- Kategori
- Mizah
- Okunma Sayısı
- 1026
Fidanın tazesi

1982 yılı Şubat’ın ilk haftası idi, kamyona sardığımız portakalı Denizli haline götürdük ki, saat sabahın 04’ü gibi. Hava da bir soğuk ki…
Yanımızda patronun (Portakal tüccarı) yeğeni var, küçük genç bir delikanlı. Boyu da küçük ama kendisi sevimli.
Halin hemen sol girişinde bir kahveye girdik. Bizim genç yeğen sobanın başına geçti, biz de gelen çayları içerken yaşlı bir adam yeğene sordu:
—Çok mu üşüdün delikanlı?
—He, dedi yeğen.
Adam:
—Ayıp, ayıp. Genç adam hiç üşür mü?
Ben ve yanımdakiler genç arkadaşımızın adama ne cevap vereceğini merak ederken, bizim genç yeğen öyle bir laf etti ki, o günden bugüne hiç unutamadım.
“Amca, bizim orda don fidanın tazesine vuruyor.”
Resim: http://meyvelitepe.typepad.com/.a/6a00e54f8ae9ec883300e5538053ee8833-320wi
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Çocuk mutlaka dondan zarar gören bir çiftçininçocuğu. Hem de akıllısı. Bazı çocuklar don tehlikesini bilmezler bile. ha hadi bir güzelik daha yakalamışsınız. Sevgiler. ÜŞD
Ünal Şöhret Dirlik 16.05.2010 22:23- Cevap :
- Evet hocam, paylaşımınız ve katkınız için teşekkür ederim. Selamlar ve saygılar bizden hocam. Ayrıca Günür hocanın da çok selamı var. Doktorunun dediğini tutmuş, şekeri düşmüş. 18.05.2010 11:43
Birebir, canlı canlı yaşadığın bir mizah...Bundan sonraki günlerinin de mizahi güzellikte olması dileğimle...
Yurdagül Alkan 14.05.2010 18:05- Cevap :
- Evet, öyle olur inşallah. 14.05.2010 22:05