Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Film ve oyunlarda şiddet

Günümüzde, bir çok insan tarafından izlenen dizi film, sinema  ve video oyunlarındaki şiddet sahnelerinin, duygu ve davranışları zarar verici boyutta  aşırılaştırdığı  düşünülmektedir. Bu tür  içeriklerin, insanları yıkıcı olmaya yönelttiği ve çocukları kötü yönde etkilediği konusunda bazı araştırmalar yapılmıştır. Büyük bir kesim tarafından, ırkçılık, savaş, cinayet ve uyuşturucu kullanımı içeren filmlerin, insanları o yöne sürükleyerek, kişiliklerinde ve alışkanlıklarında önemli ölçüde değişiklikler yarattığına inanılıyor.

Video oyunları içinde, aynı şeyi söyleyebiliriz. Hatta, çoğu video oyununda kaba kuvvet bulunmaktadır. İnsanlar, bu şiddet içeriklerinin topluma zarar verdiği izlenimini, bu filmler ve oyunların neden olduğu  cinayet ve sert davranış  olaylarından edinmektedirler. Ancak, bu tür  şiddet eylemlerini gerceklestirenler, genellikle zihinsel sorunlara sahip olanlardır. İşte, bu yüzden  suçlanması gereken film endüstrisi olmamalıdır. Çünkü, filmlerde ve oyunlarda yer alan şiddet içerikli aksiyonlar, sadece eğlence amacı taşımakta fakat psikolojik sıkıntısı olanları ve sağduyusu sağlam olmayan insanları olumsuzluğa ve yargılamaya itmektedir. Burada önemli olan, doğru ve yanlışı birbirinden ayırma ve akla uygun yargılama gücüne sahip olma özelliğini taşımaktır..

Peki, bu şiddet eylemlerinin eriştiği noktada esas sorumlu kimdir? Benim fikrim;  pek çok insanın düşündüğünün tam tersi. İnanıyorum ki, aklıselim hiç bir insan, bir filmde şiddete tanık olduğu için, uzlaşma yolu dururken kaba kuvvet kullanmaz. Bu tarz içerikli filmleri izleyen kitle, olağanüstü sayıda olmasına rağmen, hepsi de,  filmdeki doğruyu ve yanlışı ayırabilecek yeteneğe sahipler. Zaten, filmlerin hazırlanmasında ki amaçlardan bir tanesi de,  bu tip izleyici kitlesine ulaşmaktır. Normal bir insan, bu tarz filmlerden zihinsel zevk alsa da, asla birisini öldürmeye yahut uyuşturucu kullanmaya teşebbüs etmez. Bunu yapanlar, bu tarz film ve oyunları bir bahane olarak öne sürmüş ve amaçlarını saptırmışlardır.

Bir insan, günlük yaşamı içinde akla uygun olarak geliştirdiği düşünme biçimine ve alışkanlıklara sahipse, neden bu tür faydasız ve zarar verici zorlu davranışlara kalkışsın ki! Şiddet gösteren insanları değiştiren, bu filmler değildir aslında. Bu filmler, sadece onların,  esasen suça olan yatkınlıklarının ve zayıflıklarının ortaya çıkmasında etkileyici bir rol oynamışlardır. Filmlerin ve oyunların esas amacı, neşeli ve hoşça vakit geçirmeyi sağlamakken, yaşanan sıkıntılar, filmlerden kolayca etkilenen ve film içindeki yanlış davranışları gerçek yaşamda sergilemek isteyen insanların zayıflığıdır, egosudur. Mesela, kesici bir araç olan  bıçağın işlevinin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu herhangi  bir mağazadan satın aldığımız an da, ne amaç için kullanacağına, ancak kişi kendisi karar verir. Bıçak, ölümcül bir silah olarak ta kullanılabilir, masum bir meyve kesicisi olarak ta. Bıçağı, başkalarına zarar vermek için edinene birisi için, satıcıyı suçlayabilir miyiz?

Geçenlerde Amerika Birlesik Devletlerinde’ki Batman galasında bir katliam gerçekleşti. Kendisini Batman filmindeki “Joker” isimli karakterle özleştiren zanlı, onlarca kişiyi katletti. Bu kişinin, öldürmenin doğru bir şey olmadığını bilmemesi, film sektörünün değil, onu yetiştiren ailenindir. Bu anlamda,  “Ağaç yaşken eğilir” deyiminden yola çıkarak, anne ve babaların çocuklarını küçük yaşta bedensel, zihinsel ve  ruhsal olarak sağlıklı büyütmeleri için, ellerinden geleni yapmaları gerektiğini önemle vurguluyorum. Zira kendilerinin eksikleri  varsa, bunların farkına varmaları tabii ki önce kendilerini iyileştirmelidirler. Bu noktada, psikolojik desteklerin faydası da, asla yadsınamaz.

Çocukların  herşeyden kolayca etkileniyor olmaları, filmlerden yanlış mesaj almasını sağlayabiliyor. Henüz doğruyu ve yanlışı ayırt edemeyecek kapasitede olan yavrularımız için, sorumluluk büyük ölçüde film endüstrisinin ve ailenin oluyor. Bundan dolayı, filmlerdeki yaş sınırlamaları çok sıkı olmalı ve aileler

çocuklarını  doğal halleri aşan, aşırılık içeren bu tarzdaki görüntülerden uzak tutmalıdırlar. Bunun için kanal şifreleme ve buna benzer yöntemlerden faydalanılabilir.

Çevremde ki yetişkin insanların en sevdiği dizilerden birisi olan Dexter, bir seri katilin heyecan verici yaşamını konu alıyor. Dexter, bana göre çok nefes kesici ve ilginç bir dizi ve doğrusunu söylemek gerekirse, dizideki seri katil karakteri ben dahil bir çok insan tarafından cok seviliyor. Eminim ki, bu diziyi izleyen sağlıklı yetişkinlerin aklından, bir kimseyi öldürme gibi olumsuz bir düşünce geçmemiştir.  Oysa, genç bir çocuğun küçük kardeşinin boğazını keserek öldürmesi ve bunu Dexter’dan etkilendigi için yapmış olduğunu açıklaması, hem sağlıklı bir ruh için ne yapılması hem de yaş sınırlamalarının ciddiye alınması gerektiğinin, ne denli mühim olduğunu tahmin edebilirsiniz. Şayet, gerekli önlemler zamanında ve doğru olarak alınırsa, bu toplumsal paradokslar yaşanmaz hale gelir. Ayrıca, çocuklar için hazırlanan çizgi filmlerin, asla şiddet içermemeleri gerekir.

Asıl sormamız gereken soru, eğer filmler ve video oyunları şiddeti arttırıyorsa, neden eskiden günümüze oranla, çok daha yüksek şiddet olayları ve savaşlar vardı. Günümüzde bile, özellikle film izleyecek ve video oyunları oynayacak teknolojiye sahip olmayan ülkelerde, bu tür eylemler ve suç oranı olan ülkelere kıyasla daha yüksek. Dünya savaşları gerçekleştiginde ise, ne televizyon vardı ne de bilgisayar. Bana göre, video oyunları ve filmler bu felaketleri arttırmayı bırakın, azaltıyor bile. Çünkü, insanları  yararlı yönde meşgul ettiği sürece, harika bir yol aslında. İnsanlar, belki de, artık savaşmak yerine, bilgisayarın başına geçip, içindeki negatif duyguları bu oyunlarla boşaltarak rahatlıyor ve bunu haz alarak yapıyor. Veya, filmlerde bu tarz şiddet içerikli olayların zorluk ve sıkıntılarına tanık olarak, o olayları tecrübe etmiş oluyor. Kim bilir, gerçek hayatta, film ve video oyunlarına ilişkin gerçekleşen ölüm sayısının, kaç katı hayat kurtulmustur bu sayede.

Sonuç olarak, film ve oyunlardaki şiddet içerikli eylemler, normal sağlıklı insanların böylesine ters ve kötü tutumlara yönelmesine izin vermez, tam aksine uzaklaştırır. Mutlu etmek ve eğlendirmek için sonsuz emeklerle ortaya çıkarılan filmlerin hiç biri, katil değil. Sorumluluklarımızın bilincinde olmamız, toplumumuzun sağlıklı bireylerden oluşmasını ve güçlenerek iyiye, güzele doğru yol almamızı sağlayacaktır. Savunma amaçlı olmadığı sürece, hiç bir cinayet aklanamaz veya bir şeye sebep gösterilemez.

 

  

 
Toplam blog
: 62
: 554
Kayıt tarihi
: 11.08.07
 
 

05.09.1969 İstanbul doğumluyum. Halkla İlişkiler mezunuyum. Evliyim. 19 yaşında Cemre adında bir ..