Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Filmden kopan bir kare: Bakkal

Her geçen gün bakkal sayısında önemli oranda bir düşüş yaşanıyor. Büyük balıklara dayanamayan bakkal amcalar gözyaşları içerisinde bir daha açmamak üzere kepenklerini kapatıyorlar. Yıllarını verdikleri bu küçük dükkanlara veda etmek elbette kolay değil. Fakat ellerinden başka bir şeyde gelmiyor.

Aslında mahallede kepenklerini kapatan bir bakkal değil. Veresiye defteri, mahallenin bekçisi, akıl babası, danışmanı, bilirkişisi, emanetçisi, işgöreni…de kepenklerini kapatıyor ve çekip gidiyor aramızdan. Çünkü bakkal demek, veresiye demekti. Güven, itimat demekti, mahallenin işgöreni, danışmanı, dert babası demekti. Bekçisi, emanetçisi dahası güveni demekti…Orada alışveriş yaparken hem sohbet eder hem de alışveriş yapardınız. Mahallede olup bitenleri öğrenebilir yaşadığınız yerdeki gelişmelere yabancısı kalmazdınız.

Bugün bakkallarımız timsah ağzında. Soğuk donuk sessiz dev alışveriş mağazalarının tehdidi altında can çekişiyor olmasına üzülüyoruz. Bir zamanlar aldığımız malı veresiye defterine yazdırırken ayağımızı yorganımıza göre uzatmasını unutmazdık. Maaşa göre aş almaya çalışırdık. Peki ya şimdi? Ceplerimize koyduğumuz üç-beş kredi kartıyla ihtiyaç ötesini de dolduruyoruz sepetimize. Eskiden kredi kartı nedir bilmeyen bir toplumun fertleri bugün bu kartların ezikliği içerisinde bunalım geçiriyor. Dünkü maaşımız bugünkünden daha fazla değildi. Dün ile kıyasladığımız zaman bugün daha lüks içerisindeyiz. Dışımızda ki varlıkları yenilerken içimiz savaş alanına dönmüş durumda. Her bir şey kırık dökük. Kimsenin içi açılmaz ki görebilelim.

Anlıyor muyuz şimdi bakkalların ekonomiye katkılarını. Bakkallar romanımızın, hikâyemizin, şiirimizin hatta resimlerimizin bile vazgeçilmez kahramanları dahası isimleriydiler. Halide Edip Adıvar’ın ‘Sinekli Bakkal’ isimli romanını unutabiliyor muyuz? Peki ya siz market için böyle bir şey yazabilir misiniz? Sanmam. Bağlantı kuramazsınız bir kere. Bugünkü marketleri dünkü bakkalların çocuklarının kurduğuna da inanmıyorum. Zira bakkalların hep geçim derdinde olan insanlardan müteşekkildi. Bu bana yeter diyebiliyorlardı. Onlar ticaret yapıyorlardı fakat daha çok kazanma hırsında olan mantığın ötesindeydiler.

Zamanla bazı şeyler değişebiliyor. Değişime ayak uyduramayana yer yok. Ancak bakkallara yaşama hakkı kazandıracak tedbirlerinde alınması gerekir. Öyle değil mi?

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..