Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '14

 
Kategori
Tarih
 

Fetihle müjdelenen bir ömür

Fetihle müjdelenen bir ömür
 

Fatih Sultan Mehmet…

Osmanlı sultanı ve büyük komutan…

İçinde bulunduğumuz gün itibariyle İstanbul’un Fethinin 561. yıldönümünü kutlamaktayız. Bu yazımda Fethin bilinmeyen ilginç yönlerini ele alacağım.

Yazımın başında Fatih Sultan Mehmet’in Türk tarihinin en önemli devlet adamı olduğunu belirtmek isterim.

30 Mart 1432 Pazar günü seher vaktinde Edirne sarayında dünyaya geldi. Şehzadelik dönemi de hükümdarlığı kadar başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Çocukluk ve şehzadelik döneminde dik başlılığı ve sert karakteriyle ön plana çıkmıştır.

Devrin önemli âlimlerinden Molla Gürani’nin elinde yetişen Fatih’in eğitim seviyesi üst düzeyde idi.

Gelelim hükümdarlık yıllarına…

Burada Fatih’in hükümdarlığının ilk yıllarında babasının tekrar tahta geçmesini istediği bir mektup göze çarpar.

17. yüzyılın ikinci yarısında Müneccimbaşının ele aldığı eserde belirtilen bu bilgi daha sonra tarihçiler tarafından sürekli yazılmış ve söylenmiştir.

Fakat dönemin kaynaklarında böyle bir bilgiye rastlanılmaz. Halil İnalcık hocamızın yaptığı araştırmalar sonucunda Fatih’in babasını çağırmak istemediğini ortaya çıkar. Bunun Çandarlı'nın bir oyunu olduğunu söyleyebiliriz.

Muhteşem Fetih kadrosu:

Veziriazam Çandarlı Halil Paşa

Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa

Ocak Ağası Mahmud Paşa

Rumeli Beylerbeyi Dayı Karaca Paşa

Vezir Zağanos Paşa (Fetihten sonra veziriazam olacaktır)

Vezir Saruca Paşa

Vezir Şehabeddin Paşa

Kaptanı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey

Kaptanı Derya Hamza Bey (Baltaoğlu azledildikten sonra )

Akşemseddin

Şeyhülislam Molla Hüsrev

Molla Gürani

Sırada Bizanslı çobanın esirgediği birkaç koyun var...

Fethin sebepleri arasında birçok madde yer alır fakat bu koyun hadisesinden pek bahsedilmez kısaca anlatmak gerekirse;

1452 yılında tamamlanan Rumeli Hisarı inşasında çalışan askerler yorulmuştu. Askerler çevrede dolaşıyorlardı. Beşiktaş ile Kâğıthane arsındaki bölgede rastladıkları Bizanslı çobandan koyun almak istediler fakat çoban satmak istemedi sonuç olarak karşılıklı laf atışmaları oldu ve kılıçlar çekildi  arbede çıktı birkaç koyun parçalandı iki taraftan da yaralananlar oldu. Bölgeye intikal eden diğer Osmanlı askerleri olayı yatıştırdı fakat gelen Bizans askerleri Osmanlı askerlerini şehit edip bazılarını da esir aldı. Daha sonra Bizans hükümdarı esirleri serbest bıraktı ve özür diledi fakat iş işten geçmişti artık.

Fatih, artık dönüşü olmadığını söyledi ve ekledi ya İstanbul’u teslim edersiniz ya da büyük bir savaşa hazır olursunuz.

Böylece resmen savaş ilan edilmiş oldu.

İbn-i Kemal’in Tevarih-i  Al-i Osman ve Tursun Beyin Tarih-i Ebu’l- Feth kitabında mevzu bu şekilde ifade edilmekteydi.

Dukas tarihinde ise biraz daha farklı şekilde yer almıştır.(bkz: Dukas Tarihi)

58 gün süren kuşatma sonunda İstanbul artık fethedilmişti. Fakat yine bu fethi kabullenemeyen bazı Batılı tarihçiler farklı masallarla kendilerini teselli etmeye çalışmışlardır.

Bunların başında ‘kerkoporta masalı’ gelmekte idi. Onlara göre açık bırakılan bu kapı sayesinde İstanbul fethedildi fakat böyle bir şeyin olmadığını daha önce yazdığım bir yazıda ayrıntılı şekilde belirtmiştim bu yüzden bu konunun üzerinde durmayacağım.(bkz: Tarihi masal ''Kerkoporta'' kapısı )

Ulubatlı Hasan’ a gelecek olursak aslında çok merak edilen bir konu olsa da araştırılmayan bir mevzu olmuştur hep.

Ulubatlı Hasan tarihte ilk olarak fetih sırasında bizzat orda bulunan Bizanslı tarihçi Francis tarafından ortaya atılmıştır.

Francis’in eserinin dışında hiçbir kaynakta rastlanmamaktadır. Aslında Francis’in orijinal eserinde de Ulubatlıya rastlanılmamaktadır daha sonra eklemeler yapılmış yani orijinali bozulmuş eserde bu bilgi vardır. Francis’in eklemeler yapılmamış eserinde fetihten sadece iki sayfalık bir bölümde bahsedilirken orijinali bozulmuş eserde fethe seksen sayfalık bir bölüm ayrılmıştır.

Bu kadar çelişkinin içinde tabi Ulubatlı var diyemeyiz zaten Türk ve Batı tarihçilerin eserlerin İstanbul’a ilk giren kişi için farklı isimler öne sürülmektedir.

58 gün süren kuşatma sonucunda 29 Mayıs 1453’te İstanbul fethedilmiştir. Fakat fetih tarihi tam net bir bilgi ile kesinleşmemiştir.

Bazı Türk tarihçilerinin farklı görüşleri vardır;

Tursun Bey: 6 Temmuz 1453

İdris-i Bitlisi: 6 Temmuz 1453

Oruç Bey:  1 Nisan 1453

Gelibolulu Mustafa Ali: 1 Nisan 1453

Mehmed Neşri: 28 Haziran 1453

Enveri: 28 Haziran 1453

Hoca Saadeddin: 28 Haziran 1453

Lütfi Paşa: 31 Mart 1453

Müneccimbaşı Ahmed Dede ise bir bilgiye göre 29 Haziran 1453 başka bir bilgiye göre 13 Mart 1453 tarihini verir.

İlginç olan ise kuşatmaya katılan iki tarihçimiz Aşıkpaşazade fetih için tarih vermemiş Tursun Bey ise 6 Temmuz 1453 demiştir.

Kuşatmada bulunan Rum ve Batılı tarihçiler 29 Mayıs 1453 tarihini vermişlerdir. Fakat bu tarih Jülyen takvimine göredir. Fakat daha sonraki yıllarda bu takvim bırakılarak tüm dünyada kullanılan Gregoryen takvimine geçilmiştir. Bu yeni sistemde takvime 10 günlük bir ilave yapılmıştır. Bu durumda İstanbul’un Fethi 9 Haziran 1453’te kutlanmalıdır. Yine bir ilginçliktir Osmanlıda fetih 11 Haziranda kutlanılmaktaydı. Bunun sebebi ise bilinmemektedir.

Son olarak fethin kaynaklarından bahsetmek istiyorum. İlk olarak Türk tarihçilerden başlayacağım;

Aşıkpaşazade ve Tursun Bey fetihte bizzat bulunmuşlardır.

İbn-i Kemal, Tacizâde Cafer Çelebi, Kıvami, Bihişti Ahmed Sinan Çelebi, İdris-i Bitlisi, Oruç Bey, Karamanlı Mehmed Paşa, Şükrullah, Sarıca Kemal, Gelibolulu Mustafa ÂlÎ, Mehmed Neşrî, Enverî, Lütfi Paşa, Muhyiddin Çelebi, Nişancı Mehmed Paşa, Hoca Saadeddin, Evliya Çelebi, Solakzâde Mehmed Hemdemi Çelebi, Zaim Mehmed, Mustafa Cenabî, Hezarfen Hüseyin, Müminzâde Hasib, Abdulgaffar Kırımî, Abdurrahman Hibrî, Ahmed Süheylî, Şaban Şifahî ve Müneccimbaşı Ahmed Dede  gibi birçok Osmanlı tarihçisi fetihten bahsetmiştir.

Batılı tarihçiler ise;

Mikhail Kritovulus, Laonikos Khalkokondyles, Mikhail Dukas, Nicolo Barbaro, Polonyalı Mihailoviç, Tedaldi, Sphrantzes, Sakızlı Leonardo, Riccherio, Lomellino, Dolfin, Kievli İsodor, Samuele, Nestore Skender gibi Bizanslı ve Latin tarihçiler eserlerin fetih ile ilgili bilgiler vermişlerdir.

Fetihle ilgili anlatılacak o kadar çok ilginç bilgiler var ki ama ben yazımı burada noktalayacağım…

 

Hoşça kalın, dostça kalın, sevgiyle kalın…

twitter.com/muhammeddede

 
Toplam blog
: 16
: 916
Kayıt tarihi
: 28.05.13
 
 

Okur-yazar ..