Fettuccine Alfredo...

Bu yemeği oğlumun arkadaşı Cem, Long Island'a beni ziyarete geldiğinde pişirdi. Kendisi daha önce İtalyan yemekleri yapan bir restaurantta çalışmış... Yemeği yaparken seyrettim, bu kesinlikle bir kabiliyet yani Allah vergisi bir iş ve bu Cem'de var, gözümün önüne filmlerde ya da yemek programlarında gördüğüm aşçılar geldi, hani onlara has hareketler vardır ya, işte öyleydi...

Gelelim Alfredo'nun Fettuccine'sine... Bu çoğumuzun bildiği çubuk makarnanın enlisi yani Türkiye'de de var, ben pişirdim ama ıspanaklısını değil de normalini... Ispanaklı olanından bir paket makarna kaynamakta olan suya bütün olarak haşlanmaya bırakılır. Suya bir tatlı kaşığı kadar sıvı yağ ve tuz ilave edip, ilk koyduğuzda karıştırırsak, birbirine yapışması önlenir. Bir kaba yarım litre heavy cream (ağır krema, bunun normali de var demek ki), bir çorba kaşığı tereyağ, bol karabiber ve bir çırpılmış yumurta sarısı ilave edilerek kaynayana kadar karıştırılır. Kaynamaya başladığında haşlanmış, soğuk suda süzülmüş makarna ve bir su pardağı kadar rendelenmiş parmesan peyniri ilave edilir. Kısık ateşte sosu emene kadar yani yaklaşık beş dakika kadar karıştırılarak pişirilir ve sıcak servis yapılır...

Şayet domates sosu ve çeşitli sebzeler ilave edilirse rengi pembeye dönüşen bu makarnanın adı Fettuccine Primaveri'dir... İsteğe göre dedik ya biz de istedik ve sebze ilave ettirdik. Tavaya sıvı yağ koydu, içine mantar ve taze kırmızı biber doğradı, hazırlanan makarnaya ilave etti... Zaten sebze severim harika bir tat oluşturdu makarnanın içinde...

Arzuya göre karides de ilave yapılabilir, karides kabuklarından ayıklanır, bir tavada sıvı yağda baharat sosuyla birlikte karıştırılarak beş dakika kadar pişirilerek (beş dakikadan fazla olmamalı çünkü karidesler fazla pişince sertleşir) makarnaya ilave edilebilir... Biz ilave ettirmedik sevmeyen olabilir diye, ayrı olarak servis yaptık... Muhteşem bir tat, o soslar hazır satılıyor, ben üzerini okudum içinde şunlar mevcut: sarmısak, baharat ve sebze baharatları (nane, maydonoz, fesleğen gibi) devamında tuz, karabiber, kırmızı biber, kahverengi şeker, soğan, soyafasulyesi yağı açıklaması var. Sanıyorum bu veya benzerleri Türkiye'de vardır, kullanılabilir...

Ben bu yemeği blogda yazacağımı söyleyince sevgili Cem yanlış bilgi vermemek için İtalyan bir hanım arkadaşını aradı, seneler önce İtalya'da restaurantta çalışmış olan bu hanım, şimdi de Amerika'da bu işle uğraşıyordu... Bu isimde bir yemeği İtalya'da duymadığını söylemiş, "bunlar gibi başka örnekleri de olan yemekler tamamiyle İtalyan mutfağı değildir, Amerika'daki İtalyanların yarattıkları isimlerdir" demiş...

Tavsiye ederim, ben çok beğendim, bilenler ve yapanlar da vardır sanırım, ben döndüğümde arkadaşlarıma pişireceğim... Cumartesi günü hayranı olduğum dünya sinemasında tek geçtiğim Robert De Niro'nun restaurantı Tribeca'ya gideceğiz, sonrasında yazacağım sizlere... Afiyetle yenecek sofralar diliyorum...