Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '20

 
Kategori
Anılar
 

Feyzi Halıcı' yı Anmak

SELÇUKYA’DA

ANADOLU’YU KUCAKLAYAN

FEYZİ HALICI’YI VEFATININ

3.YILINDA ANMAK

                                                                          

Şair - araştırmacı yazar Feyzi HALICI 09 Ekim 2017 ‘de Hakk’a yürüdü. O sadece dünyasını değiştirdi, şiirleriyle ve Türk kültürüne olan hizmetleriyle her zaman gönlümüzde yaşayacaktır. Öncelikle bu güzel insanı bütün kalbimle vefatının 3.Yılında saygıyla ve rahmetle anmak istiyorum. Onun için bu yazıyı yazmak istiyorum.

Feyzi Halıcı’yı anlatmak, yazmak öyle kolay değildir.  Sayfalar dolusu yazı yazsam onun Türkiye coğrafyasındaki hizmetlerini bitiremeyiz. Güçlü bir şairdi, ilim, irfan dolu bir umman- deniz gibiydi, folklorcu / halk bilimci idi. Uzun yıllar Konya’da Konya Âşıklar Bayramını yönetti. Sazlarıyla, sözleriyle binlerce halk ozanını Konya’da bir çatı altında topladı, çeşitli yarışmalarla onların yetişmesine öncelik etti. Onların şiirleriyle, deyişleriyle hem Türkiye’ye ve hem de bütün dünyaya tanıtmaya çalıştı.  Birçok halk şairinin yayınlamış olduğu kitaplarında Feyzi Halıcı’nın emeği ve imzası vardır.

Zaman zaman Ankara’ya giderken mutlaka Feyzi Halıcı Ağabeyimle görüşürdüm. Onu Kızılay’daki gökdelende ziyaret ederdim.  Hoşsohbet bir insandı, insana tepeden bakmıyordu. Bir gün yine Ankara’da ona konuk olmuştum.  Çaylarımızı içerken masanın gözlerinden birkaç tane kurabiye ve bir iki elma çıkardı. Kendi mübarek elleriyle elmaları soydu, öylece bana ikram etti. Güleç bir insandı. Ne zaman yolum Ankara’ya düşse mutlaka şair ve yazar dostlarımı ziyaret ederdim. Fazla rahatsız etmeden onlara yük olmak istemezdim.  Giderken de hiçbir zaman boş gitmezdim. Yüce Peygamberimiz bir sözünde: Dostlarınızı ziyaret ederken sakın boş gitmeyiniz, durumunuz pek müsait değilse bile bir iki hurma bile dostlarınızın sevinmesine yeterdir, dostlarınızla hediyeleşiniz” derdi. Atalarımız da “  çam sakızı, çoban armağanıdır “ diyorlar. Tabi bunun ayrı bir yeri vardır. Dostlarıma giderken daha önce telefon ederdim,  müsaitseler giderdim. Bir gün kelli, felli bir arkadaşımı aradım, aynen şöyle dedi: “ Kadir’ciğim,15 dakika sonra uçakla İstanbul’a gideceğim”15 gün Ankara’da kaldım, beni bir kez olsun aramadı. Tabi bu arkadaşı bir daha da aramadım ve aramıyorum. Defterimden adını da sildim. Bu arkadaşım İstanbul’dan döndükten sonra beni arayabilirdi,  Kadirciğim İstanbul’dan döndüm,   ne zaman isterseniz   buy(u)run görüşelim  “diyebilirdi… Şair Feyzi Halıcı   böyle   insanlardan değildi demek istiyorum.. Feyzi Halıcı aynı zamanda konuksever bir insandı, daha Türkçesi adam gibi adamdı.  Böyle bir insan anılmaz mı?

1965’lerden bu yana Çağrı Kültür Sanat Folklor dergisini hem okuyor ve hem de izliyorum. 1980’lerden bu yana abone olduğumu hatırlıyorum.  Ara sıra Çağrı’ya gönderdiğim şiir ve edebi yazılarım yayımlanıyor. Bende biriken Çağrı dergilerini ciltliyorum, okuduktan sonra bir kenara atmıyorum. Bunlar benim için büyük bir kültür hazinesidir,  bunları gelecekte yetişen torunlarıma büyük bir kültür hazinesidir diye saklıyorum.  

Geçen gün sanatçı dostlarımdan bana gelen mektuplarına bir göz gezdirdim.  Kimler yoktu ki bunlar arasında. İşte bir kaçını yazayım: Hisar dergisinin kurucusu ve sahibi Mehmet Çınarlı, şair İlhan Geçer,  Şair Gültekin Samanoğlu, Gazeteci yazar Ahmet Kabaklı, şair Cahit Külebi, Halil Soyuer, Şinasi Özdenoğlu, Eski Aydın Milletvekili M. Kemal Yılmaz, Mehmet Aydın, Bilgay Esemenli, Dr. Nurettin Özdemir, gazeteci ve yazar Dr. Tahir Kutsi Makal, Prof. Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Şair Ahmet Tufan Şentürk, Bahattin Karakoç, Avukat Nurettin Güler, Ordulu şair Vedat Güler ( V. Güler, bana hep amcaoğlu” derdi ), Kayserili Lâle Şairi Abdullah Satoğlu, M. Halistin Kukul,  kadın şairlerimizden Güzide Taranoğlu, Sevgi Balın Arısan,  İlkan San, Sadettin Kaplan, İbrahim Minnetoğlu, Muharrem Kubat, Âşık Yoksul Derviş, Zehra Pınarses, Asker şairlerimizden Enver Tunçalp,  Prof. Dr. Talat Sait Halman,  Murat Özmen, Sadık Necati Ok, Prof. Dr. İsa Kayacan, Prof. Dr. Sami Sakaoğlu, E. General şair Fazıl Bayraktar,  Prof. Dr. Tamilla Abbashanlı, Folklorcu Ahmet Özdemir, yazan, şair Ahmet Özer,  Hikâyeci Şevket Bulut, halk bilimci Nail Tan, Mehmet Turan Yarar,Hayrettin İvgin, Gürünlü Âşık Gülhani, Kadirli’den Aşk Halil Karabulut, Göktürk Mehmet Uytun gibi şair ve yazarların mektupları var arşivimde… Fırsat bulursan bu mektupları bir kitapta toplamayı düşünüyorum. Bunlar arasında şair- halk bilimci Feyzi Halıcı’nın da beş, altı mektupları vardır. Bu ismini yazdıklarımın bir kısmı bugün bazıları yok aramızda, onları da saygıyla, rahmetle anıyor, yaşayanlara Allah’tan sağlıklı ömürler diliyorum. Şimdi Feyzi Halıcı’nın 6 Ocak 1997 yılında bana el yazısıyla göndermiş olduğu değerli bulduğum mektubunu burada sizlerle paylaşmak istiyorum:

 

          Türk Dil Kurumu

Üçüncü Uluslararası Türk Dili

             Kurultayı-1996

                                                                                                                        6 Ocak 1997

Sevgili Kardeşim

Abdülkadir Güler,

 

Güzel dileklerin, gazete, mektup ve yazıların için candan teşekkür ederim.

Sen potansiyel dolu gerçek bir sanatçı, iyi bir yazarsın. Senin gibi bir dosta, bir yardımcıya o kadar ihtiyacım var ki. Yaş 73, inan ki tertip, düzen, tashih benim elimden ve kontrolümden geçiyor. Şahane bir atasözümüz var: El, elin eşeğini ıslık çalarak arar”. Buradaki dostlar, Çağrı’nın tashih için gelirler. Sonra onların tashihlerini kontrol ederim ne hatalar bulurum.

Genç medya yazılımı yapıyordu, Arızanın panzehiri, Avrupa’da imiş. Ocak sayısını yeni bir yazılımcıya verdim. Şubat sayısını da peşi sıra verdim. En geç  bir hafta sonra iki sayı da  eline geçer.  Postadan gelen yeni yazını da gelecek sayılara koyarım. Başarı ödülün de hayırlı olsun, yürekten kutluyorum. Konuyla ilgili haber Şubat’ta çıkacak. “Nüzhet Erman” yazını da koydum.  Sağ ol, var ol.

Bayramını candan kutlarım, sevgili şair - yazar kardeşim. Hoşça kal, başarılar dilerim.  

                                                                                              Feyzi HALICI

                                                                                                    (İmza)

Not: Mektup, aslına uygun olarak sunulmuştur.

Şimdi de biraz Feyzi Halıcı’nın şiir dünyasına girmek istiyorum. Şairlerimizden Hüseyin Çolak Yurdabak’ın  Feyzi Halıcı  ile bir   konuşması vardır. Bu konuşma  “ DÖRTLEMLER”(2005) adlı kitabında da yayınlanmıştır. ( Şair Hüseyin Yurdabak, 1931-9 Ocak 2008, şimdi yok saramızda. O’nu da rahmetle anmadan geçemeyeceğim.)

Feyzi Halıcı yaptığı bir konuşmasında şöyle diyor: Cumhuriyet döneminde Atatürk, özellikle halk şairlerimize Halkevleri aracılığı ile geniş imkânlar sağlamıştır. Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Kemal Çağlar, bilgiyi sürdürmüşlerdir.1950’li yıllarda ve 1960 yıllından sonra Konya Kültür- Turizm Vakfı ve Derneği olarak “Geleneksel Türkiye Âşıklar Bayramı’nın kurucusu olarak üç yüzü aşkın halk şairimize miktarımızca yardım etmenin gayreti içinde olduk ve olmaktayız. Bugün yurdumuzun dört bir köşesinde düğünde, dernekte, bayramda, şölende âşıklarımız çalıp söylüyorsa, bizim de bir tutam çabamızdan söz edildiğini duyuyor ve seviniyoruz. Atatürk Kültür Merkezi’nin 58 nolu yayını ( Âşıklık Geleneği ve Günümüz Halk Şairleri )  700 sayfa civarındaki Güldestemizi okuyup incelemelerini dilerim. Evet, Dörtlemeler’ i şiir dünyamızın aşamalı bir devamı, âşıklık geleneğimizin bir gerçeği ve gereği olarak gündeme getirecektir. Sayın Feyzi Halıcı bunları söyledikten sonra sözlerine şunları da eklemeyi ihmal etmiyor: F.HALICI: İlkokulda Mektepli, ,Çocuk Sesi, Afacan Dergileri, Sami Karayel, Mehmet Faruk Gürtunca,…Yedi Gün Dergisi’nde, İbrahim Alaeddin Gövsa, Sonra Çınaraltı Dergisi, Orhan Seyfi Orhon, Ahmet Kutsi Tecer,  Yusuf Ziya Ortaç,…Hemen ardından Şadırvan Dergisi… Behçet Kemal Çağlar, Üniversitem tahsilim için İstanbul’a gidince Beyazıt Kütüphanesi Müdürü, Halk Edebiyatı Araştırmacısı Sadettin Nüzhet Ergun… Sanat eğitimimi bu hocalardan aldım. Kısacası şunu diyebilirim. Ben Beş Hececi şairlerin devamıyım. Yani şekilli, vezinli, kafiyeli şiirin, dolayısıyla hocalarımın yürükleri yolun takipçisiyim. Bunu gururla duyarak söylüyorum:

            Ne harabî, ne harabatıyım,

           Kökü mazide olan âtiyim…

Benim yolum, yöntemim, inancım, kıvancım bu. Yukarıda sözünü ettiğim, hepsi de Hakk’ın rahmetine kavuşan şairlerdir. Hepsinin rahle-i tedrisinden geçtim. Nasip aldım. TBMM tarafından yayımlanan “ Parlamenter Şairler” kitabımda kendilerine öğrencilik görevimi, şükran duygularımla birlikte yerine getirdim, sanıyorum. Hepsini rahmetle ve saygıyla anıyorum. ( 1 )

 Sırası gelmişken usta şair Feyzi Halıcı’nın “Dörtlemeler ”inden birkaç örnek sunalım:

 

SENSİN

Kemer kemer gönlüme kement sensin,

Bir sevgiye göze sensin, bent sensin,

Ayrılığa son veriyor şarkılar,

Dillerde tapşıran nihavent sensin. 

                    AŞK YOLU

Bunu böyle söylemiş ecdat, ata,

Dağlar vücut bulmaz taş ata ata,

Bir huzurlu sona varmak dilersen,

Aşk yolunda binilmez rahvan ata…

 

                      ANADOLU’MSUN

Benimsin yâr, kanadımsın, kolumsun,

Mutluluğa çıkan ipek yolu’msun,

İstanbul’um, İzmir’im, Ankara’msın,

Bil ki baştanbaşa Anadolu’msun…

 

                BENGİ-SU

Çığ gibi gönlümün eskimeyen, bir yerinden,

Tatlı sesin öylesine gemliyor, derinden.

Çektin aldın beni ayrılığın kederinden,

Bengi-Suyu içmek istiyorum, ellerinden…(2)

 

Bunlar Feyzi Halıcı’nın içten gelen dörtlemeleridir. Feyzi Halıcı’nın dili arı, duru Türkçedir. Sözlerinde ağdalı sözcükler ve dikenli, yakası kirli kelimeler, cümleler bulamazsınız. Tek kelimeyle kullandığı dil yaşayan bir Türkçedir.  Araştırmacı yazar - şair Feyzi Halıcı yarım asırdan fazla  Türk Edebiyatına , Türk Kültürüne hizmet etmiştir. Yaklaşık 125 eserden fazla kitaba imza atmıştır.  O sadece şiir yazmamıştır, Şiirlerinin yanı sıra ilmi ve akademik makaleler de yazmış, Halk Bilimi ( folklor)  konusunda yurt içinde ve yurt dışında birçok bilimsel sempozyumlara katılarak Türkiye’nin tanıtılmasında da öncülük etmiştir. Bu açıdan da birçok ödüller de almıştır. Dörtlemeler’ in manevi gücü ve ilhamı kaynağı olan Yesevi Hz’lerinin öğütleri, ihlası, hal ve hareketi yansır. O Hacı Bektaş-ı  Veli’den,  Şeyh Lokmanı  Perende ve Yunus Emre, Hz. Mevlana gibi büyüklerimizden ilham almıştır. O Horasan erenlerindendi, hem de gerçek anlamıyla bir alperendir… Ayrıca 1968 yılında Konya’yı temsil eden bir Senatör olarak da TBMM’de yer almıştı. Bu kadar sözden sonra bir de Çağrı’ya dönmek istiyorum.    

           Çağrı Kültür Sanat Folklor Dergisi:

Bence Feyzi Halıcı’nın en büyük hizmetlerinden biri de Çağrı dergisidir.  Çağrı’nın isim babası ünlü şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağlarca’dır.  Sevgili Dağlarca’yı de bu vesileyle rahmetle anmak isterim. ( Bu güçlü ozanı 1974 Temmuz’unda Ankara’ da onunla bizzat bir araya gelmiş ve kucaklaşmıştık.) Çağrı’ya verilen isim bağlamında bunu bizzat Feyzi Halıcı’dan dinlemiştim.  “Konya’da bir sanat ve kültür dergisini çıkarmak istediğimiz zaman, (1957), derginin adı ne olacak” dediğimde. Fazıl Hüsnü Dağlarca   “ÇAĞRI olsun”  demişti. İşte o günden bu yana Çağrı Dergisi yayınlanıyor. Feyzi Halıcı vefat ettiği zaman Çağrı Dergisi Yıl: 61 - sayı 696’yü ulaşmıştı.( Kasım 2017). Çağrı Kültür Sanat Folklor Dergisi hâlâ yayımına devam ediyor. Derginin hiç aksatmadan ve tökezlemeden değerli Feyzi Halıcı’nın  hayırlı evladı Sayın M. Emrehan Halıcı ve muhterem eşi- hayat arkadaşı Fatma Bahar Halıcı  (Gökfiliz)  yayımına devam ediyorlar. Ellerine, yüreklerine ve emeklerine  sağlık.  Bu büyük bir öz veridir.  Sayın M. Emrehan Halıcı ve  Bahar Halıcı  kardeşlerimi  yürekten  tebrik ediyorum.  Bu vefa alkışlanmalıdır… Şu anda masamın üzerinde bulunan Çağrı Dergisi: Yıl:64, Sayı: 730, Eylül 2020. Bu sayıda yer alan şair ve yazarlarımız:  Feyzi HALICI,  Fatma Bahar HALICI (Gökfiliz), Öksüz Ozan: Ahmet YILDIRIM,  Prof. Dr. Gülhan SLEM, M. Halistin KUKUL, Prof. Dr. Tamilla ABBASHANLI, Aysen AKDEMİR, Mehmet Ali KALKAN, Nevin HALICI, Venüs BİLİSTER,  Faika SARP,  Prof. Dr. Nilgün ÇELEBİ, Abdülkadir GÜLER,  Hasan UKDEM, Ahmet ÖZDEMİR,  M. Güfran TAŞ,  Halenur KOR,  John KEATS, Sabir MUSTAFA gibi şairlerin, yazarların adları yer alıyor. Tabi bu durum bizi sevindiriyor.  Tüm emeği geçenlere selam olsun.  Çağrı’ ya eserleriyle emek verenlere, destek verenlere  daha nice başarı dolu yıllar diliyorum.

Sözü biraz fazla uzattım galiba, şair- araştırmacı yazar Feyzi Halıcı deyince kendimi tutamadım beni bağışlayınız aziz dostlarım. Feyzi Halıcı’nın tüm yaşamı. boyunca Türk Edebiyatına, Türk şiirine, Türk kültürüne, özellikle folklor  / Halk bilimine yarım asırdan fazla bir zaman dilimi içinde hizmet etmiştir. 64 yıldır yayınlanan ÇAĞRI DERGİSİ bunun en önemli bir göstergesidir. Çağrı ile birlikte Türk Edebiyatına adım atan dergilerin çoğu kapandı, gitti. Şair Feyzi Halıcı’nın vefatının 3. Yıldönümünde saygıyla ve rahmetle anıyor ve Çağrı’ya maddi ve manevi yönden emeği geçenlere selam saygılarımı sunuyorum. 

   Hoş ve esen kalınız efendim…

1-Feyzi Halıcı, Şiirler – Dörtlemeler-

    Halıcı özel yayını-2005-Ankara  

  2- a. g. eserden.

 

Abdülkadir GÜLER 

09.09.2020-  SÖKE

 -------------------------------------------------------------------------------------------------                               

NOT:  Suriye İdlib'te rahatsızlanan ve sonradan   şehit olan Tuğeneral Sezgin Erdoğan vefat etmiştir. Bu kahraman  şehidimizi saylgıyla ve     ve rahmetle anıyor  Silahlı Kuvvetlerimize ve   ailesine   baş sağlığı diliuyorum. A.GÜLER 

 

    

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..