Filistin... Ergenekon...

Bilindiği gibi İsrail başbakanının, başbakanımızla görüşmesinin birkaç gün sonrası, İsrail Filistin’de toplu cinayetlere girişti. İnsan beynini allak bullak eden bu alçakça cinayetlerin beyinde yarattığı fırtına biraz durulup insanlar düşünmeye başlayınca ortaya bazı sorular çıktı. Acaba İsrail başabakanı, başbakanımızla bu konu hakkında konuştumu? Konuşmuşsa neler konuşuldu? Bazı sözler verildimi? Verilmişse bu sözler tutuldumu? Bütün bunları bilmek Türk insanının hakkıdır. Devlet görevlilerinin bu tür toplantılarının tutanaklara geçmesi adettir. Fakat ortada böyle bir tutanağın olmadığı söyleniyor. O zaman biraz geriye gidip bazı olayları hatırlıyalım:

Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, 2003 yılında Sedat Sertoğlu ile yaptığı röportajda özetle şöyle diyordu: ‘Ortadoğu’daki tüm rejimler değişecek. Bütün ülkeler Irak’ta olup bitenlerden ders almalı. Değişmeyenler Saddam gibi tasfiye olacak. Yeni Ortadoğu Düzeni’nin kurulmasında ABD ile birlikte hareket edeceğiz.”

Aynı röportajda Abdullah Gül Colin Powell ile 2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma imzaladığını” da övünerek anlatıyordu. (24 Mayıs 2003 Vatan)

Abdullah Gül’ün sözünü ettiği “Ortadoğu’daki değişimin”, Filistin halkının ezilmesini de kapsadığından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Kaldı ki Abdullah Gül’ün, Amerika tarafından daha 1996 yılında, Erbakan’ın yerini alacak bir siyasal ekibin en önemli figürlerinden biri olarak ele alındığı ve o zamandan beri Amerika’daki Yahudi çevreleriyle temasta olduğu hiç kimsenin meçhulü değil.

İşte bu Abdullah Gül, şimdi öldürülen İsrailli çocukların ardından gözyaşı döküyor! Bunun adı nedir?

***

Fetullahçı basının durumu ise bir başka traji komedi. Hep bir ağızdan koro halinde ağıt yakıyorlar. Şimdi şunu soralım. Fetullah nerede? Amerikanın koruması ve kanatları altında. O ABD İsraile bırakın kınamayı destek veriyor. Buna iki yüzlülük denir.

Sayın Başbakanımız zehir zemberek konuşmalar yapıyor. Nerede? Medyada, halkın görüp duyacağı her yerde. Ama iş resmiyete gelip, meclisten İsraili kınayalım diye bir teklif gelince, AKP gurubunun oyları ile reddediliyor. Büyük ortadoğu projesi demek, kuvvetli bir İsrail demektir. Yani bir başka deyimle Filistinin ezilmesi demektir. Sayın Erdoğan da kameralar önünde bu projenin eşbaşkanı olduğunu otuzdan fazla defa öğünerek söylemiştir.

Hem Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olacaksınız; hem de Filistinlilerin yasını tutacaksınız, İsrail’i resmen kınamayacaksınız. Bunun adı nedir?

***

Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde iktidar için durum hiçde iç açıcı değildir. Ekonomik krizin suçu dünyaya yüklendi. Deniz feneri olayları uyutuldu. Yolsuzlukların gazı, Kılıçdaroğlu’nun önüne atılan birkaç kurbanla alınmaya çalışıldı. Ancak bu Filistin konusu bamabaşka. Kendi tabanından güçlü itirazlar yükselmeye başladı. (yüzbinleri sokağa döken gösteriler) Bir şekilde bunlar önlenmeli gündem değişmeliydi. Hem de acilen.

Tesadüfe bakarmısınız. Tam bu anda daha evvelden planlandığı izlemini veren yeni bir Ergenekon tutuklama dalgası oluverdi. Harika bir zamanlama. Müthiş. En az bir hafta gündem değişti. Kısa bir süre için de olsa birileri rahatladı.

***

1937 de Büyük Atatürk, Filistinde oynanmaya başlayan oyunlar üzerine verdiği ültimaton şeklindeki demecinde, ”Kutsal topraklar Hazreti Muhammet’in vasiyeti olarak islam aleminde kalmalıdır. Bu uğurda gerekirse kanımızın son damlasına kadar savaşırız” demişti.

Şimdi ise o topraklarda oynanan haçlı oyununun “eş başkanı” bizim başbakanımız.(!)

Esen kalın.

08/01/2009