- Kategori
- Futbol
FIFA sıralamasındaki istikrarsızlık abidesi: 39. Türkiye
FIFA Dünya Kupası eleme gruplarındaki maçların tamamlanmasından sonra sıcağı sıcağına bir klasman tablosu açıkladı. Bu tabloda aşağıya doğru neredeyse yuvarlanarak düşerek değer kaybeden bir takım var.
Türkiye...
2008 Avrupa Şampiyonasında gösterdiği başarı sayesinde o yılı 10. sırada tamamlayan milli takımımız Haziran ayında 12. sıraya gerilediği sıralamada Eylül ayında 27. ve Ekim'de 39. olarak yer bulabildi.
Bu çok büyük bir başarısızlık olduğu gibi bir başka şeyin de altını çiziyor: İstikrarsızlık!
1993 yılında 52. sıradan girdiğimiz istikrar tablosunu FIFA'nın internet sitesinden alarak buraya ekliyorum.
Oct 2009 | 39 | Fatih Terim |
Sep 2009 | 27 | |
Aug 2009 | 28 | |
Jul 2009 | 28 | |
Jun 2009 | 12 | |
May.09 | 14 | |
Apr 2009 | 14 | |
Mar.09 | 11 | |
Feb 2009 | 10 | |
Jan 2009 | 10 | |
2008 | 10 | |
2007 | 16 | |
2006 | 26 | |
2005 | 11 | Ersun Yanal |
2004 | 14 | |
2003 | 8 | Şenol Güneş |
2002 | 9 | |
2001 | 23 | |
2000 | 30 | |
1999 | 29 | Mustafa Denizli |
1998 | 57 | |
1997 | 43 | |
1996 | 31 | |
1995 | 30 | Fatih Terim |
1994 | 48 | |
1993 | 52 |
Milli Takımımızın bu süre içindeki en büyük başarıları 2002 yılındaki Dünya Kupası üçüncülüğü; bir sene sonra yapılan Konfederasyon Kupası üçüncülüğü ile 2008 Avrupa Kupası yarı finalistliği.
Bütün bu başarılarımızın içinde İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya, İspanya'ya karşı alınmış tek bir galibiyet bile yok.
Brezilya ile oynadığımız maçları kaybetmişiz.
Ekim 2009 sıralamasında üzerimizde yeralan takımlardan Hırvatistan, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti takımlarını yenebilmişiz.
2008 elemelerinde Yunanistan'ın, 2006 elemelerinde de Ukrayna'nın arkasından ikinci olabilmişiz. Baraj maçları yapmışız. 2006'da büyük bir ceza aldığımız İsviçre'ye elenmişiz.
Türkiye, Avrupa'nın 5. en büyük ekonomisine sahip bir Süper Lig'i varken, yine dünyanın en büyük 17. ekonomisiyken bulunduğu yer ve yıllar içinde inişli çıkışlı seyreden bir futbolu var.
Bu aslında büyük bir başarısızlıktır.
Sn. Sinyor Terim bu sürecin içindeki en önemli aktörlerden bir tanesidir. Kendisini Türkiye'nin en büyük başarılarının arkasındaki isim olarak görse de hani Galatasaray'a kazandırdığı UEFA Şampiyonluğu dışında dişe dokunur ne yapmış olduğunu analiz edebilmek, tablolardan okuyabilmek mümkün değildir.
Sn. Terin bize şunu söyleyebilir belki;
"1993 yılında 52. sırada aldığım bu takımı size 39. sırada teslim ediyorum."
Ancak yine de şu söylenmelidir ki; başarı da başarısızlık da tek başına tek bir kişiye ait değildir.
UEFA Kupası büyük bir başarıdır. Üstüne Sper Kupa da eklenmiştir. Ancak son yirmi yıl içinde yakalayabildiğimiz topu topu tek başarı da budur. Galatasaraylı dostlarımız bize çok kızıyor olsa da böylesi tepe noktalarının istatistikteki karşılığı istisna/tesadüf olduğu için değerlendirme dışı tutulduğu da bir gerçektir.
Bu söylem Galatasaray'ın başarısını küçümsemek anlamı taşımıza. Ancak ne kulüp ne milli takım düzeyinde tekrarlanmamış başarıları konuşmak; hatta kulüp başkanlarının gelmeyecek başarılar için taraftarın önüne hedef koyması gerçekçi değildir.
İşte Galatasaray'ın durumu. Galatasaray ortalamasını asla bir şampiyonlar ligi takımı düzeyine çıkaramadı; Türkiye'de bu lige en fazla katılmasına karşın.
Beşiktaş hiçbir zaman bir Avrupa takımı olamadı.
Fenerbahçe için bir kaç sene öncesine kadar Edirne dışı tam bir travmaydı.
FIFA'nın bu tablosu bize bir şeyler anlatmalı. Geçen ay Basketbolda yaşadığımız Avrupa sekizinciliği bize bir şeyler anlatmalı.
Neyi nerede yanlış yapıyor olduğumuzu daha derinlerde düşünmemiz gerektiğini...
Bu konuyu detaylandırarak bir sonraki yazıda devam edeceğim...
Uzay Gökerman
http://www.fifa.com/worldfootball/ranking/lastranking/gender=m/fullranking.html
http://www.fifa.com/associations/association=tur/ranking/gender=m/index.html