Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Fıkralık hallerimiz

Fıkralık hallerimiz
 

Ben anlatılan Karadeniz fıkralarını kurmaca sanırdım. Yok değilmiş şimdi anladım. Sümala’ya çıkarken gidenler bilir yol diktir ve minibüslerle çıkılır. İki minibüs karşılaştı. Vatandaşın biri de “Ağabey yavaş düşeceksiniz!” dedi Şöförün dediği: ”Olsun kardeşim aşağısı da, yukarısı da bizim toprağımızdır!" Biz güle güle öldük!

Bir de Hale’nin hali, canım kusura bakma anlatmalıyım. Bizim Hale çok bahtsız, olayların üzerine düştüğü için sanırım. Her defasında banyodan sırıksıklam geldi. Sakarlıklar peşini bırakmadı. Musluğu açarken su fıskırır onu kapatayım derken bir yere çarpar. Çıkayım derken ayağı kayar düşer. Canım benim sakar da değil üstelik, sadece şanssız! Seni çok seviyorum arkadaşım! Tur boyunca çok güzel anlar yaşadık.

Otobüs’te zaman geçirmek adına etkinlikler yaptık. Yetkin bir karadeniz fıkrası anlattı. Farhood ‘da bir avusturalyalı fıkrası Türkçesi ne kadar ilerlemiş siz düşünün: ”Bir Türk bir Çinli bir Avusturalyalı bir uçağa binmiş. Uçak düşmek üzere olduğundan yolculara bir şeyleri atmaları söylenmiş. Türk kebap atmış, Çinli pirinç atmış, Avusturalyalı ise Çinliyi atmış.: )”

Ben yazdığım birkaç yazıyı arkadaşlarla paylaştım. Farhood’un sözü: ”Abla hiçbir şey anlamadım ama; çok beğendim.” Biz koptuk tabi. Ben yazımı okuduktan sonra arkadaşların alkışlarıyla yazılarıma devam ettim. Kaptan: ”Merve senin sesin güzel bir türkü okur musun?” dedi “Yok kaptan değil.” dedim. “Yarışma yapmıyoruz, sen söyle biz de söyleriz.” dedi. Ben de “Ordu’nun derelerinden başladım söylemeye.Çok eğlendik.

09.07.2009

Saat 07.00’de yola çıktık. Gürgen ve kayın ağaçlarının arasında yol alıp sarp sınır kapısına dayandık. Pasaportumuz olmadığı için Batum’u dolaşamadık. En kısa zamanda pasaport edinmeli.

1916 yılında Gürcistan ile sınırımız çizilmiş. Bunun sonucunda Sarp köyü ikiye bölünmüş. Bu denilince “Propaganda” filmi aklıma geldi. Eğer Sarp köyünde doğduğunuzu kanıtlarsanız, ülkeye girebiliyorsunuz. Gece Sürmene yaylasında kaldık yayla havası çok güzel tam güneş batarken Halecim benim için gökyüzünü fotoğrafladı tabi beni de… Burada da eğlencemiz pek güzeldi. Horonlar, kolbastılar… Baya Karadenizli olduk mu ne? Biz Efelerin torunlarıyız. İki günde Karadenizli olmayız.

10.07.2009

Sabah saat 07.00’da yola çıktık. O gün kirazın anavatanı Giresun’u, Trabzon’u dolaştık. Trabzon’ dan telkari ve hasır bilezik aldım. Gerçekten güzel el sanatları… Ayasofya müzesini dolaştık. İyi ki bu geziye çıkmışım gerçekten çok memnun kaldım. Sera gölüne gittik. Öğle yemeğini Akçabat’ta yedik. Tabiî ki köftesini ama ben laz böğreğini çok beğendim. Kimse nasıl yapıldığını söylemiyor yaaa! Mutfağına girip soracağım inan o kadar merak ettim. Ne olacak söyleseler!

Tirebolu’da çay fabrikasına gittik sonra ve nihayet otel duş ve yemek…

Trabzon’da kötü bir olay yaşadık canımız da sıkıldı hani. Yaya geçidinden geçerken bir araba Muradiye abla ile önümüzden geçti ve az kalsın ayağını eziyordu. O da doğal olarak: ”Ya kardeşim önüne baksana eziyordun beni!”dedi. Arabada olan şahıs kusura bakmayın insan demek istemiyorum arabadan indi ve arabanın içinde bir bayan olduğu halde “o…” diye bağırdı. Donduk kaldık. Çok üzüldük. Farhood’la otururken Trabzon’da: ”Abla Trabzon insanları çok kaba değil mi?” dedi. Ben de: ”Bazen toplumda kendini bilmez insanlar vardır canını sıkma Farhoodcum.” dedim. Ayıp ama. Benim anneme öyle söylense ben bayan halimle üzerine yürürüm o adamın sen kimsin de anneme öyle küfrediyorsun senin yanındaki de bayan!

Karadeniz insanı da Karadeniz gibi hırçın sanırım.Yani öyle düşündüm.

 
Toplam blog
: 130
: 480
Kayıt tarihi
: 13.08.08
 
 

17 Haziran 1982 Manisa doğumluyum. Türkçe öğretmeniyim. İzmir'de yaşıyorum. Yazmak yaşamak benim ..