Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Fıkra gibi olaylar

Ben Milletvekiliyim…

Milletvekilinin biri o gün akıl hastanesini geziyordu. Bir koğuşa, akıl
hastalarının yanına geldi. Hastalardan biri sordu:
 

- Hey dostum, sen neden düştün buralara?

Milletvekilinin kaşları çatılmış:

- Ağzını topla, ben milletvekiliyim!..

Akıl hastası gülmeye başlayınca:

- Ne gülüyorsun be adam!? diye soran milletvekiline;

- Hiç canım, bende de böyle başlamıştı da; alışırsın, alışırsın...

Sapan Yapacağım!..

Adamın biri kafayı sapanla bozmuş, nerde bir karış lastik görse, hemen sapan yapıp evlerin camlarını kırarmış.

Komşular dayanamayıp onu deliler hastanesine kapatmışlar. Gel zaman git zaman, bu adam başhekimin yanına gelmiş.

Hasta: -Ben iyileştim beni salın.

Doktor:

-Çıkınca ne yapacaksın?

Hasta:

-Evleneceğim, sonra gerdek gecesine gireceğim, sonra gelinin duvağını açacağım, gelinliğini çıkaracağım. Sonra da sütyenini ve kilodunu çıkaracağım…  deyince, meraklanan ve ağzı sulanan doktor da hemen sormuş:

- Eee çabuk anlat, daha sonra ne yapacaksın evlâdım?

Hasta : -Kilodunun lâstiğini çıkarıp sapan yapacağım işte, başka ne yapacağım yahu! demiş, hemen koğuşuna geri götürülmüş…

Fıkralar güzel ve biraz olsun gülümsediniz değil mi? İyi…

Şimdi de Adana Valiliği önünde yaşanmış, ama fıkralara taş çıkartacak bir olayı size anlatacağım:

22 Mayıs 2012 günü, saat daha sabahın 07.00’sinde Adana Valiliği bahçesi önüne, elinde otomatik av tüfeği ile bir adam gelir. Tüfeği gırtlağına dayayıp; “Çabuk benim karımı Adana Kadın Sığınma Evi’nden çıkarıp, buraya getireceksiniz, yoksa intihar ederim!..” diye bağırmış.

Valilikte görev yapan güvenlikçiler, derhal Özel Harekât Timi’ne haber verirler. Beş kişilik ekip, yanlarında adamın köydeki babası ve bir psikologla beraber hemen olay yerine gelirler…

37 yaşındaki adamın adı Rahim K. ve 4 çocuk babasıdır. Adana merkez Sarıçam İlçesi Mustafalar Köyü’ndendir. Karısı Fadime K.’yı her gün dövmekten şikâyet edilmiş, devlet de eşini Adana Kadın Sığınma Evi’nde korumaya almıştır…

Özel Harekâtçılar, adamın babası ve psikolog, bir saatten fazla uğraşırlar, adamı bir türlü ikna edemezler. Sonuçta operasyon yapmaya karar verirler.

Adam polislerin üzerine geldiğini görünce hemen kaldırıma fırlayıp, tüfeği de gırtlağına dayayarak; “Gelmeyin, yemin olsun intihar ederim bakın!..” diye bağırınca, Özel Tim Komutanı tabancasının, dört kişilik ekip de otomatik tüfeklerinin namlularını adama çevirip, şöyle tehdit ederler: “Sakın intihara filan kalkışma, yoksa seni vururuz!..” derler, iyi mi?

Yahu adam zati namluyu gırtlağına dayamış, kendini öldürecek! E kendini öldürecek adama kalkıp da; “Vallayi vururuz haa!..”diye tehdit etmenin mantıklı bir sebebi veya caydırıcı bir tarafı olabilir miydi?

Yani, adam kendini vursa öldürse idi, ölüyü tekrar mı öldüreceklerdi?

Ben her zaman demişimdir; “Bu ülkede ne Nasrettin Hocalar, ne Bekri Mustafalar, ne İncili Çavuşlar, ne de mizahî olaylar asla bitmez! Bu bereketli Anadolu topraklarının eli öpülesi anaları, daha ne yiğitler doğurur” demişimdir…

Bir bildiğimiz var da, ondan böyle diyorduk! İşte şahit, işte ispat!.. Şimdi bu duruma gülmeyip de, bunu okuyucularla paylaşmayıp da, ya ne halt edersiniz bakayım!?

Bu ülkede ne mizah biter, ne hiciv biter! Ne bunları yazan Aziz Nesinler, ne bunları tiyatroda oynayan Muammer Karacalar ve ne de sinemada oynayan Kemal Sunallar biter!..

Bizler kendine münhasır Anadolu insanlarıyızdır; gözünü seveyim böyle güzel ülkemin, böyle özel insanlarımın! Biz mizah yazarlarına, her gün bolca malzemeler sunuyorsunuz! İyi ki varsınız, iyi ki bize aitsiniz! Sizler sağolun, ebediyyen varolun, e mi!?                             

Sakin KOŞAR… 

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..