultan Mehmet

"İstanbul'u fetheden komutan ne güzel komutandır, İstanbul'u alan asker ne güzel askerdir"

Peygamber efendimizin müjdelediği büyük hükümdar Fatih Sultan Mehmet oldu.

29 Mayıs1453 tarihinde Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in, Fatih Sultan Mehmet önderliğindeki Osmanlı Ordusu tarafından alınmasıdır.

Daha sonra şehir Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapmıştır.

İstanbul'un fethi ile 1058 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu sona ermiş, Orta Çağ kapanıp Yeni Çağsüreci başlamıştır.

&

Osmanlı Padişahlarının, mutlaka önemli insanlardı.

Her yazarın ya da her kesin gönlünde biri daha bir yer etmiştir, eder…

Benim Fatih Sultan Mehmet’e karşı her zaman hayranlığım diğerlerinden daha ziyade olmuştur. Bunda oğlumun isminin Fatihcan olması ile alakası yok. Nedeni onun isminin Fatih Sultan Mehmetle alakası olabilir.

Fatih Sultan Mehmet, bence çok – çok önemli. Dünyada kaç devlet adamı çağ atlatmıştırki. Bunu düşünmek bile, bunu anlamak bile çok önemli değil midir? Sonunda Çağ atlatan bu padişahla ilgili bir şeyler yazmalıydım. Bunun da bir roman olması gerekiyordu. Fetih’i yazan çok olmuştu. Fatih Sultan Mehmet’i de yazanlar vardı. Ben değişik bir şey yazmalıydım! Bunun için hazırlıkları başladığımda Şehzade – Topkapı Şifresi diye bir kitap yazmaya karar verdim. Fatih Sultan Mehmet’le ilintisi olması gerekiyordu. Onun soyundan gelen, Paris’te yaşayan, Ressam Fatihcanhan Şehzadeyi yazdım. Bugünümüzde geçiyordu konusu. Sultan babaannesi onu İstanbul’a gönderecekti, orada kardeşi Rüzgarhan’la birlikte; Topkapı Şifresini bulacaklardı. Bunu yazmak için Fatih Sultan Mehmet’i yeni baştan araştırmak, incelemek gerekiyordu. Bildiğimizi sandığımız bir çok şeyin içine girip, iyice araştırdığımızda ne kadar eksiklerimizin olduğunu fark ediyoruz. Ben Topkapı Şifresi adlı kitabımı azarken bunu fark ettim. Bilginin sonu yok. Eklemeleri ise çok. Yazdıkça yenilerini öğrendim.

Bir kez daha Fatih Sultan Mehmet’e hayran oldum.

Sizlere onu anlatmak istiyorum bu yazımda, daha doğrusu İstanbul’un Fethini, Fetih’i anlatacağım. Tabi biliyorum ki, bu son zamanlarda Fetih filminden dolayı da sık anılır halde ama birazda benden ve yazıları aktardığım yerlerden okuyun istedim…

&

Padişah, II. Mehmed- ordunun bütün ileri gelenlerini toplamıştı.

“Vezirlerim, paşalarım, beylerim, hocalarım, silah arkadaşlarım! Hepiniz büyük fedakarlıklar gösterdiniz. Ama sizden daha fazlasını istiyoruz: Bu şehri artık alınız! Bize mazeret değil, müjde getiriniz. Sebat bekliyoruz.”

Bir çok kişi konuştu. Sonra:

Akşemseddin de fetih olacağını belirterek:

“Şevketlüm, rüyasını gördüm, Konstantiniyye'nin fatihi olacaksınız. Peygamber Efendimiz Hazretleri'nin övdüğü emir unvanını alacaksınız. Ferman sizindir.”
 
 Padişah fermanı çıktı. Fermanda şunlar yazılıydı:

“Salı sabahı namazından sonra umumi yürüyüş olacaktır. Tellal çıkarılsın ve bütün efrada (askelere) duyurulsun. Pazartesi gününü herkes oruçla geçirecektir. Topluca dua edilecektir. Cenab-ı Mevlakararımızı hayırlı kılsın!”

*
 
Pazartesi günü içerisinde dualar edildi oruç tutuldu.

II. Mehmed, 29 Mayıs günü şehrin fethedileceğini belirtti.

“Ya ben Bizans’ı alırım, ya da Bizans beni!

29 Mayıs sabahı, namazını kıldıktan sonra atına binen II. Mehmed, maiyetiyle birlikte ön safa geldi.

Verilen emirle toplar ateşlendi.

Osmanlı Ordusu hücuma başladı.

Lağımcılar kaleyi patlatmaya çalışırken, Bizans askeri de kaynar katranları surların üzerinden Osmanlı askerlerine döküyordu.

Padişah ise Topkapı önlerinde demir topuzile savaşıyordu.

Ulubatlı Hasan adlı bir yeniçeri ise 30 arkadaşı ile kaleye tırmanıyordu. Bizanslılar sekizini ok ve top atışlarıyla vurmuş ise de 22 kişi surlara tırmandı ama kısa sürede ok ve top atışlarında yaralandı.

Ulubatlı Hasan ise sancağı kaleye dikti.

Ancak ok darbeleri ve açılan ateşlerle orada vefat etti.

Son olarak şunları söyledi.

“Allah’ım bu sancağı buradan indirme.”

Bir başka yerden daha da detaylısını yazacağım şimdi de:

İstanbul'un Fethiya da Konstantinopolis'in Düşüşü,

&

İstanbul’un Fethi Tarihi

Mehmed Han, yaptığı çalışmaları hızlandırırken aynı zamanda Rumeli Kalesi yapımına başladı.

Bizans İmparatoru Constantine, Osmanlı’nın fetih hazırlıkları yaptığını biliyordu ve korkuyordu.

Çünkü Mehmed Han, daha önce hiçbir padişahın yapmadığı kadar hızlı bir şekilde fetih planını yürütüyordu.

Constantine, Mehmed Han’a sürekli olarak tehdit dolu mesajlar atsa da, padişahımız bu tehditlere kulaklarını tıkadı ve hazırlıklara devam etti. Constantinapolis surlarını yıkabilmek için çok büyük diyebileceğimiz devasa boyutta bir top döktürdü.

Bu top, normallerinden 10 kat daha güçlü ve büyüktü.

Bu süreç içerisinde ordumuz gitgide büyüyor ve Mehmed Han’ın siyasi mantığı ile dost devletlerimiz çoğalıyordu.

Macarlar dahi bu süreç içerisinde bize yaranmış ancak Constantine’nin tehditleri sonucu saf değiştirmek durumuna kalıyordu.

Hazırlıklar büyük bir hızla devam ediyordu ve Bizans bu konuda tedirgindi. Mehmed Han, halkınında desteğini arkasına almış ve İstanbul’u almak için gözünü karartmıştı.

Baş vezir Çandarlı Halil Paşa, bu fetihe en başından beri karşıydı ve Mehmed’i caydırmak için elinden geleni yaptı.

Ancak Mehmed, kendini o kadar şartlamıştı ki bu ülkeyi alacaktı.

Yüzlerce gemi yaptırdı ve hem karadan, hem denizden taarruz etmeyi planlıyordu.

Ancak Bizans, Osmanlı’nın tüm planlarından çok önce haberdar oluyordu. Denizden de taarruz etmeyi düşündüklerini öğrenen Constantine, devasa bir zincir ile boğaz sularını gemilere kapadı.

19 Nisan 1453 tarihi geldiğinde Mehmed Han önderliğinde ki Osmanlı Ordusu, ilk büyük taarruzunu gerçekleştirdi.

Bu taarruzda çok ciddi can ve mal kayıpları yaşandı ve Constantine, amacına ilk aşamada ulaştı.

Diğer bir taarruz ise 6 Mayıs 1453 tarihinde gerçekleşti.

Bu taarruzda da ciddi can ve mal kayıpları yaşandı ve artık Çandarlı Halil Paşa, bu taarruzun bitmesi için Mehmed Han’a baskı yapmaya başlamıştı. 12 Mayıs 1453 tarihinde gerçekleştirilen 3.taarruz da bundan öncekiler gibi büyük bir hezimet ve can kaybı ile noktalandı.

Artık askerlerin de bu fetihe karşı inançları kalmamış,

Mehmed Han ne yapacağını düşünmeye başlamıştı.

Küçüklüğünden beri hocası olan ve Mehmed’in en güvendiği isim olarak bilinen Akşemseddin, bu taarruz için gerekli yolu kendisine gösterdi. Mehmed Han, 29 Mayıs 1453 günü son ve en ciddi saldırısını yaptı.

Gemiler, karadan yürütüldü ve deniz saldırısının önü resmen açıldı. Osmanlı, hendek kazarak Bizans surlarına ciddi zarar verdi ve devasa şekilde dökülen top ile surlar dövülmeye başlandı.

Bizans surları, yüzyıllar boyu hiç bu kadar ciddi bir hasar almamıştı.

Osmanlı, resmen Bizans surlarına girmiş ve savaşı kazanmıştı.

29 Mayıs 1453 tarihi, Osmanlı’nın

İstanbul’u fethettiği tarih olarak kitaplara geçti.

*

Bu büyük fetihin ardından Mehmed Han’a Fatih lakabı takıldı ve o günden itibarenFatih Sultan Mehmet olarak anılmaya başladı.

Dünya’ya çağ atlatan bu olay, Osmanlı Hükümdarlığı Yükseliş Dönemi başlangıcı olarak da bilinmektedir.

İstanbul’un Fethi ile Bizans tamamen ortadan yok oldu ve tüm dünya devletleri, Osmanlı önünde diz çöktü.(alıntı)

&

İstanbul'u almak!

Resmi kaynaklar İstanbul’u almadan öncekini şöyle aktarıyorlar.

Konstantinopolis, müslümanlar tarafından ilk olarak Muhammed bin Abdullah'ı Hicretdöneminde evinde misafir eden sahabe Ebu Eyyûb el-Ensarîtarafından 668 – 669 yıllarında kuşatılmıştır.

Daha sonra birçok farklı kuşatmaya sahne olan İstanbul, 1204yılında Haçlılar tarafından kuşatılmış ve 1261yılına dek Latin İmparatorluğuhimayesinde kalmıştır.

Kentin 15. yüzyılda Osmanlı topraklarının ortasında kalması, iki kıtayı birleştirmesi ve oldukça gelişmiş bir şehir olması bölgenin Osmanlı'nın eline geçmesi ve başkent olması ihtiyacını getiriyordu.

Konstantinopolis, Osmanlılar tarafından ilk olarak Yıldırım Bayezid döneminde kuşatılmıştır.

1390 yılında yapılan kuşatma başarısız olmuş, Ankara Muharebesi'ne dek şehir aralıklarla abluka altında tutulmuştur.

II. Mehmed'in tahta geçtiği dönemde, Anadolu'da Ankara Savaşıile dağılan siyasi birlik toparlanmış, Rumeli'de fetih çalışmaları yeniden başlamıştı.

II. Mehmed'in amacı Osmanlı Devleti'ni dünya çapında güçlü bir konuma getirmek, gücüne güç katmaktı.

Bu siyasi yol ile önündeki ilk engel Doğu Roma İmparatorluğu ve İstanbul'un Türklerin elinde olmayışıydı.

Ayrıca İstanbul, bölgenin en büyük ticaret ve kültür merkezi konumundaydı.

Ortodoks Kilisesi'nin merkezinin de İstanbul'da olması, İstanbul'un politik ve dini önemini arttırmaktaydı.

II. Mehmed'in hedefi Konstantiniyye'yi fethederek büyük bir İslamşehri yapmaktı.

&

İstanbul

Seni seninle anlamak çok zor!

Nerede ise mümkün değil…

Ben her İstanbul’u solukladığımda şaşırıyorum

Hep yenilikleri, eskilerden keşfediyorum.

Tarihler sende nasıl yaşamışlar,

Kimler gelmiş, topraklarına!

Kimlerin gözü kalarak gitmiş!

İstanbul – İstanbul

Seninle olmanın lezzeti başka, tatı bir garip!

Sevinç var her nefesinde,

Deniz nasıl bu kadar güzel derken!

Güzel olmayanı bulmak çok zor…

Sen hava gibisin, su gibi, nefes gibi!

Hangisinden vazgeçebilirim ki,

Senden geçeyim!

Hangisi olmazsa olmam ki!

Sende deneyeyim.

 

 

Nazan Şara Şatana

 

http:// http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....