Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '16

 
Kategori
Siyaset
 

Fildişi kulesinde- 2 Kişileri de, toplumları da bitiren ve sonunu hazırlayan bu kulak tıkayışları

Fildişi kulesinde- 2 Kişileri de, toplumları da bitiren ve sonunu hazırlayan bu kulak tıkayışları
 

Önce insan


Toplumuzda, İnsan yetiştirmekte, iyi tohum yetiştirmek kadar önemli ve değerlidir.

Zira insan fasulyeden, pamuktan ya da birçoğundan daha önemlidir. İnsanlığın hüküm sürdüğü yerlerde de bu nevi tohumlar zaten üretilir. Önemli olan insanlıktır.

Baştan yazayım benim hiçbir siyasi taraftarlığım yoktur, siyasetteki taraf tutmayı “futbol takımı” tutmak gibi görürüm. Hak neredeyse bende orada olmak isterim aklım erdiğince ve sağlığım el verdiğince. Çünkü önemli olan x, x parti değil, insanlığı tutmak yanında olup, hakkı adaleti savunmaktır.

Türk aydınının ve yetkilinin (temsilcisinin) varlık sebebi, fikir üretmektip. Çözüm bulup, çözümü aramaksa.

Aydın ya da temsilci kişi kendi fildişi kulesinden çıkıp, ütopiklerinden ayrılıp halkın içinde olanları görmelidir. Halkın sesine kulak verip dinlemelidir. Çünkü fildişi kulesi, onu realiteden koparmakta ve hayatın sesine kulaklarını kapatmaya itmekte yanlış kararlara sürüklemektedir…

Kişileri de, toplumları da bitiren ve sonunu hazırlayan bu kulak tıkayışları değil midir, zaten?

Eksiğim varsa, yanlışsam da af ola. Çünkü en yüce ve en güzel kanun hükmü içimizdeki, hiç bitmeyecek iktidar olan vicdanımızdır… O kimseye hiçbir rütbe ve makama göre değildir, bana göre de değildir. Allah’ın içimize nakşettiği duygularımızdır sadece.

İçerde ve dışarıda birçok düşmanların bulunduğu, sayısız güzelliklere ve bereketlere sahip bir coğrafyada olan ülkemiz, Osmanlı Devlet-i Aliyyesi’nin hâkim olduğu coğrafyadır. Neden imparatorluk denmediğini bir yerde okumuş ama şuan hatırlamıyor olmanın üzüntüsündeyken. Yazıda, imparatorlukların kökeninde sömürmek olduğu anlatılıyordu.

Ama “Osmanlı Devleti’ni kuran o eşsiz irade için ise “iman ve adalet sahibi insan alan değil, veren bir hayat hak üslubunu benimsemiş”, diyordu.

Hatırımda kalanlara göre, Osman Devleti coğrafyasında şu Dört şey (4) çok önemliymiş insan hakları, ırk, dil ve din…

Aynı kitapta yine bir bölüm vardı, Sırplı tarihçi bir hanım bu konuyu kısaca şöyle özetliyordu: Osmanlı Devleti’nin yıkılması, aslında sadece bizim felaketimize değil birçoklarının felaketine sebep olmuştur. Çünkü o Devlet’te bir köylünün keçisi çalınsa, o keçi bulunmasa sahibi de Bab-ı Ali’ye şikâyet etse Osmanlı, valisini azleder, ihmal varsa, başını bile vurdururdu, çünkü insana saygı, adalete saygı hat safhadaydı. Bu hak ve hürriyetlerin en önemlilerinden biri de din ve vicdan hürriyetidir, diyordu…

Netice olarak, Osmanlı hayranlığını her fırsatta dile getiren birçoklarımız gibi tarih konulu dizi ve filmleri severek izliyorsak, bunu da sorgulamalıyız “Osmanlı Devleti’ne olan hayranlığımızı, diğer hak ve adaletine de duyup benimsiyor muyuz, diye”?

Öyle ki, 500-600 yıllık bir Devletin arşivlerinde yüzünü kızartacak bir belgeye çok nadir, rastlandığı da iddia edilmekte…

Eğer ki, geçmişte ve şu zamanlarda bir yerlerde hata var sesleri, masumların feryat sesleri yükseliyorsa o seslere kulak verilmeli, gerekirse ekip içinde yeniliklere gidilmelidir.

Karar yüce gönüllerinizin.

Hak ve hukukun sesiyle, vicdanlara kulak verilmesi dileklerimle.

 

 
Toplam blog
: 34
: 158
Kayıt tarihi
: 29.06.14
 
 

Merhaba güzel insan, buda benim youtube kanalım abone olursan kanal seninle güzellecek. Eğer kanalı..