Fidan’ın MİT’e dönüşü temayüllere uygun değildir

MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın 7 Şubat’ta görevinden istifa ederek AK Partiden milletvekili adaylığı serüveni ani bir çarkla yaptığı dönüş ile son buldu.

Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın “sır küpüm”  dediği Fidan’ın milletvekili adayı olmasına başından beri karşı çıkarken, Başbakan Davutoğlu,  Şubat ayı içerisine katıldığı bir televizyon programında,  MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekili adayı olup olmayacağı yönündeki soruya,  “Hangi görevi alırsa da nerede bulunursa da hakkını verir; cesurdur, yiğittir, attığı adımdan da geri dönmez. Nerede çalışırsa, gayret ederse hakkını verir. Bu memlekete de daha çok hizmet edeceği alanlar olacaktır. Siyasette de olabilir, bürokraside de olabilir.” demişti.

Fidan’ın ani bir kararla adaylıktan vazgeçtiği yazılı bir açıklama yaparak “Gördüğüm lüzum üzerine, bugün itibariyle 25'inci Dönem milletvekili genel seçimleri aday adaylığı başvurumu geri çekmiş bulunuyorum." demesi bu kararın alınmasında neler olabileceği hakkında birçok soruyu akıllara getiriyor.

Asıl üzerinde tartışılması gereken husus ise; Başbakan Davutoğlu’nun “Nasıl ayrılırken benim imzamla, tek imzayla bu işlem gerçekleşmişse dün de aynı şekilde görevine iade etmiş olduk.” diyerek Hakan Fidan’ı yeniden MİT müsteşarlığına atamasıdır.

Muhalefetinde sert eleştirilerine neden bu geri dönüş,  Fidan’ın yeniden eski görevini kabul ederek MİT’in başına dönmesi milletvekili adayı olmasının ardından ikinci büyük hatasıdır.

Fidan’ın kararından dönmesi, adaylıktan vazgeçmesinin arkasındaki nedenlerden çok MİT müsteşarlığına yeniden atanması ve kendisinin bu görevi kabul etmesi etik midir? Asıl önemli olan budur.

Hakan Fidan’ın 7 Şubat’ta istifa ederek milletvekili adayı olması hakkında görüşlerimi burada sizlerle paylaşmış,  ülkenin Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığından sonra en önemli kurumlarından olan Milli İstihbarat Teşkilatının başıdır. Geniş yetkilere, imtiyaza ve dokunulmazlığa sahiptir.

MİT müsteşarlığına kadar yükselen kişi için bu görev kariyerinin son ve doruk noktasıdır. Kişi bu görevden ya emeklilik yâda ölüm dolayısı ile ayrılır. Emekli olan son nefesine kadar her ne pahasına olursa olsun bilgi birikimi ve devlet sırlarını ifşa edemez bu bilgiler kendisi ile birlikte toprak olur.

MİT Müsteşarının görevinden istifa ederek milletvekili olmak üzere hangi partiden olursa olsun aday olması, gösterilmesi etik değildir, kabul edilemez olduğunu yazmıştım.

Anayasaya göre, kamu görevlisiyken istifa eden kişinin 6 ay geçmeden yeni bir göreve atanamaz der. Asker ve yargı mensuplarının aday olmak için istifa etmeleri halinde geri eski görevlerine dönemeyeceğine dair hüküm olmasına karşın MİT müsteşarı hakkında böyle bir hüküm bulunmaması muhtemeldir ki bu kanun düzenlenirken MİT müsteşarının milletvekili adayı olacağı hiç düşünülmemiştir. Bazı konular yasalarla değil temayüller ile belirlenir. 

MİT müsteşarlığı konumu itibariyle müstesna ve mahremiyeti olan bir görevdir.

- Hakan Fidan'ın AKP'den aday olmak için istifa etmesi ile siyaseten taraf olduğunu ortaya koymuştur. MİT'e geri dönmesi temayüllere uygun değildir.
- MİT İktidarların değil, devletin kurumudur. Devletin varlığı, iç ve dış tehdit unsurlarına karşı devletin güvenliği için kurulmuştur. Cumhurbaşkanı veya Başbakanın değil, devletin kara kutusudur. 
- MİT'in Siyasi iktidarın başına bağlı olması, siyasi iradeye göre hareket edeceği anlamı taşımaz. MİT siyaset üstüdür.

Hakan Fidan hem aday adayı olmakla, siyasi bir kimlik kazanmış,  adaylıktan vazgeçerek yeniden eski görevini kabul etmesiyle,  bağımsızlığını, güvenilirliğini yitirmiş, siyasi iktidarın bir parçası ve memuru konumuna düşmüştür..

İbrahim Halil SİPAHİ

13.03.2015/Adana