Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Filler, hafıza ve kankalık

Filler, hafıza ve kankalık
 

Kaynak: Web TV


Yılların hızlı geçtiğinden bahseder dururuz. Yaşandığı esnada ne kadar uzun olursa olsun, geçen zamana baktığımızda elimizde ne var, ne yok ise bir kısa film olup kalır. 

Hayatımızın eski zamanlarına gitsek bu yazıda, hani şöyle okul yıllarına, en güzel arkadaşlıkların yaşandığı zamanlara… Ne kadar güzeldi hayatı birlikte keşfetmek değil mi? Sonrasındaki gençlik telaşları, tadına doyulmaz bol vakitli eğlenceler. Ne çok zamanı vardır herkesin o yıllarda dostları için. Hani herkes bir yanadır, en yakın arkadaşlar ayrı bir yanadır. Aile, gelecek, erkek ya da kız arkadaşlıklar terk edilir, dershaneler değiştirilir bir arada olabilmek adına. Çünkü Fil'le televizyon arasında bir yerdedir yaşam o yıllarda… Bir Fil'le televizyon arasında ne fark mı vardır? Bilmem demeyin. Hemen öğrenmemiz gerek, yoksa bir Fil'i televizyon diye her an size yutturabilirler.

Hayatı size en iyi şekilde anlatacak olan aile büyükleri gençlik döneminde sanki kanlı bıçaklı düşmanlardır. Söylediklerinin doğru olduğunu sezseniz de, kendi hayatınızı kurma güdüsü ile en kafa dengi dostlarınız ile takılmak istersiniz. Onlar havalı ve hoş gelir, aile efradı ise eski, tozlu bir çerçeveden seslenirler. O çerçeve ile aranızdaki farka da kuşak farkı denir.

En çok da kızlar için kız arkadaşlar, erkekler için de erkek arkadaşlar kıymetlidir bu dönemde. Bu dönemin en favori havadisleri karşı cins hakkında olanlardır, laf aramızda en havalı olanlar da onlardır ve tabii ki en gizli olanlar da. Sonra ne olur? Herkes kendi hayatını kurduğunda, yollar ayrılmaya başlar. Konuşmak isteseniz de hiçbir zaman ortak vakit yaratamayacağınız yeni bir yaşam sunulur size. Sorumluluklar, roller ve sorunlar değişmiştir. Artık anlatacak yeni bir şey bulmak zordur, yoksa heyecan bitmiş midir?

Arkadaşlıklar ve anılar acımasızca geçmişe hapsedilmiş gibidir. Geçmiş kayıtlar arasına girince, minik etiketleri ile arşivi dolduran birer kayıttır hepsi. Hafızanızda sevimli birer işaret ile kodlanır ve geçmişe terk edilirler. Hep özlediğiniz bir şeyleri anımsatır gibidir tekrar onları görmek, birlikte eski günleri yad etmek. Böylelikle ne olursa olsun tekrar sahip olamasanız da, bir arada iken yerinde olduğunu gördüğünüz ortak bir hazinenin sahibi olmuş gibi sevinirsiniz. Sizin nereden geldiğinizi, nerelerden geçtiğinizi ve nereye gitmeye çalıştığınızı siz anlatmadan onlar bilirler.

Birer eşsiz deneyimler müzesi var sanki her birimizin zihninde, unutulmaz izler bırakan anlara özel bir hafıza. İşte kusursuz hafızaları ile anılan filler ile televizyon arasındaki en büyük fark da bu. Televizyonların hafızası yok, filler ise her şeyi hatırlıyor. İkisi arasında ise ortak anılardan kurulu bir üçüncü boyut, orada dostlar var. O dostlar ki, bize anımsamamız gereken her şeyi yakın hissettiren can yoldaşları.

Dostlukla. 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..